Tarihte kara bir leke: Hocalı Katliamı

26 Åžubat 1992 yılında yapılan Hocalı Katliamı'nın o bölgedeki en önemli hadise olduÄŸunu belirten Sosyolog Ä°smail Öz, "Orada yaÅŸanan katliam, insan haklarının ihlali bakımından soykırım olarak deÄŸerlendirilebilir. BirleÅŸmiÅŸ Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen 'Soykırım Suçlarının Önlenmesi ve Cezalandırılması' adında bir anlaÅŸma metni var. Üstelik Ermenistan ve Azerbaycan bu anlaÅŸmanın tarafı olan ülkeler. Buna raÄŸmen Ermenistan, bu anlaÅŸmayı görmezlikten gelerek burada yapılan katliamın üzerini örtmeye yönelik bir tavır sergiliyor. Fakat tüm dünya bunun böyle olmadığını da biliyor. Ayrıca iÅŸgal edilen bu bölgenin Azerbaycan toprağı olduÄŸu BirleÅŸmiÅŸ Milletler kararı ile teyid edildi; Ermenistan'ın ise orada iÅŸgalci olduÄŸu belirlenmiÅŸ oldu. Buna raÄŸmen Ermenistan yaptıkları bu katliamın sorumluluÄŸunu üstlenmiyor" ifadelerini kullandı.

Etnik veya inanç bakımından aynı olan bir grubun bir bölümünün bilinçli bir ÅŸekilde imha edildiÄŸini, bu yapılırken de o bölgeye 1991 yılından itibaren kara ve hava yolu ile giriÅŸ ve çıkışların tamamen kapatıldığını, daha sonra da ölüme terkedilen insanların üzerlerine bombalar yaÄŸdırılarak acımasız bir ÅŸekilde katledildiÄŸini ifade eden Sosyolog Ä°smail Öz, "Ermenilerin katliamları bununla da sınırlı kalmadı. Büyük bir kin duygusuyla hareket eden Ermenilerin bazı cesetlerin çeÅŸitli kısımlarını kesip bazılarını yaktıklarını biliyoruz. Bu, Ermenilerin sivillere karşı yapmış olduÄŸu ilk hareket deÄŸildi. Daha Fönce de Anadolu’da bazı vilayetlerde benzerlerini yapmışlardı. Fakat o bölgenin kapatılıp adeta bir ölüm alanı haline dönüÅŸtürülmesiyle yapılan bu katliamın bir soykırım olduÄŸu apaçık ortadadır" dedi.

RUSLAR DESTEKLEDÄ° BATI GÖRMEDÄ°Hocalı Katliamı'nda Ermenilerin, Rusların desteÄŸini aldığını ve yaÅŸananlara göz yumduÄŸunu belirten Öz, "Soykırımı fiili olarak yapmak deÄŸil kışkırtmak da aynı ÅŸekilde soykırım suçları içerisinde belli bir suça tekabül ediyor. Osmanlı döneminde de Rusya tarafından Bulgarlar eliyle Balkanlarda, Ermeniler eliyle de bizim doÄŸu coÄŸrafyamızda pek çok kışkırtma hareketi görebiliriz. Aynı dönemlerde Bulgarlar ya da Ermeniler kendi bulundukları topraklara bir iskân yapılmasını asla kabul etmiyorlar. EÄŸer böyle bir durum olursa da bir isyan hareketi gösteriyorlar. Batı’nın da 1915’te yaÅŸananları bir soykırımmış gibi gösterip sürekli öne çıkararak, Ermenilerin yaptığı zulmü asla görmeyerek nasıl adaletsizlik yaptığını ve tek taraf lehine kullanarak nasıl hiçe saydıklarını da ortaya koymamız gerekiyor. Dolayısıyla biz burada Batı’nın çifte standardını da çok açık ÅŸekilde görebiliyoruz" açıklamalarında bulundu.

"HOCALI KATLÄ°AMI 1915 OLAYLARINA GÖNDERMEDÄ°R"Bunun temelinin 1915 yılında yaÅŸanan hadiselere karşı bir tepki olduÄŸunu dile getiren Öz, “1915 öncesinde Osmanlı otoritesine karşı mücadele eden Ermeni çetecilerinin mezarlarının üzerinde bazı cesetlerin kesilmiÅŸ olduÄŸunu biliyoruz. Hocalı'da yapılanlar bir anlamda da bu göndermeyi ortaya koyuyor. Ermeni göçü esnasında bir takım sıkıntıların olduÄŸunu kimse inkâr etmiyor. Ä°ÅŸte bu vesilelerle Ermeniler sürekli kendilerine muhalif gördükleri, kendilerine zulüm yapıyor gibi iddia ettikleri veya kendi bağımsızlıklarının engeli gibi düÅŸündükleri Türklere karşı hep bir kin büyütmüÅŸler. Hocalı Katliamı’nda da yine aynı duyguların emarelerini görüyoruz. Bu anlamda 1915 olaylarına da bir gönderme yapıldığı, düÅŸmanın açık açık kim olduÄŸu ve bu faaliyetlerin kime yönelik gerçekleÅŸtirildiÄŸi bir anlamda net olarak ortada duruyor. Bunları rahatlıkla görebiliriz. Özellikle Ermeniler tarafından “masum” gibi gösterilmeye çalışılan hadisede herhangi bir masumiyetin olmadığı açık bir ÅŸekilde ortadadır. Hukukçular da burada tamamen bir milletin belli bir bölümüne dönük bilinçli ÅŸekilde bir soykırım amacı olduÄŸu konusunda hemfikir görünüyorlar” ifadelerini kullandı.