Sudaki yaşam artık ona emanet
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği tarafından "Sudaki Yaşam Savunucusu" ilan edilen Dünya Serbest Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen, İstanbul Boğazı'nda gerçekleştirdiği dalışla, plastik atık kirliliğine dikkati çekti
BirleÅŸmiÅŸ Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye TemsilciliÄŸi, dünyayı ve insanlığı etkileyen önemli konu baÅŸlıklarında bireyleri ve kurumları eyleme teÅŸvik etmek amacıyla 17 maddeden oluÅŸan "Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları"nın savunuculuÄŸunu üstlenmeleri için toplumda baÅŸarılarıyla öne çıkan isimlerle iÅŸ birliÄŸini sürdürüyor.Â
Bu kapsamda, "Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları"nın 14'üncüsü olan "Sudaki Yaşam" maddesinin savunuculuğuna sporculuk kariyerindeki başarılarının yanı sıra çevre kirliliği, plastik kullanımı ve küresel sıcaklık artışı gibi konulara dikkati çekmek için Salda Gölü'nden Antarktika'ya kadar birçok yerde dalış yapmış olan Dünya Serbest Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen atandı.
Ercümen, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı dolayısıyla Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ekiplerinin desteğiyle İstanbul Boğazı'ndaki yaşamı ve kirliliği gözlemlemek için ilk dalışını gerçekleştirdi.
Dalış öncesi AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ercümen, dalış sporunda Milli Takım'da Türkiye'yi temsil ederken en çok önemsediği şeylerden birinin, denizlerin ve nesli tehlike altında olan canlıların korunması olduğunu, bu kapsamda birçok projenin içinde aktif olanak yer aldığını anlattı.
Yıllar boyunca yaptığı çalışmaların BM Kalkınma Programı tarafından fark edilerek "Sudaki Yaşam Savunucusu" ilan edilmesinin kendisi için çok büyük bir gurur olduğunu belirten Ercümen, "BM Kalkınma Programı'nın tüm dünyada büyük bir ekip gücü var. Birlikte okyanusları, denizleri hem ülkemizde hem de dünyada korumak için pek çok çalışmayı başlatmaya karar verdik. Bunlardan ilkini, İstanbul Boğazı'ında temizlik yaparak gerçekleştireceğiz. Devamı gelecek olan uzun soluklu bir proje bu. Üzerimize düşen görevleri hep birlikte yerine yapacağız. Benim unvanım BM Kalkınma Programı tarafından verildi ama bu küresel bir sorun. Mesela İtalya'da atılan bir atık kendini Türkiye sularında bulabiliyor veya bizim buradan attığımız bir atık, dünyanın başka bir ucuna gidebiliyor. O yüzden aslında yapmaya çalıştığımız küresel bir sorunu durdurmak." diye konuştu.
BM Kalkınma Programı ile birlikte hayata geçirecekleri projelere ilişkin de bilgi veren Ercümen, "BM Kalkınma Programı Türkiye ekibinin müthiş bir beyin takımı var. Hepsi alanında uzman. Çok farklı departmanlarda bu konuya odaklanmış nitelikli ve motivasyonu yüksek bir ekip var. Benim sudaki heyecanım, onların bu bilgisi, becerisi ve motivasyonuyla birleşince hep birlikte kararlar alıyoruz. Benim aklıma gelen bir sorunu onlar çok başka boyutlara taşıyarak, etki yapabileceğimiz kadar yüksek boyutlara ulaştırabiliyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
"Her yıl balıkların eksildiğini, atıkların arttığını gözlemliyorum"
Son 25 senedir yaşam alanının bir nevi denizler olduğunu ve her geçen yıl balıkların eksildiğini, atıkların arttığını gözlemlediğini dile getiren Ercümen, sözlerine şöyle devam etti:
"Son yıllarda balıklardan daha çok plastiklerin arasında yüzüyorum. Bunu her dalışımda çok rahatlıkla söyleyebilirim. Bazı deniz canlılarımızı örneÄŸin Akdeniz'de yoÄŸun olan Caretta Caretta gibi deniz kaplumbaÄŸalarını, çoÄŸu zaman boynuna plastik poÅŸet veya aÄŸ takılmış ÅŸekilde yardıma muhtaç halde buluyoruz. Bir çoÄŸunun yaÅŸamını kaybettiÄŸini gözlemliyoruz. Benim gözlemlerim maalesef çok kötü. Koronavirüs döneminde atık eldiven ve maskelerin sayısı çok arttı. Bunlar yaÄŸmurlar ve rüzgarlar yoluyla denizlere de çok fazla ulaÅŸmış. Öncelikle bunların dışarıda olması, doÄŸru ÅŸekilde izole edilmeden atılması virüsün yayılması için de çok büyük risk taşıyor. Â
Bunun dışında halihazırda olan plastik atık sorunumuza bir yenisi daha eklendi. Çünkü şu anda geri dönüştürülemeyen maske, eldiven ve hatta el dezenfektanı şişelerinin denizlerde olduğunu gözlemliyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız bunların bertaraf edilebileceği konteynerler koyuyor belli bölgelere. Biz de BM Kalkınma Programı olarak bu projelerle iş birliği içindeyiz. Hepimizin yapması gereken de bu atıkların doğru şekilde bu konteynerlere ulaştırılabilmesi. Böylece hem kendimiz virüsten korunacağız hem de gezegenimizin, denizlerimizin sağlığını koruyabileceğiz."
"Her yıl 8 milyon ton atık denizlere karışıyor"
Şahika Ercümen, her yıl 8 milyon ton atığın denizlere karıştığını, bunların belli bir süre sonra küçük parçalara ayrılıp mikro plastiklere dönüştüğünü, bir daha okyanustan, denizden temizlenemediğini anlatarak şunları kaydetti:
"Bu noktada benim yapacağım dalışlarla denizleri tek başıma temizlemem mümkün değil. Hatta bizim gördüğümüz atıkların yüzde 15'i sadece deniz yüzeyinde, yüzde 85'i orta suda ve derin suda. Bunları dipten almamız da mümkün değil. Bizim yapmaya çalıştığımız görebildiklerimize müdahale edebilmek ama her şeyden önce suyun üzerine çıkararak farkındalık oluşturmak. Çünkü bu sadece gezegenimizi değil her birimizin soluduğu havayı bile etkiliyor."
BM Kalkınma Programı Türkiye TemsilciliÄŸi iÅŸ birliÄŸiyle hazırladığı çocuk kitabının bu ay sonunda çıkacağını belirten Ercümen, "Ä°lk projemiz Ä°stanbul BoÄŸazı'nı temizlemek ve atıklardan arındırmak. Bu tabii eÄŸitimle baÅŸlıyor, çocuklarımızdan itibaren bu eÄŸitime baÅŸlamalıyız. Ben de suyun altında gözlemlediklerimi bir çocuk kitabı haline getirdim bir macera hikayesiyle. Deniz canlılarını ve denizlerimizi korumayla ilgili. Kitabımız bu ay sonunda çıkacak." dedi. Â
"Resmen plastik atık dalışı yaptım"
Ercümen, daha sonra Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü sualtı ekibinin denetiminde İstanbul Boğazı'nda gözlem dalışı gerçekleştirdi. Ercümen, dalışın bir bölümünde gaz maskesi ile objektife poz vererek, suyun altından hava kirliliğine de dikkati çekti.
İlk dalışını Kız Kulesi çevresinde, ikinci dalışını Ahırkapı Feneri açıklarında, üçüncü dalışını ise Ortaköy Camisi önünde gerçekleştiren Ercümen, bu dalışlar sırasında çok sayıda atık madde topladı.
Ercümen, dalış sonrası gözlemlerini ise şöyle aktardı:
"Resmen plastik atık dalışı yaptım diyebilirim Ä°stanbul BoÄŸazı'nda. Bizim yüzümüzden balıklar burada nasıl barınabiliyor ve biz o deniz ürünlerini nasıl güvenip yiyeceÄŸiz onu da bilmiyorum ama gördüğüm ÅŸey, ben bile suyun içinde yüzmekte zorlandım. Her yerim atık dolu. Suyun altından o kadar çok eldiven, maske, ÅŸiÅŸe, dezenfektan, poÅŸet ne ararsanız çıkartmaya çalıştık ki ama bizim gücümüzle olacak bir ÅŸey deÄŸil. Ãœlkenin ve bence dünyanın en güzel yerlerinden birisi, plastik atıklarla boÄŸulmak üzere."Â
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABÄ°LÄ°RSÄ°NÄ°Z
- 0SEVDÄ°M
- 0ALKIÅž
- 0KOMÄ°K
- 0Ä°NANILMAZ
- 0ÃœZGÃœN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.