Türkiye Rusya'ya boğazları kapatacak mı?

CumhurbaÅŸkanlığı Sözcüsü Kalın, CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi'nde düzenlediÄŸi basın toplantısında, bir Rus savaÅŸ gemisinin hafta sonunda Ä°stanbul BoÄŸazı'ndan geçiÅŸi sırasında bir askerin omzunda füze taşırken görüntülendiÄŸi hatırlatılarak, "Krizin derinleÅŸmesi ve bu tür görüntülerin tekrarlanması halinde boÄŸazların Rus gemilerine kapatılması söz konusu olabilir mi?" sorusuna, "O görüntüler çok çocukça tavırlar. Bunlar devlet ciddiyetiyle uyuÅŸmayan bir takım tutumlar. Yani bunları çok ciddiye almamak gerekir ama öbür tarafta bizim egemenliÄŸimize dönük sistematik bir tavra, harekete dönüÅŸürse tabii ki Türkiye bununla ilgili gerekli tedbirleri alır. Çünkü burada uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımız mahfuzdur.

Rusya ile iliÅŸkilerin bundan sonrası seyriyle ilgili olarak biz gerilimden yana olmadık, olmayacağız. Zaten son 15 gündür yaptığımız açıklamalar da bunu net bir ÅŸekilde ortaya koyuyor ama tek taraflı haksızlığa da asla boyun eÄŸmeyiz. Türkiye güçlü bir ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaÅŸlarının, iÅŸ adamlarının, öÄŸrencilerin ve diÄŸerlerinin zarar göreceÄŸi bir durumun da ortaya çıkmasına asla izin vermeyiz. Bu konuda da biz Rus makamlarının sorumluluk içerisinde hareket edeceÄŸini ümit ediyoruz. Bu yöndeki çaÄŸrılarımızı da tekrar ediyoruz" karşılığını verdi. 

CumhurbaÅŸkanlığı Sözcüsü Ä°brahim Kalın, ÅŸu ana kadar Rus saldırılarının yüzde 90'dan fazlasının ılımlı Suriyeli muhalifleri ve sivilleri hedef aldığını belirterek, "Gerek Bayırbucak, gerekse diÄŸer bölgelerde olsun. Ancak, 9-10 kadarı direkt DAÄ°Åž hedeflerini vurmuÅŸtur. Bizim, Rusya'nın Suriye'de DAÄ°Åž hedeflerini vurmasıyla ilgili herhangi bir sorunumuz yoktur. Ancak Türkiye DAÄ°Åž'le mücadelede uluslararası koalisyonun parçasıdır" dedi.

CumhurbaÅŸkanlığı Sözcüsü Ä°brahim Kalın, CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi'nde basın toplantısı düzenledi. Gündeme iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerde bulunan Kalın, Suriye krizinin bölgede büyük bir kanayan yara olmaya devam ettiÄŸini belirterek, "Bizim Suriye konusunda baÅŸtan beri çözümle ilgili ortaya koyduÄŸumuz çerçeve bellidir, gerek Cenevre 1-2, gerekse iki tane yapılan Viyana toplantılarında ortaya konulan çerçeveyi de biz benimsemiÅŸ durumdayız. Suriye'de bir siyasi geçiÅŸ sürecinin saÄŸlanması, bunun için ÅŸartların olgunlaÅŸtırılması esastır. Burada nihai söz sahibi Suriye halkının kendisidir. Fakat, devam eden ve son derece kanlı, kriminal savaÅŸ içerisinde Suriye halkının iradesini nasıl ifade edeceÄŸi konusu temel meselelerden birisi olarak önümüzde durmaktadır. Milyonlarca insanın mülteci haline geldiÄŸi, 370 binden fazla insanın hayatını kaybettiÄŸi, yakın tarihin en büyük insanlık dramlarından birinin yaÅŸandığı Suriye krizinden bahsediyoruz. Burada gerek bölge ülkeleri, gerekse uluslararası toplumla birlikte hareket eden Türkiye, geçiÅŸ sürecinin saÄŸlanması için gerekli çalışmaları ve koordinasyonu yapmak için müttefiklerimizle çalışmaya devam etmektedir" dedi.

Türkiye, ABD, Rusya ve Suudi Arabistan koordinasyonunda baÅŸlayan Viyana toplantılarının da siyasi geçiÅŸ sürecinin ÅŸartlarını oluÅŸturma noktasında önemli bir platform görevi gördüÄŸüne dikkati çeken Kalın, "Biz, diÄŸer birçok müttefikimizin ABD, Suudi Arabistan, Fransa gibi müttefiklerimizin de ifade ettiÄŸi gibi 'Suriye'nin geleceÄŸinde Esed'in yerinin olmadığı' inancını koruyoruz. Bu ilkeden vazgeçmediÄŸimizi de ifade etmek isteriz" ÅŸeklinde konuÅŸtu.

"Suriye muhalefeti ile ilgili yürütülen faaliyetlerin de içinde olduÄŸumuzu ifade etmek isterim" diyen Kalın, "Özellikle ÅŸuanda Suudi Arabistan'da yapılan Suriye muhaliflerinin biraraya gelme toplantısını Suudi Arabistanlı yetkililerle yakın bir ÅŸekilde koordine ettik, iyi bir netice çıkmasını bekliyoruz. Çünkü, Suriye muhalefetinin birlik beraberlik içerisinde olması, Viyana 1-2 süreçlerinin baÅŸarıya ulaÅŸması açısından da ayrı bir önem arzediyor. Buradaki temel sorun, Suriye DAÄ°Åž kaynaklı terör meselesi gerekse Avrupa'nın kapılarına dayanan ve artık küresel gündem meselesine gelen mülteci meselesi. Suriye krizi sona erdirilmeden ortadan kalkmayacaktır. EÄŸer, DAÄ°Åž ve El Kaide gibi benzeri terör örgütlerinin ortadan kalkmasını istiyorsak öncelikle bu bataklığı ortadan kaldırmamız lazım. O bataklık da ÅŸu anda Suriye'de devam eden savaÅŸtır. Ä°kinci olarak mültecilerle ilgili yaÅŸanan Suriye'de yaÅŸanan dram da doÄŸrudan Suriye'de yaÅŸanan süreçle ilgilidir" ifadelerini kullandı.

RUS ASKERÄ° UÇAÄžININ DÜÅžÜRÜLMESÄ°24 Kasım günü Rus savaÅŸ uçağının Türkiye'nin hava sahasını ihlal etmesiyle ortaya çıkan durumun da aslında yaÅŸanan Suriye krizinin son maliyetlerinden birisi olarak görülmesi gerektiÄŸine iÅŸaret eden Kalın, "Biz, gerilim siyasetinden yana deÄŸiliz. Rusya ile iliÅŸkileri düzeltmek ve bu savaÅŸ uçağı meselesini çözmek için de elimizde diplomatik imkanlar ve kaynaklar, kanallar bulunmaktadır. Bunların devreye sokulması büyük önem arzetmektedir" dedi.Kalın, birtakım açıklamaların, psikolojik dozu yüksek tepkilerin Türk-Rus iliÅŸkilerine katkı sunmayacağının ortada olduÄŸunu belirterek, "Türkiye elbette hava sahası ihlal edilmiÅŸ bir ülke olarak bu konuda kendi ilke ve prensipleri konusunda da net bir duruÅŸa sahiptir. Suriye'de özellikle Rus savaÅŸ uçaklarının yaptığı bombardımanların son haftalarda DAÄ°Åž'le mücadele bahanesi adı altında aslında ılımlı muhalifleri de hedef aldığı bilinen bir gerçektir. Åžu ana kadar Rus saldırılarının yüzde 90'dan fazlası ılımlı Suriyeli muhalifleri ve sivilleri hedef almıştır gerek Bayırbucak, gerekse diÄŸer bölgelerde olsun. Ancak 9-10 kadarı direkt DAÄ°Åž hedeflerini vurmuÅŸtur. Bizim, Rusya'nın Suriye'de DAÄ°Åž hedeflerini vurmasıyla ilgili herhangi bir sorunumuz yoktur. Ancak Türkiye DAÄ°Åž'le mücadelede uluslararası koalisyonun parçasıdır" ÅŸeklinde konuÅŸtu.

YABANCI SAVAÅžÇILARHava sahasının uluslararası koalisyona açıldığını ve Ä°ncirlik Üssü'nün bu çerçevede kullanıldığını anlatan Kalın, "DAÄ°Åž'le mücadele konusunda Türkiye'nin üstlendiÄŸi rolün altını bir kez daha çizmek isterim. Zaman zaman ülkemize yönelik son derece haksız, yersiz, gerçeklerle ilgisi olmayan ithamlar ortaya atılmaktadır. Suriye'ye giden yabancı terörist savaÅŸçılar konusunda Türkiye'nin aldığı son derece kapsamlı tedbirler bulunmaktadır. Suriye, Irak baÄŸlamında bin 300 kilometreden fazla sınırımızın olduÄŸu ve güvenlik zaaflarının, savaşın yaÅŸandığı coÄŸrafyadan bahsediyoruz. Bu zor ÅŸartlar içinde Türkiye gerek kendi sınır güvenliÄŸini saÄŸlamak, gerekse de dünyanın baÅŸka ülkelerinden gelen yabancı savaÅŸçılara karşı mücadele konusunda son derece etkin tedbirler almıştır, almaya devam etmektedir" dedi.

"IRAK VE SURÄ°YE'DE DAÄ°Åž SAFLARINDA 25 BÄ°N YABANCI SAVAÅžÇININ OLDUÄžU TAHMÄ°N EDÄ°LMEKTEDÄ°R"Kalın, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:"BM Güvenlik Konseyi'nin elindeki bilgilere göre, Irak ve Suriye'de DAÄ°Åž saflarında 100'den fazla ülkeden 25 bin civarında yabancı savaÅŸçının olduÄŸu tahmin edilmektedir. Suriye ve Iraklı militanları da eklediÄŸiniz zaman bu sayının 40-50 bin civarında olduÄŸu tahmin edilmektedir. Önemli olan nokta, yabancı savaÅŸçıların önemli bir bölümü Avrupa ülkelerinden gelmektedir, zaten Avrupalı liderlerin kendileri de bunları ifade etmektedirler. Buralardan gelen yabancı savaÅŸçıların DAÄ°Åž saflarında savaÅŸtığını biliyoruz. Küresel bir sorun olan terörizmle mücadele küresel bir iÅŸbirliÄŸini de gerektirmektedir. DAÄ°Åž meselesi, yabancı savaÅŸçılar meselesi olsun, sınır güvenliÄŸi olsun bu ne tek başına Türkiye'nin sorumluluÄŸudur ne de tek başına Türkiye ya da baÅŸka bir ülkenin altından kalkabileceÄŸi bir mesele deÄŸildir. Mutlaka burada uluslararası bir eÅŸgüdüme ihtiyaç vardır."

"BÄ°N 200'E YAKIN DAÄ°Åž TERÖR ÖRGÜTÜ Ä°LE BAÄžLANTILI OLDUÄžU ÅžÜPHE EDÄ°LEN KİŞİ GÖZALTINA ALINMIÅžTIR"DAÄ°Åž'e karşı alınan tedbirler çerçevesinde 110 ülkeden yaklaşık 27 bin kiÅŸiye ülkeye giriÅŸ tahdidi koyulduÄŸunu anlatan Kalın, yaklaşık 2 bin 700 kiÅŸinin DAÄ°Åž'le irtibatlı olduÄŸu ÅŸüphesiyle sınır dışı edildiÄŸini ifade etti. Türkiye'de yürütülen operasyonlar çerçevesinde bin 200'e yakın DAÄ°Åž terör örgütü ile baÄŸlantılı olduÄŸu ÅŸüphe edilen kiÅŸinin gözaltına alındığını anlatan Kalın, bunların önemli bir bölümünün ÅŸu anda mahkemelerde yargılandığını ifade etti.

"BURADA SORULMASI GEREKEN SORU"Kalın, "Burada sorulması gereken soru, 'Kaynak ülkeler acaba bu yabancı savaÅŸçıların Suriye, Irak veya baÅŸka bölgelere gitmesi konusunda ne tür tedbirler almaktadırlar? Kaç kiÅŸiyi tutuklamışlardır? Kaç kiÅŸiye tahdid getirmiÅŸlerdir? Kaç kiÅŸi hakkında bilgi paylaşımı yapmışlardır? Paris saldırılarından sonra Avrupa ülkelerinin de ciddi bir güvenlik yaklaşımı sergilediÄŸini görüyoruz. Burada iÅŸbirliÄŸi, istihbarat paylaşımı ne kadar artırılırsa gerek DAÄ°Åž'e katılan yabancı savaÅŸçılar, gerekse diÄŸer terör örgütleriyle mücadele elbette daha baÅŸarılı olacaktır. Burada kaynak ülkelerin sorunu kaynağında tespit edip, engellemeleri büyük önem arzetmektedir" ÅŸeklinde konuÅŸtu.

"50 BÄ°NE YAKIN GÜVENLÄ°K GÖREVLÄ°MÄ°Z SINIR GÜVENLİĞİNÄ° SAÄžLAMAK Ä°ÇÄ°N ÅžU ANDA GÖREV YAPMAKTADIR""GeçiÅŸe izin veriyorsunuz, tedbir almıyorsunuz' tarzı ithamlar elbette kabul edilemez" diyen Kalın, "Sınır güvenliÄŸi ile ilgili olarak yapılan açıklamalar var. Uzun sınır bölgesinde Türkiye'nin aldığı birtakım ilave tedbirler de söz konusu. Biz, öncelikle bunu kendi ulusal güvenliÄŸimiz için yapıyoruz ama terör aynı zamanda bölgesel ve küresel bir nitelik arz ettiÄŸi için bunu Uluslar arası ortaklarımızla, müttefiklerimizle de iÅŸbirliÄŸi içinde yapıyoruz. Åžu anda Türkiye'nin bütün sınır bölgelerinde 50 bine yakın güvenlik görevlimiz sınır güvenliÄŸini saÄŸlamak için ÅŸu anda görev yapmaktadır. Özellikle Suriye sınırına da ilave birtakım güçler gönderildi, bunun amacı da özellikle sınır güvenliÄŸine, insan kaçakçılığı, petrol kaçakçılığı olur bunlara karşı ortak mücadele yürütülmektedir" ifadelerini kullandı.CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'a karşı yöneltilen 'DAÄ°Åž petrolünün alındığı ve Türkiye üzerinden götürüldüÄŸü' ÅŸeklindeki ithamlara iliÅŸkin konuÅŸan Kalın, "Bu iddiaların hiçbirisinin gerçeklerle ilgili olmadığı açıkça ortaya çıktı. Burada maalesef, merkezinde DAÄ°Åž'in olduÄŸu bir propaganda savaÅŸlarıyla karşı karşıyayız. Gerek AB, gerekse ABD'nin açıkladığı yaptırımlar listesine baktığımızda kimlerin DAÄ°Åž'ten petrol alıp Esed rejimiyle iÅŸ tuttuÄŸunu, oraya açık parasal imkan saÄŸladığını açık bir ÅŸekilde görüyoruz. Suriye ve Rus vatandaÅŸlarının da içinde olduÄŸu kiÅŸi ve ÅŸirketler bu yaptırım listelerinde açıklanmışlardır" dedi."Bu trafiÄŸin Esed rejimiyle yürütüldüÄŸü açıktır" diyen Kalın, Türkiye'ye yapılan bu tür ithamların aslının olmadığının bütün belgelerle ortaya konduÄŸuna dikkati çekti.

TERÖRLE MÜCADELETerörle mücadele konusuna deÄŸinen Kalın, "Biz, DAÄ°Åž'le mücadele konusunda gösterdiÄŸimiz hassasiyeti, kararlığının aynısını PKK ile mücadele konusunda da dünya kamuoyundan bekliyoruz. Sürekli DAÄ°Åž'le ilgili yapılan yayınların yanında, bizim aynı zamanda PKK ile yürüttüÄŸümüz bir mücadelemiz de var. Terör örgütü ülkemizde onlarca güvenlik gücüne saldırmış, onları ÅŸehit etmiÅŸtir. PKK'nın vatandaÅŸlarımıza yönelik saldırıları var, iÅŸi cami yakmaya kadar vardırdılar. Burada haklı olarak dünyanın tepkisi nerede, bu terör deÄŸil mi?" diye konuÅŸtu.