Tek tescilli marka bizim markamızdır

Öğrencilerin ve çalışan insanların sabah kahvaltısında olsun ya da öğle molasında vazgeçemediği yiyecekler arasındadır tost. Kaşarlı, sucuklu ve karışık olan tostun son yıllarda birçok çeşidi yapılır oldu. Baktığımızda birçok yerde, sebzeli, kavurmalı, yumurtalı gibi müşterinin tercihine göre birçok çeşit yapılmakta. Tost yaratıcılığa açık olduğu gibi ülke ülke de tost çeşitleri görmekteyiz

“KONYALI SONRA BU DURUMU KABUL ETTİ”

Yıllardır tost yapan ve bu işin ustası olan Sayı, tost işini babasından devir aldığını, kendisinin ikinci kuşak olduğunu söyledi. Sayı, “Uzun zamandır bu işi yapıyorum. Dükkan benden büyük ben 52 yaşındayım. Bu tostçuluk işine 23 Nisan 1957’de önceki adı istasyon şimdiki adı Mevlana Caddesi olan yerde babam Salih Sayı ile başladık”. Tostçuluk işine ilk başladıklarında babasının çok zorluk çektiğini ve bu zorluklara rağmen babasının bu zorluklara göğüs gerdiğini söyleyen Sayı, “Babam, tost işinin ilk zamanlarında fast-food ya da hızlı aparatif yiyecek türünde bir ilk başlatmıştır. Merhum babam bize o zamanları anlatırken şöyle söylerdi ‘iş yerinin önünde bir ağaç vardı, çocuklar o ağaca çıkıp birbirlerine seslenirdi işte aman bakın hele demirde ekmeği pişiriyor ve satıyor.’ diye. Tabi ki ilk 1 yıl çok sıkıntılı geçiyor, Konyalı 1 yıl sonra bu durumu kabul ediyor. Sonuçta hemen kabul edemezlerdi çünkü Konyalının karşılaştığı ilk fast-food yiyecek türüydü” dedi.

“KONYALILARIN TUHAFINA GİTMİŞTİ”

Tostçuluk işine ilk başladıklarında yanında ayran da sattıklarını söyleyen Sayı, bakıldığında o yıllarda Konyalıya ayran satmanın çok mantıksız olduğunu dile getirdi. Sayı, “Bu işe ilk başladığımız yıllarda Konyalının tuhafına giden ve ilgisini çeken bir diğer durumda ayran satmak oldu çünkü o zamanlarda Konya’da ayran satmak çok mantıksız bir şeydi. Sonuçta herkesin evinde iyi-kötü beslediği büyükbaş hayvanı var ve sütü kendileri temin edebiliyordu. Durum böyleyken tutup ayran satmak çok mantıksızdı o zamanlar” şeklinde anlattı.

“NOSTALJİK YERİ MUHAFAZA ETME SEVDASINDAYIZ”

Kendisinin ikinci kuşak olduğunu tostçuluk işine babası öldükten sonra geçtiğini anlatan Sayı, “Babamız 1977’de vefat edene kadar bu işi 20 yıl kadar yaptı. Babamız vefat ettiğinde ben lise öğrencisiydim. Eski yerimizden 1985 yılında ayrıldık. Buraya 1985 yılında geldik, 3 yıl ara verdik fakat hiç ara verilmemiş gibi 29 yıldır burada devam ediyoruz” dedi. Son yıllarda tost çeşitlerinin çok olmasına rağmen kendisinin nostaljiyi korumak için sadece kaşarlı, sucuklu ve karışık tost yaptığını söyleyen Sayı “Biz nostaljik yeri muhafaza etme sevdasındayız bu sebeple tost çeşitlerimiz kaşarlı, sucuklu, karışık olarak sınırlıdır. Sunumlarımızda hala tabak kullanmayız çünkü müşteri içeri girdiğinde tost kokusuyla birlikte 30-40 yıl önceki sunumu, otantikliği görmelidir. Dükkanın şu an ki tasarımını 7 yıl önce yaptırdım bu aslında hayatımın en büyük kararıydı. Babamın kullandığı buzdolabını, babamın kullandığı mermerleri, aynaları değiştirmek çok zoruma gitmişti ve müşterinin tepkisinden de çekindim. Her hangi bir sorun olmadı müşteri böyle de benimsedi burayı. Bizim için önemli olan para kazanmak değil Konya’nın kaybolan değerlerinden biri olan yemek kültürünü korumak. Her ne kadar tost Avrupa tarzı bir yiyecek olarak kabul edilse de biz Konya’ya öz bir tat geliştirdik, bunlar, pide ekmeği ile tost olsun somun ekmeğiyle tost olsun bu tarz şekille kazandırdık. Bu durumu müşterilerimizde takdir ediyor ve bu her şeyden daha güzel bizim için. Bazen soruyorlar ‘kalitede sırrınız nedir?’ diye ve ben her zaman aynısını söylerim bizim kalite sırrımız müşteride onlara sorun” şeklinde anlattı.

“DÜKKANIMIZDA HAYAT

İSMİNİ KULLANIYORUZ”

Tostçuluk işine başladıklarından bu yana isimlerinin Hayat olduğunu belirten Sayı, isim konusunda birçok sıkıntı çektiklerini ama buna rağmen isimlerinin tescilli olduğunun altını çizdi. Sayı, ”Biz dükkanımızda hayat ismini kullanıyoruz. Bu isim, bu işletme kurulduğundan beri kullanılmaktadır fakat 1985  yılında bu isim için mücadele vermeye başladık. O zamanlar marka tescili kavramı Türkiye’de bilinen bir kavram değildi. Hayat ismi esnaf işletmesinde kullanılamaz dediler. Bunun için uzun bir mücadele verdik ve bunun ardından 1989 yılında hayat isminin markamız olduğu kabul görüldü, tescilimiz verildi. Bunun ardından markamızın tescilini korumak için yine ayrı bir mücadele vermeye başladık. Hayat ismi meşhur bir marka olduğu için tekrardan siz kullanamazsınız noktasına geldik. Biz tabi markamızı 1957 yılından beri kullandığımızı yasal yollarla kanıtladık.” şeklinde anlattı. Marka konusunda artık yenilemez olduklarını ve marka konusunda 30. Yılını doldurduklarını söyleyen Sayı, “İş yerimizin açılış tarihi çok özel bir tarih 23 Nisan 1957 yılıdır. Şu an marka tescilimizin 30. Yılı oldu 3 kere yenilememiz yapıldı. Tost, hamburger, meyve suyu ile alakalı yiyecek-içecek sektöründe tek tescilli marka bizim markamızdır.”Şu an hayat markası üzerimize tescilli olan ufak bir işletmedir” dedi. (Burcu MUTLU)