Konya
20 Eylül, 2024, Cuma
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Peygamberimize hakarete izin veremeyiz

Peygamberimize hakarete izin veremeyiz
Başbakan Davutoğlu, "Onurunu kendi onurumuzdan aziz gördüğümüz Peygamberimize hakarete izin veremeyiz" dedi
BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu, fikir özgürlüÄŸü ve hakaret konusunda "EÄŸer birisi benim hiç beÄŸenmediÄŸim bir baÅŸka dine de hakaret etse aynı tavrı alırdım. Veya bir ÅŸekilde siyasi muhalifim olan muhalefet liderlerinden birine küfredilse, hakaret edilse, ben onlar kadar onun hakkını savunurum" dedi. DavutoÄŸlu, NTV-Star TV ortak yayınında OÄŸuz Haksever'in gündeme iliÅŸkin sorularını yanıtladı.  Paris'teki olayların Türkiye'ye yansıması ve Charlie Hebdo karikatürlerinin Türkiye'de yayınlanması konusundaki deÄŸerlendirmeleri sorulan DavutoÄŸlu, ÅŸunları kaydetti: "Her ÅŸeyden önce hepimizin bu tür olaylarda vakarla ve dikkatle hareket etmemiz lazım. Ä°lkesel olarak, hangi ilkeleri öne çıkarıyorsak o ilkelere önem verip diÄŸer ilkeleri göz ardı etmememiz lazım. Maalesef öyle haller oluyor ki, temel bazı prensipler, deÄŸerler arasında birisi tercih ediliyor, birisi tümüyle göz ardı ediliyor. Bu tür durumlarda bir dengesizlik doÄŸuyor. Åžahsen ve hükümet olarak Paris'e gittim. Çünkü her ne surette olursa olsun masum insanlara dönük bir eylemin ki orada polisler... Birisi yine Müslüman olan Ahmet Merabet de öldürüldü. Terör olgusu, hepimizin karşı çıkması gereken bir olgudur. Her surette, orada dünya liderleriyle birlikte yürüyerek bu konudaki ilkeyi öne çıkardık. Ve benimsediÄŸimizi gösterdik. Yani orada olmamış olsaydık tahayyül edebilirsiniz ne tür eleÅŸtirilerle uluslararası medyada ve içeride karşı karşıya kalabilirdik. EleÅŸtirilerden kaçmak için gitmedim. DoÄŸru bulduÄŸum için gittim. Ciddi bir soÄŸuk algınlığım vardı ama daveti duyar duymaz 'Gidiyoruz' dedim. Çünkü bu konuda ilkesel duruÅŸumuzu göstermemiz gerekirdi."  DavutoÄŸlu, bu ilkesel duruÅŸun yanında baÅŸka bir ilkesel duruÅŸ söz konusu olduÄŸunda onu da savunacaklarını vurguladı. Fikir özgürlüÄŸü ile hakaret arasındaki çizginin ince bir çizgi olduÄŸuna dikkati çeken DavutoÄŸlu, akademik hayatta her düzeyde yurtdışında çok sert Ä°slam, Türkiye, Osmanlı eleÅŸtirileriyle karşılaÅŸtığını, onlara fikri olarak karşılık verdiÄŸini anlattı. DavutoÄŸlu, "Bir ortamda inandığınız deÄŸerlere birisi eleÅŸtiri getirdiÄŸinde sizin göreviniz ona cevap vermektir. Ama eleÅŸtiriyi aşıp hakarete vardığı zaman iÅŸte orada çizgi geçiliyor. Orada fikir hürriyetinin ötesinde saygı hürriyetsizliÄŸi var tabiri caizse. Ä°nsanların onurlarına dönük. Herkesin kiÅŸisel onur gibi bunu parçası olarak gördüÄŸü hususlar var. Yolda size birisi 'Neden ÅŸunu yapıyorsun?' diye sorduÄŸunda neden yaptığınızı izah edersiniz. Ama dönüp size küfrettiÄŸinde bu eleÅŸtiri olmaktan çıkıp, karşılıklı fikir alışveriÅŸiyle çözülecek bir durum olmaktan çıkar" ifadelerini kullandı.  "Bizim herkesi koruma sorumluluÄŸumuz var"  Charlie Hebdo karikatürlerinin Türkiye'de yayınlanmasını "duyarsızlık" olarak niteleyen DavutoÄŸlu, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:  "O gece bana haber geldiÄŸinde arkadaÅŸlar gazeteyle temas kurdular. Bunun hassasiyeti kendilerine anlatılmaya çalışıldı. Sadece fikir özgürlüÄŸü hassasiyeti deÄŸil, güvenlik hassasiyeti de. Dünyada zaten öylesine bir tansiyon yüksekliÄŸi var ki bu tansiyon yüksekliÄŸi ülkemizi de etkiliyor. Burada bizim herkesi koruma sorumluluÄŸumuz var. Ä°lkesel olarak, hayatımda kimseye hakaret etmedim. Kimsenin de benim saygı duyduÄŸum birine hakaret etmesine izin vermem. Bu, tek başına bireysel olarak da tutumumdur. Bu ülkenin deÄŸerleriyle ilgili sorumluluk yüklenmiÅŸ bir BaÅŸbakan olarak da tutumum budur. EÄŸer birisi benim hiç beÄŸenmediÄŸim bir baÅŸka dine de hakaret etse aynı tavrı alırdım. Veya bir ÅŸekilde siyasi muhalifim olan muhalefet liderlerinden birine küfredilse, hakaret edilse, ben onlar kadar onun hakkını savunurum. Bütün bu tarihi konteks içinde beraber yaÅŸadığımız insanlarla ilgili saygı gösteriliyorsa 1,5 milyar insanın inandığı ve hepimizin onurunu kendi onurumuzdan aziz... Åžahsiyet olarak ulviliÄŸini kendi var oluÅŸumuzdan çok yüksek gördüÄŸümüz bir ÅŸahsiyetle ilgili hakaret edilmesine izin veremeyiz. KastettiÄŸim budur." BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, herkesin eleÅŸtiri hakkına sahip olduÄŸunu ifade ederek, Hz. Peygambere yönelik akademik ve ilmi eleÅŸtiriye saygı duyulması gerektiÄŸini söyledi. Ä°steyenin istediÄŸi dine inanabileceÄŸini, ateist olabileceÄŸini dile getiren DavutoÄŸlu, hakaret konusunda özgürlük tanınamayacağını aktardı. DavutoÄŸlu, Charlie Hebdo karikatürlerini Türkiye'de yayınlayan gazetenin kendisini tahrikle suçladığını belirterek, ÅŸöyle devam etti: "SöylediÄŸim ÅŸey çok açık. Bu, yayın dolayısıyla güvenlik tedbirleri alınması gerekiyorsa ki alınması gerekir. KastettiÄŸim tamamıyla bu gazeteyi de korumaya yönelik bir güvenlik tedbiri. Onlarsa sanki gazetenin yayınına dönük bir güvenlik tedbiriymiÅŸ gibi... Alakası yok. Üç ilkeyi vurguladım. Teröre her ÅŸekilde karşıyız, hakarete her ÅŸekliyle karşıyız. BaÅŸbakan olarak da bu ülkede herhangi, bu gazeteyi zikretmek istemiyorum. 'O gazeteyi korumak gerektiÄŸinde de güvenlik tedbiri anlamında onun da gereÄŸini yaparız' dedim. Bu konudaki tutumum açık. Maalesef saptırarak, bizi gerilimin bir parçasıymış gibi yapma çabası da son derece yanlış bir tutum. Bu ilkeler çerçevesinde çeliÅŸki de görmüyorum." DavutoÄŸlu, gazeteyle görüÅŸme yapıldığını yineleyerek, "ArkadaÅŸlarımız görüÅŸtüklerini ifade ettiler. Durumun hassasiyeti kendilerine de aktarıldı. Biz geçmiÅŸte bu konularda çok acılı örnekler yaÅŸamış bir ülkeyiz, toplumuz. Birbirimize saygı gösterdiÄŸimizde huzur olur" dedi.   Türkiye'de basın özgürlüÄŸü BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, medyaya yönelik baskı iddialarının gerçeÄŸi yansıtmadığını vurgulayarak, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu: "Bu da maalesef uluslararası alanda son dönemde belli çevrelerin yürüttüÄŸü bir çalışma. Dün Brüksel'deydim. Zannedilir ki Türk BaÅŸbakanı Brüksel'e gittiÄŸinde oradaki Avrupa BirliÄŸi yetkilileri savcı edasıyla beklerler, BaÅŸbakanı sanık koltuÄŸuna oturturlar ve soru sormaya baÅŸlarlar. GidiÅŸimde öyle bir hava verdiler. Juncker'le yaptığımız görüÅŸmede herhangi bir ÅŸekilde Türkiye'de basın özgürlüÄŸü konusu açılmadı. Nasıl açıldı? Toplantı bittikten sonra o gün aynı saatte Avrupa Parlamentosu'nun toplantısı vardı. Bu kararı çıkmıştı. 'Dışarıda basın özgürlüÄŸüne vurgu yapabiliriz' dedim. Sadece ÅŸunu sordum: 'Türkiye'de basın özgürlüÄŸü konusunda bilginiz ne kadar, mesela kaç gazeteci tutukludur?' Avrupa Parlamentosu'nda orada bu tasarıya oy verenler bundan habersizdir." BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, Ä°srail BaÅŸbakanı Binyamin Netenyahu'nun sözlerine iliÅŸkin, "Burada Netenyahu, bütün dünya liderlerini CumhurbaÅŸkanımız ve bana tepkide bulunmaya çağırdı ama yalnız kaldı. Herhangi birisi tepki duyup da bize dönüp bir ÅŸey söyledi mi?" dedi. Medyaya yönelik baskıların olduÄŸu iddialarına iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerde bulunan DavutoÄŸlu, bu durumu, "uluslararası alanda belli çevrelerin son dönemde yürüttüÄŸü çalışmalara çarpıcı bir örnek" ÅŸeklinde niteledi. DavutoÄŸlu, dün Brüksel'de olduÄŸunu ve yaptığı görüÅŸmelerde Türkiye'de basın özgürlüÄŸü konusunun açılmadığını kaydederek, ÅŸunları söyledi: "Gazetecileri Koruma Komitesi, en büyük dünya gazetecilik örgütü, Türkiye'ye ekim ayında geldi. Adalet Bakanlığımız görüÅŸtü kendileriyle. Uluslararası Basın Enstitüsü'yle birlikte çok listeler yayınlayan bir örgüt. Kendilerinden Türkiye'de tutuklu gazetecilerin listesi istendi. 10 isim verdiler. Bu 10 ismin 3'ü daha önce salıverilmiÅŸ. Ben bunları anlattım Avrupa BirliÄŸi'nde. Ben konuyu açarak anlattım. Çünkü Avrupa Parlamentosu'nun aldığı kararı açıkça kabul etmemiz mümkün deÄŸil. Bu geriye kalan 7 gazetecinin tek tek ne zaman ve hangi suçtan tutuklandığını kendilerine izah ettim. Birisi bir hanım; silah bulundurmaktan, banka soygunculuÄŸundan 1991 veya 1992'de... Bir baÅŸkası 1995'te. Hemen hemen hepsi bizim iktidarımızdan önce ve tümü de ÅŸiddet kullanmak suretiyle yapılan suçlar dolayısıyla." "Türkiye'de haber nedeniyle baskı yapılamaz" DavutoÄŸlu, Türkiye'de yüzlerce gazetecinin tutuklu olduÄŸu yönünde bir algı oluÅŸturulduÄŸunu vurgulayarak, ÅŸu bilgileri verdi: "Türkiye'de 7 bin basın yayın organı, bin 500'e yakın köÅŸe yazarı, 258 kanal, 193 uydu kanalı var. Türkiye dinamik bir toplum. Siz de biliyorsunuz en çok satan 5 gazetenin en azından 3'ü, hadi 4'ü diyelim hükümete muhalif gazeteler. 4,5 aydır baÅŸbakanım. Bir tek kiÅŸi çıksın desin ki 'Åžöyle bir haber sebebiyle baskıya uÄŸradık'. Daha önce de Sayın CumhurbaÅŸkanımızın baÅŸbakanlığı döneminde bütün bu gazeteler bu çizgilerini sürdürdüler ve ÅŸu ana kadar da 12 yıldır bu ülkede kendi mesleklerini icra ediyorlar. En sert muhalefetle..." "Sorumsuzca yayınlar yapılıyor" Ä°stanbul'da, siyasete girmeden önce ÅŸahsi aldığı bir evi olduÄŸunu, o evin yanında da baÅŸka bir site bulunduÄŸunu anlatan DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti: "O sitenin içinde benim için, OBA helikopterinin inmesi için aÄŸaçlar kesilerek alan açıldığı iddiasıyla bir sayfalık haber verildi. Biraz önce Charlie Hebdo ÅŸeyini yapan gazetede, Cumhuriyet'te açık söyleyeyim. O da bu atıfla bir haber yaptı. Benim ne pistten haberim var, ne o siteyle bir alakam var, ne de oraya helikopterim inmiÅŸ. Helikopter, BaÅŸbakanlık helikopteri, bir tek indiÄŸi yer burasıdır, resmi alandır. Gerekmedikçe de helikopter kullanmam. Bugün mahkeme tazminata mahkum etti. Bugün aldım haberi. Bu kadar sorumsuzca yayın yapılacak, yine de hukuk dışında herhangi baÅŸka bir yola baÅŸvurulmadı. Bunların hepsi gözümüzün önündeyken; dışarıda öyle bir algı oluÅŸuyor ki 'Türkiye'de her an basına baskı var' algısı. Avrupa Parlamentosu'nun kararının olduÄŸu gün, Brüksel'de bunları sordum. Muhataplarım bunlardan habersiz ve bunu da dile bile getirme ihtiyacı hissetmediler. Dışarıda basın özgürlüÄŸü konusunda Türkiye'yi eleÅŸtiren herhangi bir ÅŸey de iletilmedi." "Kıyasıya eleÅŸtirelim ama hakaret etmeyelim" DavutoÄŸlu, hayatta en önem verdiÄŸi ÅŸeyin fikir özgürlüÄŸü olduÄŸunu, yüksek lisans ya da doktoraya baÅŸlayan öÄŸrencilerine de önce kendi makalelerini verdiÄŸini ve eleÅŸtirmelerini istediÄŸini aktararak, eleÅŸtirme konusunda kimsenin tabu olmadığını dile getirdi. EleÅŸtirilmekten çekinmediÄŸini vurgulayan DavutoÄŸlu, "Herkes eleÅŸtirsin ama bir tek ÅŸeye, insan onuruna yönelik hakarete tahammül özgürlük deÄŸildir. Ä°ÅŸte burada çizgi çok net" dedi. BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, "Herhangi bir gazeteci, 'Gazetecilik faaliyetim dolayısıyla Türkiye'de ÅŸu baskı altında kaldım' diye, bir Ahmet Şık, Nedim Åžener ÅŸeyleri vardır. Onların da bugün güya kendilerinin baskı altında olduklarını iddia eden, bürokrasiye de hukuka da sızmış bazı çeteler tarafından nasıl maÄŸdur edildiÄŸini ÅŸimdi biz, ki siyasi otorite müdahil olsa onları da bilirdi. Bizim tüm meselemiz artık ülke ve toplum olarak belli standartlarda anlaÅŸmamız. Kıyasıya eleÅŸtirelim ama hakaret etmeyelim. Ä°nsanların saygı duyduÄŸu sembollere, kiÅŸilere hakaret etmeyelim. KiÅŸisel olarak da BaÅŸbakan olarak da tutumum bu. Böyle bir hakaret olup da ülkenin iç güvenliÄŸi veyahut huzuru etkilenecekse ona karşı da tutum almak açık bir sorumluluktur" diye konuÅŸtu. DavutoÄŸlu, Ä°srail BaÅŸbakanı Netenyahu'yla bir tartışmanın söz konusu olduÄŸu ifade edilip, buna iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerinin sorulması üzerine, teröre herkesin aynı ölçüde karşı çıkması gerektiÄŸini kaydederek, "Paris'te ölenlere hep taziye diledik, dayanışma gösterdik ama ÅŸimdi bizim de; burada dini bir kimlik anlamında söylemiyorum, konu Müslümanlıkla ilgili olduÄŸu için söylüyorum, Müslümanların da Filistinlilerin de OrtadoÄŸuluların da Asyalıların da Afrikalıların da aynı dayanışmayı görmeyi talep etmek haklarıdır. Gazze'de bu yaz yaÅŸananlar ortada" ifadelerini kullandı.  "Gazze'de yaÅŸamanın zorluÄŸunu oraya gidince anladım" Afyon'da, Filistinli 12-13 yaÅŸlarında bir kızı ziyaret ettiÄŸini, eÄŸer Türkiye'ye getirilmeseydi kız çocuÄŸunun gözlerinin kör olacağını anlatan DavutoÄŸlu, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:  "Nedir bu kızın suçu? Ne suç iÅŸledi? Binlerce yıl belki atalarının orada yaşıyor olmasının dışında ne suçu var bu kızın? Ben Gazze'ye gidip de o havadan sürekli bombalanırken, hastaneye gittiÄŸimde o babaya sarıldığımda, o bombaları hissettiÄŸimde Gazze'de yaÅŸamanın ne demek olduÄŸunu gördüm. Ne suçu var bu insanların? O babanın ve o kızın ne suçu vardı? Bütün bunları örteceksiniz, sonra Paris'te arz-ı endam edip barış için yürüyeceksiniz. Bu ikiyüzlülüÄŸe bizim tepki göstermemiz son derece normaldir. Birileri de bizim varlığımızdan rahatsız olmuÅŸlarsa onlara da cevap hakkımız doÄŸar. Burada Netenyahu, bütün dünya liderlerini CumhurbaÅŸkanımız ve bana tepkide bulunmaya çağırdı ama yalnız kaldı. Herhangi birisi tepki duyup da bize dönüp bir ÅŸey söyledi mi? Biz insanlık onuru neyi gerektiriyorsa ve bu toprakların çocuÄŸu olmak, bu topraklar derken bütün bu coÄŸrafyayı kastediyorum, neyi gerektiriyorsa onu yaptık, yapmaya da devam edeceÄŸiz. Bunun için de Netenyahu'dan izin alacak deÄŸiliz. ABD sözcüsü Türkiye'de büyük haber olur ama ABD'de nihayet bir açıklama, kayda geçsin diye bir açıklama. Orada da çok açık bir Ä°srail yanlısı bir tutum yoktu açıkçası ama olsa da fark etmez. Bizim tutumumuzu herhangi bir yerden test etmeye ihtiyacımız yok. DoÄŸru olanı yaparız." Uluslararası Terör Zirvesi 18 Åžubat'ta yapılacak "Uluslararası Terör Zirvesi"ne katılım konusunda bir karara varıp varmadığına iliÅŸkin soruya DavutoÄŸlu, "O belli oldu. Böyle bir terör zirvesi yok. Bize gelen haber, bunun içiÅŸleri bakanları düzeyinde bir Danışma Zirvesi olacağı" yanıtını verdi.  DavutoÄŸlu, Türkiye'nin bu zirvede yer alıp almayacağının sorulması üzerine ise "Ä°çiÅŸleri bakanları düzeyinde olduÄŸunda katılım ve format yine önem taşır ama nihayet uluslararası teröre karşı dayanışma ve mücadele anlamında bizim tutumumuz açıktır. Ayrıca benim ve Hillary Cilinton'ın kurmuÅŸ olduÄŸu teröre karşı küresel mücadele platformu var Türkiye-ABD eÅŸ baÅŸkanlığında. Dolayısıyla bütün bu alanlarda teröre karşı mücadele ederiz. BaÅŸkaları da devlet terörü ÅŸeklinde masum insanları katlederse, ona da ayrıca tepkimizi gösteririz" dedi. DavutoÄŸlu, KPSS gibi bir sınavda yapılan bir haksızlık, yolsuzluÄŸun o sınava giren herkesin hukukunu gasbetmek anlamına geldiÄŸini belirterek, "GeçtiÄŸimiz haftalarda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımıza da bu konuda talimatım oldu: Varsa böyle bir ÅŸey, hiç acımasız ÅŸekilde üstüne gideceksiniz. Bu konuda bazı çalışmalar yürütüldü, bazı bilgiler aldık ve bütün bu veriler üzerinde bu araÅŸtırma derinleÅŸtirilecek" dedi. ÖSYM'nin geçmiÅŸ KPSS'leri incelemesine iliÅŸkin bir soru üzerine DavutoÄŸlu, talep edenle talep edilen arasındaki en büyük ahlaki kriterin sınavların objektif ÅŸartlarda yapılması olduÄŸunu dile getirerek, bir kiÅŸiden yapılan hırsızlığın bir kiÅŸiyi ilgilendirirken, vergi kaçakçılığının 77 milyonun hakkını gasbetmek olduÄŸunu söyledi. DavutoÄŸlu, KPSS gibi bir sınavda yapılan bir haksızlığın, yolsuzluÄŸun, o sınava giren herkesin hukukunu gasbetmek anlamına geldiÄŸini vurgulayarak, "GeçtiÄŸimiz haftalarda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımıza da bu konuda talimatım oldu: Varsa böyle bir ÅŸey, hiç acımasız ÅŸekilde üstüne gideceksiniz. Bu konuda bazı çalışmalar yürütüldü, bazı bilgiler aldık ve bütün bu veriler üzerinde bu araÅŸtırma derinleÅŸtirilecek. Hiçbir ÅŸekilde vatandaÅŸlarımız arasında, hangi siyasi görüÅŸe, hangi kanaate, neye sahip olursa olsun, neye kendini ait hissederse hissetsin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaÅŸları arasında girilen bir sınavda bir tarafın lehine, diÄŸer tarafın aleyhine bir durum ortaya çıkmışsa, bunun hesabını sormak bizim için ahlaki bir vecibedir" diye konuÅŸtu.  Ortaya çıkacak hukuki sonuçları hukukçuların deÄŸerlendirmesi gerektiÄŸine iÅŸaret eden DavutoÄŸlu, iniÅŸli çıkışlı ve belli aralıkta grafiÄŸin kabul edilebilir olduÄŸunu ancak bir sınavda en alt, bir sonraki sınavda en üst puanı alanların sınavlarının ÅŸüphe çektiÄŸini anlattı.  DavutoÄŸlu, gerekirse bütün sınavların grafiÄŸinin çıkartılabileceÄŸini, kiÅŸilerin tek tek girdikleri sınav performansları karşılaÅŸtırılıp aÄŸ tespit edilmesi halinde, bunun gereÄŸinin yapılacağını belirterek, "Böyle bir haksızlığa tevessül etmeden kazanmış olanların haklarının yok edilmemesi lazım. Böyle bir haksızlığa tevessül edilmiÅŸse, bunlar kim olursa olsun haklarında gerekenin yapılması hukuk devletinin bir zarureti. Ahlaki hüküm vermek gerekirse bu en büyük suçtur, en büyük ahlaksızlıktır" dedi. Gerekli incelemelerin yapılacağını, elde edilecek verilerin kamuoyuyla paylaşılacağını bildiren DavutoÄŸlu, bu konuda brifing aldığını ifade ederek, "GerektiÄŸinde tekrar alacağım. Benim için bu, affedilmez bir suçtur. Kim olursa olsun, kendi çocuÄŸuyla talebesi arasında bir ayrım yapıyorsa, o hoca deÄŸildir. Bir devlet önüne gelen memurda 'Åžu benim bölgemden, ÅŸu benim etnik kökenimden, ÅŸu benim mezhebimden, ÅŸu benim siyasi görüÅŸümden' diye bir ayrım yapıyorsa, o devlet objektifliÄŸini ve inanırlığını kaybeder. Bu konuda hiç tereddütsüz ne gerekiyorsa yaparız" diye konuÅŸtu. "Ergenekonvari yapılanmalardan paralel çetevari yapılanmalara kadar hepsinin üzerine gidilecek" BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu, "Yargının ayaÄŸa kalkabilmesi için Dink davası kritik bir öneme sahip" yorumuna katılıp katılmadığının sorulması üzerine, Hrant Dink'in yakından tanıdığı ve çok saygı duyduÄŸu bir isim olduÄŸunu söyledi. Dink katledildiÄŸi gün o zaman baÅŸbakan olan CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan ile dışiÅŸleri bakanı olan Abdullah Gül'ü arayarak, "Hrant için diasporayı davet edelim" diye bir çalışma baÅŸlatma teklifinde bulunduÄŸunu ve çalışma yapıldığını aktaran DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti: "Sembolik olarak çok önemli bir dava. Hrant Dink gibi entelektüel bir aydının katline sebebiyet veren bir ÅŸey, her halükarda cezalandırılmalı. Ama herhangi bir vatandaşımız da olsaydı, kim olursa olsun bir cinayetin aydınlatılması, hukuk sisteminin sorumluluÄŸundadır. Ne ÅŸekilde olursa olsun aydınlatılması... Bu cinayete, hangi gerekçeyle kim, nereden müdahil olmuÅŸsa, kim nerede sessiz kalmışsa, kim nerede 'Åžimdi bunun üstünü örtelim, bekleyelim' demiÅŸse, varsa böyle ÅŸeyler, bunların araÅŸtırılmasından daha doÄŸal bir durum olmaz. Bu bakımdan bu araÅŸtırmayı yürüten yargı sistemi ve diÄŸer birimlerimiz, savcılıklarımız tamamıyla serbesttir, objektif bir ÅŸekilde bu çalışmayı yapacaklar ve nitekim yapıyorlar. Emniyetten de bazı tutuklamalar soruÅŸturma kapsamında yapıldı. Ne gerekiyorsa yapılacak. Hrant Dink, sembolik olarak önemlidir ama onun ötesinde de herhangi bir vatandaşımız olsaydı da bizim devlet anlayışımız, adalet anlayışımız, buna sebebiyet veren kim olursa olsun, onun üzerine gidecekti. Hrant Dink ise baÅŸlı başına sembolik olarak önemli çünkü orada bir de etnik ve dini anlamda bir çatışma çıkarma gayesi var." DavutoÄŸlu, bir devletin bireyleri arasında hiçbir etnik, mezhebi, dini ayrım gözetmeden aidiyet bilinci oluÅŸturmasının önemine iÅŸaret ederek, ÅŸöyle konuÅŸtu: "Bu aidiyet bilinci gittikçe geliÅŸiyor. Bizim Kürt sorununa bakışımız da Alevi vatandaÅŸlarımızın sorunlarına bakışımız da hep öyle bir aidiyet bilinci oluÅŸsun ki devletle bütün bu fertler arasında bu devletin gerçek gücü orada olsun, yoksa kullandığı güçle ve vatandaÅŸlarına tehdit ilan ederek birtakım çemberler oluÅŸturmak, kontrol çemberleri, bu yolla deÄŸil. Hrant Dink cinayetinin aydınlatılması, dediÄŸiniz gibi, kritik bir eÅŸik rolü oynayabilir. Bunun aydınlatılması için ne gerekiyorsa yapılır. Zaten aydınlatıldı aslında. Cinayeti iÅŸleyenler ortada. Buz dağının altında bir ÅŸey varsa, nereye kadar gidilmesi gerekiyorsa gidilir. VatandaÅŸlarımızın, Müslüman veya gayrimüslim, Sünni veya Alevi, Kürt veya baÅŸkası, hepsinin can güvenliÄŸi devletin teminatı altındadır." Hukuk sisteminin iÅŸleyiÅŸi içinde neden bazı kararların alınamadığını sorgulamanın mümkün olduÄŸunu söyleyen DavutoÄŸlu, "Devlet hiyerarÅŸisi veya bürokratik hiyerarÅŸi dışında networkle, kendince devleti bir tehlikeden korumak için -ki son derece süfli bir düÅŸünce, vatandaÅŸ katledilerek devlet korunmaz- veya baÅŸka yolla bu tür çalışmanın içine girmiÅŸ kim varsa, ister Ergenekonvari yapılanmalardan paralel çetevari yapılanmalara kadar hepsinin üzerine gidilecek" dedi. DavutoÄŸlu, "Çözüm sürecinde geldiÄŸimiz nokta, silahsızlanma noktasına gelinse, seçimi kaybedeceÄŸimizi bilsek, Türkiye'nin geleceÄŸini kazanmak için o adımı atarız. AK Parti Genel BaÅŸkanı ve BaÅŸbakan olarak söylüyorum, bugün çözüm sürecinde neticeye ulaÅŸacağımızı bilsek ama haziran seçimlerini kaybedeceÄŸimizi bilsek, emin olun bir an tereddüt etmeden o adımı atarım, ki olabilecek baÅŸka kayıplar olmasın" dedi. "Fethullah Gülen'le ilgili yakalama kararı çıkarıldı. Size göre iade süreci ilerler mi?" sorusuna DavutoÄŸlu, "Türkiye bir hukuk devleti. ABD de bir hukuk devleti. Bu iki hukuk devleti arasında var olan anlaÅŸmalarda suçluların iadesiyle ilgili belli umdeler var. Fethullah Gülen veya baÅŸka herhangi bir vatandaÅŸ için ne tür bir iÅŸlem yapılıyorsa o yapılır ve ABD'den bir vatandaÅŸ için ne bekleniyorsa suçluların iadesi anlamında veya bir soruÅŸturma anlamında aynı ÅŸeyi beklemek hakkımız" karşılığını verdi. DavutoÄŸlu, Balyoz Davası'nda sanıkların savunmaları yönünde bilirkiÅŸi raporları geldiÄŸi hatırlatılarak sorulan "Kumpas fikri kabinede ne zaman ciddi ciddi tartışılmaya baÅŸlandı?" sorusu üzerine, bu konunun ele alındığını, MÄ°T müsteÅŸarının sorguya çaÄŸrılmasından baÅŸlayan ve daha öncesine giden konuda uyarıcı sinyallerin geldiÄŸini anlattı. Darbecilerin kendi aralarında kurduÄŸu networkün getirdiÄŸi sinerji ile devleti tümüyle tanzim etmeyi düÅŸündüÄŸü gibi, paralel devlet yapılanmasının da benzer ÅŸekilde emniyet, yargı ve kritik yerlerde köÅŸe taÅŸlarını tutarak, devletin bütün hassas noktalarına deÄŸmeye baÅŸladığını belirten DavutoÄŸlu, dinlemenin ötesine geçerek, dinleme üzerinden iÅŸ adamlarına baskı kurduÄŸunu, siyasi baskı oluÅŸturmaya baÅŸladığını ve dinlediklerini yayımladığını söyledi. DavutoÄŸlu, "MeÅŸruiyetini milletten alan bir hükümet olarak bir yere kadar 'Acaba bunların tümünün haberi yok da içindeki bazı unsurlar mı bunu yapıyor? KiÅŸisel mi?' diyorsunuz. Ama bir yer geliyor ki çok organize bir ÅŸekilde kendilerini saklamaya bile ihtiyaç hissetmeden hep beraber bir eyleme kalkışıyorlar. Özellikle 19 Ocak MÄ°T tırlarına yapılan operasyonu, devletin doÄŸrudan kalbine dönük bir operasyon olarak algıladık. 17-25 Aralık'ta da 'Dönemin BaÅŸbakanı' ifadeleriyle de meÅŸru hükümete... Ondan sonra sürekli gündemimizde oldu" diye konuÅŸtu. Devletin, milletten meÅŸruiyet alan kiÅŸiler tarafından idare edilirken, bürokraside herkesin tek tip olduÄŸunu ve yatay iletiÅŸimle alternatif bir otorite kullanılamayacağını dile getiren DavutoÄŸlu, "Herkes, devletin meÅŸru otoritesini kullanan siyasi iktidar karşısında eÅŸittir ve tek başınadır, memur olarak söylüyorum, bunu saÄŸlayıncaya kadar üzerlerine gideceÄŸiz. Hiçbir vatandaşımızla tek başına bir problemimiz yok ama bir grup vatandaÅŸlarımız arasında, bürokrasi arasında bir network kurup da diÄŸer vatandaÅŸlarımızın hakkını yok etmeye yönelirse de üstüne gideriz. Ä°ÅŸin ciddiyetini gördüÄŸümüz andan itibaren bu meseleyi bir ulusal güvenlik meselesi olarak algıladık" ifadelerini kullandı. "Birleri hesap içine girdi" BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, Cizre'deki olaylara iliÅŸkin bir soruyu yanıtlarken, çözüm sürecinin cumhuriyetin en önemli projelerinden biri olduÄŸunu belirterek, ÅŸöyle devam etti: "Böyle bir projeyi engellemek isteyen, Türkiye'yi, Suriye ve Irak benzeri kaosa sürüklemek isteyen çok taraf var. Bazen bir taraf, bazen diÄŸer taraf, bu iÅŸi provoke edebiliyor. Cizre kritik çünkü Suriye kısmı, Elcezire diye bilinir, bu sınırlar yapay bir ÅŸekilde oluÅŸturuldu, dünya savaşından sonra. Bu, Kürt unsuru için böyle olduÄŸu kadar Türkmen unsuru için de böyledir, Arap unsuru için de böyledir. Bu yapay sınırların üzerinde oyun oynayanlar, bu sınırları dahi daha yapay sınırlarla bölmeye çalışanlar, Türkiye'yi de bu ateÅŸin içine çekmeye çalışıyorlar. Biz de 30 senedir mücadele anlamında ama son Arap Baharı sonrasındaki türbülans anlamında bu ateÅŸin içine bu ülkeyi sokmamak için, gece gündüz çaba sarf ediyoruz, her türlü diplomatik yolla, her türlü aldığımız güvenlik tedbiriyle. Bir taraftan da artık Türkiye'nin güvenlik hattı Suriye'nin, Irak'ın kuzeyinden geçiyor bunu görmemiz lazım. Bu konuda cesaretinizi kaybettiÄŸinizde, bir müddet sonra içeriye doÄŸru olaylar yansır. Birleri Cizre'ye bu ÅŸekilde Suriye olaylarını, Irak'taki geliÅŸmeleri Cizre'ye yansıtmak için hesap içine girdi." Çözüm süreci bütün toplumu kuÅŸatırken, Hüda-Par, HDP gibi farklı siyasi kanatlar arasında ihtilaf çıkması ve hiçbir vatandaşın tek başına adalet aramaya kalkmaması gerektiÄŸini vurgulayan DavutoÄŸlu, "Bir sıkıntı olursa devlet müdahil olur. Bütün bunlarla ortaya çıkan, 6-7 Ekim Kobani olaylarıyla çıkan tabloda kamu düzenini ihdas etmekte kararlıyız. Hatip Dicle'nin verdiÄŸi mesaj, olması gereken ÅŸeylerdir. Bunun için de Cizre'de ne gerekiyorsa yapacağız" dedi. DavutoÄŸlu, 12 yaşındaki Nihat Kazanhan'ın ölümünden duyduÄŸu üzüntüyü ifade ederken, ÅŸunları söyledi: "Tek bir çocuÄŸun bırakın hayatını kaybetmesi, gözünden bir tek damla yaÅŸ düÅŸse, yüreÄŸimize düÅŸer. Hemen bir provokasyon 'Polis kurÅŸunuyla'... Ä°çiÅŸleri Bakanımızı hemen aradım, orada herhangi bir ÅŸey kullanıldı mı diye. 'Gösteriyi dağıtmak için gaz bile, su bile kullanılmadı' dedi. Sonra ortaya çıktı, av tüfeÄŸiyle vurulmuÅŸ. Bunlar, birilerinin devletle halkı karşı karşıya getirmek için nasıl çaba gösterebileceÄŸini ortaya koyuyor. Halkımızın büyük çoÄŸunluÄŸu, bütünü orada kamu düzeninin ihdas edilmesini talep ediyor. Onun için gereÄŸini yapacağız. Bir kez daha Cizre'deki vatandaÅŸlarımıza da bölgedeki vatandaÅŸlarımıza da sesleniyorum: Devlet, kamu düzenini ihdas etmek için ne gerekiyorsa o adımı atacak. Bu konuda kararlıyız." HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ'ın "Cizre'de devlet içine çöreklenmiÅŸ bir grubun iÅŸi olduÄŸu" iddiasını da DavutoÄŸlu, "çok kolaycı bir ÅŸey" ÅŸeklinde tanımlayarak, "Varsa bildiÄŸi bir ÅŸey bunu bizimle paylaÅŸsın, bu provokatörlerin ve bu tür faaliyet yapan ÅŸiddet yanlısı unsurların üstüne nasıl gidersek, devlet içinde varsa böyle bir ÅŸey onun üzerine de gideriz. Ama ÅŸiddeti birisi körükleyip sonra da devlet içinde bazı unsurlar derse bu inandırıcı olmaz" ifadelerini kullandı. "Belki yeni tanımlar ortaya koyarız" BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, bir soru üzerine de ÅŸu görüÅŸleri dile getirdi: "Çözüm süreci gibi bir süreçte, bırakın seçimi, 'Bu akÅŸam bir ÅŸey olacak' denilse, her ÅŸeyi terk eder onu yaparız. Ülkenin bekasını düÅŸünenler için seçim sadece geçilmesi gereken bir eÅŸiktir. Çözüm sürecinde geldiÄŸimiz nokta, silahsızlanma noktasına gelinse, seçimi kaybedeceÄŸimizi bilsek, Türkiye'nin geleceÄŸini kazanmak için o adımı atarız. AK Parti Genel BaÅŸkanı ve BaÅŸbakan olarak söylüyorum, bugün çözüm sürecinde neticeye ulaÅŸacağımızı bilsek ama haziran seçimlerini kaybedeceÄŸimizi bilsek, emin olun bir an tereddüt etmeden o adımı atarım, ki olabilecek baÅŸka kayıplar olmasın. Dolayısıyla bir geciktirme olmaz, hak ve adalet gerektiÄŸinde zamana yaymak olmaz. Ama iÅŸin de doÄŸasını zorlamak doÄŸru deÄŸil. DoÄŸa gereÄŸi biraz zamana ihtiyaç varsa, o zaman deÄŸerlendirilir."  Siyasetin konuÅŸulduÄŸu yerde silah, fikrin konuÅŸulduÄŸu yerde ÅŸiddet olmayacağını vurgulayan DavutoÄŸlu, silaha ve ÅŸiddete meÅŸruiyet kazandırılması halinde kamu düzeninin kalmayacağını söyledi. DavutoÄŸlu, hükümetleri döneminde hiç faili meçhul olmadığını ve olmayacağını bildirdi. DavutoÄŸlu, "Ä°zleme komitesi ilerliyor mu?" sorusu üzerine, HDP heyetinin görüÅŸme yaptığını, çeÅŸitli çalışmalar olduÄŸunu kaydederek, "Ä°zleme komitesi adı olmadan, öyle bir ad koymaya gerek olmadan sadece bir tarafla deÄŸil, bu mesele sadece HDP ve örgütsel yapıyla alakalı bir konu deÄŸil, bütün ülkenin geleceÄŸini ilgilendirdiÄŸi için içinde bu meseleyle kendisini iliÅŸkili gören sivil toplum kuruluÅŸlarının, diÄŸer partilerin yer aldığı daha geniÅŸ bir platform oluÅŸturma anlamında zaten akil insanlar heyetiyle denendi ve önemli bir misyon gördü. Belki bu anlamda yeni tanımlar ortaya koyarız fakat bu nihai kertede mümkün olan en geniÅŸ tabana bu meseleyi yaymak için atılacak adımlardır" diye konuÅŸtu. DavutoÄŸlu, en fazla hassasiyet göstererek üzerinde durdukları konunun ÅŸeffaflaÅŸma olduÄŸunu belirterek, "ÅžeffaflaÅŸma konusunda en kritik alanları, siyasetin finansmanı alanıyla ilgili önemli tedbirleri açıkladık. Gizli saklı, 'ben ÅŸu siyasiye, partiye ÅŸu yardımı yaparsam daha sonra çıkar elde edebilirim' gibi bir hesap içine kimsenin girmemesi lazım. Bütün partiler için geçerli olmalı" dedi. Hükümeti kurduktan sonra zihninde, arkasından da kabine arkadaÅŸlarıyla paylaÅŸtığı bir planlama yaptığını ifade eden DavutoÄŸlu, çözüm süreci gibi, çıkabilecek krizlere hemen müdahil olunması gereken konular, partinin kongre takvimi ve seçimlere doÄŸru giden sürecin idare edilmesi gibi durumlar üzerine çalışmalar olduÄŸunu kaydetti. DavutoÄŸlu, bakanlıkları ziyaret ettiÄŸini, ne yapılabileceÄŸinin resmini çıkarmaya çalıştıklarını dile getirerek, "Bir paket, iki paket deÄŸil, 25 sektörel dönüÅŸüm programı açıkladık. Önümüzdeki hafta da sosyal boyutu ilan edip bu 25 sektörü tamamlayacağız" diye konuÅŸtu. Bunun, ekonomide çok büyük bir sektörel dönüÅŸümün projesi olduÄŸunu ifade eden DavutoÄŸlu, çalışan kadınların imkanlarının geniÅŸletilmesi ve ailenin dinamik nüfus yapısının korunması konusunun ayrıldığını söyledi. DavutoÄŸlu, 1990'lı yıllarda "doÄŸum kontrolü yapalım, nüfusu azaltalım, iÅŸi verelim, zamanla yaÅŸlanırsa da o zaman bakarız" ÅŸeklinde basit bir formül bulunduÄŸunu dile getirerek, kendilerinin ise bunun tersinde "nüfusu artıralım, iÅŸ bulalım" dediklerini vurguladı. Yapı taÅŸlarından birinin de ÅŸeffaflaÅŸma ve imarlarla ilgili olduÄŸunu vurgulayan DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti: "ÅžeffaflaÅŸma, bizim en fazla hassasiyet göstererek üzerinde durduÄŸumuz mesele. Daha önce bilgi edinme gibi kanunlarla altyapı vardı. 2010'dan 2014'e kadar da bir eylem planı benimsendi ve o kanunlar da çıktı. 2014'te tamamlandığı için yeni eÅŸik olarak bu hesap verilebilirlik ve ÅŸeffaflaÅŸmayı öne çıkardık. Bütün bu tartışmalar olmasaydı da yapılacak bir iÅŸti. ArkadaÅŸlardan detaylı brifing aldım. ÅžeffaflaÅŸma konusunda en kritik alanları, siyasetin finansmanı alanıyla ilgili önemli tedbirleri açıkladık. Siyaset bir güç kullanma alanı, finansman da bir güç. Bu iki güç eÄŸer birleÅŸirse ve bu açık, ÅŸeffaf olmazsa birinin diÄŸerini ifsat etmesi söz konusu olabilir. Åžeffaf olması halinde ise her ÅŸey berraktır. Biz cumhurbaÅŸkanlığı seçiminde denenen yöntemi, yani herkes yardım yapacaksa açık yapsın. Gizli saklı, 'ben ÅŸu siyasiye, partiye ÅŸu yardımı yaparsam daha sonra çıkar elde edebilirim' gibi bir hesap içine kimsenin girmemesi lazım. Bütün partiler için geçerli olmalı. Åžeffaflık meselesi zihniyet meselesidir. Öyle bir algı var ki toplumda, siyasiler hesap versin. Tabii, toplumun önündeyiz. Bembeyaz bir yorganın, havlunun üzerindeki leke çok daha kolay görünür. Bizler toplum önündeyiz, yanlıştan kaçınmamız gerekir. Yanlıştan kaçınmak toplumun sorumluluÄŸundadır esasında. Toplum A, B partisine yapılan yardım ne kadardır bilsin." "Kesinlikle bu vergi deÄŸildir" MilletvekilliÄŸinin, ürpererek aldığı bir sorumluluk olduÄŸunu ifade eden DavutoÄŸlu, bunun dünyanın en ÅŸerefli ama sorumluluÄŸu da olan bir makam olduÄŸunu söyledi. DavutoÄŸlu, deÄŸiÅŸik kanunlarda olan milletvekilliÄŸini tek kanunda toparlayıp, etik unsurları da koyarak milletvekilliÄŸi gibi onurlu bir görev üzerinden sürebilecek spekülasyonları ortadan kaldırmayı düÅŸündüklerini, muhalefetle beraber bunu yapabilmeyi umut ettiklerini kaydetti. BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, bunun seçimlerden önce olması için çabaladıklarını dile getirdi. Ä°mar konusuna da deÄŸinen DavutoÄŸlu, "Kesinlikle bu vergi deÄŸildir. Bir vatandaşımızın binası ya da arsası olduÄŸu yerde deÄŸer kazanıyorsa, o deÄŸer ona aittir. Kimse ona müdahil olamaz. Rant vergisi gibi bir ÅŸey deÄŸil bu. Vatandaşın arsasında, eÄŸer bir kamu kararı alınarak deÄŸer artışı olmuÅŸsa arsanın sahibinin kazanıp ürettiÄŸi bir ÅŸey deÄŸil. Kamu otoritesinin, belediye meclisinin aldığı kararla kazanılan bir ÅŸey. O kazancın, kaynağı olan kamuya dönmesi lazım. Ondan sonra imar planı yapıldıktan sonra arsada deÄŸer artışı olmuÅŸsa, o da onun hakkı, helali hoÅŸ olsun. Kamuya ait karardan kaynaklanan deÄŸer artışının kamuda deÄŸerlendirilmesi gerekir. Bu, yerel yönetimleri güçlendirecek. Bu, kesinlikle inÅŸaat sektörünü olumsuz etkileyecek bir husus deÄŸil" diye konuÅŸtu. DavutoÄŸlu, millete bir taahhütte bulunduÄŸunu belirterek "KardeÅŸim olsa, birisi milletin kaynağına ya da herhangi bir ÅŸekilde harama uzanmışsa eli ve ben bunu biliyorsam, hiçbir tereddüt etmeden o cezayı veririm ceza benim elimdeyse. Yok ceza yargıda verilecekse yargıya sevk ederim. Bu konuda kimsenin de tereddüdü olmamalı" dedi. Haksever'in, dört eski bakanla ilgili Meclis SoruÅŸturma Komisyonu'nu anımsatarak, "Bu olayla ilgili veya dolaylı olarak 'Babamın oÄŸlu olsa kolunu koparırım' sözünüz var. Bundan ne anlamalıyız? Sizin de 'suçlu veya kusurlu olmadıkları yönünde kanaatiniz' diye algılayabilir miyiz?" sorusuna DavutoÄŸlu, bunun bazı muhalefet liderleri tarafından istismar edildiÄŸini, baÅŸka yönlere çekildiÄŸini anlattı. DavutoÄŸlu, eline sahip çıkmanın dürüstlük, hırsızlık ve haramdan kaçınmak olduÄŸunu belirterek, ÅŸöyle devam etti: "Elini bir harama uzatmışsa, sahip çıkamamışsa eline, gereken cezayı veririz demektir. Aynı ÅŸeyi söylüyorum. Milletimize bir taahhütte bulunarak söylüyorum. KardeÅŸim olsa, birisi milletin kaynağına ya da herhangi bir ÅŸekilde harama uzanmışsa eli ve ben bunu biliyorsam, hiçbir tereddüt etmeden o cezayı veririm, ceza benim elimdeyse. Yok ceza yargıda verilecekse yargıya sevk ederim. Bu konuda kimsenin de tereddüdü olmamalı. Bu mesele ise bu taahhütle çeliÅŸkili bir durumda deÄŸildir. Birtakım iddialar var. Ben bu iddiaların doÄŸru ya da yanlışlığına hükmedecek konumda deÄŸilim. Bir mahkemeye gidilmiÅŸ, takipsizlik kararı vermiÅŸ. SoruÅŸturma komisyonu kurulmuÅŸ. SoruÅŸturma komisyonu süresince tek bir kiÅŸiyi arayarak 'ÅŸöyle ya da böyle karar verin' diye herhangi bir müdahalede bulunmadım. Bulunmayacağımı da söyledim. Hukuk sistemi içinde komisyon üyesinin kendi özgür iradesiyle, vicdanı bunu tamamlaması lazım.  Biz bu kadar hassasiyet gösterirken muhalefet her gün ihsası rey yaptı. 'Suçlular ve kaçıyorlar' gibi ihsası rey yaptı. Bu, hukuken doÄŸru deÄŸil. Bu komisyon etik ve siyasi bir komisyon olmanın ötesinde öyle bir komisyon deÄŸil. Hukuki bir komisyon. Elindeki belgelere bakar karar verir. Savcı gibi davranır, hükmü de vermez. Yapılan bir yanlış varsa bu yargıyla tescil edilir. Yargı tescil eder de biz göz yumarsak iÅŸte o zaman gereÄŸini yapmamış oluruz. EÄŸer ben hükmetmeye baÅŸlarsam, bu sefer yargıyla yürütme arasındaki ayrım ortadan kalkar. Genel kurula gidecek, orada konuÅŸulacak. Hukuk çerçevesinde kimsenin müdahil olmadığı bir oylamayla ne olacağını hep beraber deÄŸerlendireceÄŸiz." "Atılması gereken adım neyse onu da atmakta tereddüt etmem" Haksever'in, TBMM BaÅŸkanı Cemil Çiçek'in "Bitmez bu" ÅŸeklinde sözü olduÄŸunu ifade ederek, "Kamuoyu vicdanında da kolay kolay bitmeyeceÄŸi yorumlarına ne dersiniz?" diye sorması üzerine DavutoÄŸlu, "Bu tartışılırken kimsenin bundan sonra bu konuyu konuÅŸmayın deme hakkı yok. Meclis BaÅŸkanımız, açıklamasının yanlış yorumlandığını söyledi. Onu demek de doÄŸru deÄŸil. O da bir tür ihsası rey. 'Suçlu, suçsuz, ÅŸöyle, böyle olur' demek bizim için ihsası rey anlamına gelir. Åžahsi kanaatimi ÅŸu anda dahi paylaÅŸmam ihsası rey anlamına gelir. Bunu yapmam ben. Åžahsi kanaatimin gereÄŸi neyse herkesle konuÅŸur, ÅŸu veya bu yönden etkilemek anlamında deÄŸil, bütün bu tecrübelerden atılması gereken adım neyse onu da atmakta tereddüt etmem" yanıtını verdi. Bakanlar Kurulu toplantısı  DavutoÄŸlu, CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın Bakanlar Kurulu'na baÅŸkanlık edeceÄŸine iliÅŸkin soru üzerine de anayasaya göre cumhurbaÅŸkanının gerekli gördüÄŸünde Bakanlar Kurulu'nu toplayabileceÄŸini kaydetti. Bunun ilk defa olmadığını, Ahmet Necdet Sezer ve Abdullah Gül hariç diÄŸer cumhurbaÅŸkanlarının deÄŸiÅŸik dönemlerde baÅŸkanlık yaptığını aktaran DavutoÄŸlu, MHP Genel BaÅŸkanı Devlet Bahçeli'nin bu konu üzerinden kendisini tahrik etmeye çalıştığını söyledi. En kolayının tahrik etmek olduÄŸunu vurgulayan DavutoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti: "Ben ve cumhurbaÅŸkanımız arasında bir ihtilaf çıkarabilmek için bunu kullanmak. Bu rejim deÄŸiÅŸikliÄŸi olurmuÅŸ, vesair vesair. Kendisinin Demirel'in cumhurbaÅŸkanlığında Bülent Ecevit ve kendisiyle çekilen ortak kabine toplantısı var. Ä°lk defa oluyormuÅŸ gibi sistem deÄŸiÅŸikliÄŸine atıf yaparak bunu saptırmaya çalışmak doÄŸru deÄŸil. Sayın CumhurbaÅŸkanımızla benim arama herhangi bir baÅŸka faktörü sokmayacağımı, sokulmasına izin vermeyeceÄŸimi söyledim. Bu konuda kimse böyle küçük ayak oyunlarına kalkışmasın. Hiç yeltenmesinler. Bu bir vefa, sadakat, karşılıklı saygıya ve kardeÅŸliÄŸe dayanan bir hukuktur. Türkiye'nin hukuk sistemi neyi öngörüyorsa, bir gün bu deÄŸiÅŸirse biz hep beraber ona uyarız. Anayasal düzen neyi gerektiriyorsa o uygulanır. CumhurbaÅŸkanımızın toplantıya çağırma yetkisi varsa, bu toplantı yapılır. O toplantı yapıldı diye Türkiye'de ne o baÅŸbakanın gücü azalır, ne cumhurbaÅŸkanının herhangi bir ÅŸekilde devletin tümünü temsil etme rolünde bir eksilme olur. GeçmiÅŸte olmadığı gibi. Hukukta kimin neyin hesabını vereceÄŸi, kimin ne çerçevede yetki sahibi olduÄŸu belli. Dolayısıyla bunun üzerinden kimse spekülasyon yapmasın." Bakanlar Kurulu'nun gündeminin belli olup olmadığına iliÅŸkin soruya karşılık da DavutoÄŸlu, genel deÄŸerlendirmelerin yer aldığı bir gündem olduÄŸunu söyledi. CumhurbaÅŸkanının devletin bütününü temsil ettiÄŸine, büyük bir devlet tecrübesiyle ülkeyi 12 yılda nereden nereye getirdiÄŸinin herkesin malumu olduÄŸuna vurgu yapan DavutoÄŸlu, böyle bir tecrübeden Bakanlar Kurulu olarak istifade etmelerinin son derece doÄŸru olduÄŸunu kaydetti. DavutoÄŸlu, "CumhurbaÅŸkanımızı bu konularda bilgilendirmemiz, cumhurbaÅŸkanlığı makamına olan saygımızın bir gereÄŸidir. Ama hesap verilmesi anlamında tabii ki Bakanlar Kurulu hesabı verir. Hukuken de böyledir. Bakanların yetkileri konusunda tartışılacak bir husus yok. Etik olarak da zemin benim için açıktır, hukuki olarak da tanımlanmış bir iliÅŸkidir. Dolayısıyla bunun ötesinde yapılacak her türlü yorum art niyetlidir. Küçük siyaset hesabıdır. Bazen KılıçdaroÄŸlu, bazen de Bahçeli yapar" dedi. BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu, acı bir haber aldıklarını, yazar Afet Ilgaz'ın vefat ettiÄŸini, YaÅŸar Kemal'in de hastanede olduÄŸunu belirterek, "Ben eÅŸiyle de konuÅŸtum. Afet Ilgaz'a Allah rahmet eylesin diyorum. YaÅŸar Kemal'e de Allah ÅŸifa versin. Daha çok güzel eserlerini okumak nasip olsun" diyerek sözlerini tamamladı.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDÄ°M
  • 0
    ALKIÅž
  • 0
    KOMÄ°K
  • 0
    Ä°NANILMAZ
  • 0
    ÃœZGÃœN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

BaÅŸka haber bulunmuyor!

tokyobet-tokyobet-nerobet-tokyobet-goldenbahis-tokyobet-levabet-ngsbahis-ngsbahis-goldenbahis-ngsbahis-levabet-levabet-goldenbahis-ngsbahis-ngsbahis-tokyobet-nerobet-ngsbahis-levabet-levabet-goldenbahis-ilelebet-betibom-ajaxbet-trendbet-anadolucasino-heybet-paribahis-aresbet-Deneme bonusu veren siteler-Deneme bonusu veren siteler-Deneme bonusu veren siteler-Deneme bonusu veren siteler-Deneme bonusu veren siteler-Deneme bonusu veren siteler-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-tokyobet-tokyobet-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-nerobet-pusulabet-piabet-pusulabet-masterbetting-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-pusulabet-pusulabet-masterbetting-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-masterbetting-masterbetting-masterbetting-pusulabet-pusulabet-pusulabet-casibom-aresbet-tokyobet-tokyobet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-g�venilir casino siteleri-aresbet-Deneme Bonusu-aresbet-aresbet-deneme bonusu-