'Ticari kredi faizleri 340 baz puan aşağıya geldi'

Türkiye Bankalar BirliÄŸi (TBB) Genel Sekreteri Ekrem Keskin, TBB Yönetim Kurulu üyesi banka genel müdürlerinin katılımıyla düzenlenen sohbet toplantısında, ABD'de faiz oranlarının yükselmesi ve geliÅŸmekte olan ülkelere sermaye giriÅŸinin daha düÅŸük düzeyde bulunmasının oldukça belirleyici bir unsur olduÄŸunu söyledi. 

Uluslararası para piyasaları ve sermaye piyasalarının son derece dalgalı olduÄŸuna iÅŸaret eden Keskin, "Petrol fiyatlarındaki düÅŸüÅŸ durdu. Ülkeler, daralan dünya ticaretinden daha fazla pay almak için benzeri görülmemiÅŸ bir rekabet, korumacılık çabası içerisinde. Türkiye'nin faaliyet gösterdiÄŸi bölgenin riski oldukça yüksek." diye konuÅŸtu.

2016'ya göre belirsizliÄŸin daha düÅŸük ve risklerin hem bankalar hem de müÅŸteriler açısından daha hesaplanabilir bir düzeyde olduÄŸunu belirten Keskin, diÄŸer geliÅŸmekte olan ülkelerin birçoÄŸunda sermaye çıkışı varken, Türkiye'ye giren sermayede yavaÅŸlama olduÄŸunu, büyüme için gerekli iç kaynakların önemli bir kısıt olmaya devam ettiÄŸini, milli gelir büyümesinin potansiyel büyüme hızının altında olduÄŸunu vurguladı.

"Kredi faizlerindeki düÅŸüÅŸ, mevduat maliyetlerinin düÅŸmesine baÄŸlı"

Ekrem Keskin, sermaye giriÅŸinin yavaÅŸlamasıyla birlikte yaÅŸanan likidite sıkıntısını TCMB'nin, piyasalara önemli ölçüde TL likidite vererek rahatlatmaya çalıştığını ifade ederek, "Ancak Amerika'da faiz oranlarının yükselmesi ve dolara olan güçlü talep, bu TL likiditesinin daha fazla yabancı para talebi yaratmasına neden oldu." dedi.

TCMB'nin fonlama maliyetinin 2016'nın son çeyreÄŸinde yükselme eÄŸiliminde olduÄŸunu, buna karşın bankacılık sisteminin gerek konut gerekse ticari kredilerine bu kaynak maliyetinin yansımadığını belirten Keskin, ÅŸöyle devam etti:

"TCMB'nin faiz oranlarını düÅŸürdüÄŸü Mart 2016, Ocak 2017 dönemi ile kıyaslandığında, konut faizleri 300 baz puan, ticari kredi faizleri ise 340 baz puan aÅŸağıya geldi. BDDK tarafından açıklanan 2016'nın aralık ayı verilerine göre, yüzde 8 civarında olan mevduat maliyetinin üzerine kamusal yüklerden 2,7 puan, risk priminden 1,4 puan, operasyon maliyetinden 2,1 puan geldi. Öz kaynak maliyetini de 1,8 olarak hesapladık. Dolayısıyla bankaların yüzde 8-10 ile mevduat toplayıp yüzde 15 ile kredi verdiklerini, yüzde 50 kar marjı deÄŸerlendirmelerini bu çerçeveden görmek gerekir. Kaynak maliyetinin üzerindeki bu yükler azaltılmadan, kredi faizleri üzerindeki düÅŸüÅŸün, hiç kuÅŸku yok ki daha hızlı olabilmesi, mevduat maliyetlerinin de düÅŸmesine baÄŸlı."

"Kredi büyümesinin 2017'de yüzde 15 olmasını bekliyoruz"

Keskin, 2017 beklentilerine iliÅŸkin de ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu: "Para piyasalarında daha istikrarlı bir dönem yaÅŸanıyor. Hükümetin kredi kanallarını açık tutma ve ekonomik faaliyeti destekleme kararı ardı ardına geldi. Bu son derece olumlu bir seyir. Tasarrufları özendiren uygulamalar yürürlüÄŸe girdi. Düzenlemelerdeki esneklikler devam ediyor. Aracılık maliyetlerinin düÅŸürülmesi yönünde bir çaba var. Özellikle Ä°stanbul Finans Merkezi kanun tasarısında bu yönde birtakım deÄŸiÅŸiklikler bekliyoruz. AB'de gözlemlediÄŸimiz küresel toparlanmanın büyümeyi olumlu yönde etkilemesini bekliyoruz. Bu beklentiler çerçevesinde kredilerin 2017'de yüzde 15, toplam aktiflerin yüzde 13, mevduatın yüzde 13 ve öz kaynakların yüzde 12 düzeyinde artmasını bekliyoruz."