Babasının trafik kazasında yaşamını yitirmesinin ardından 2,5 yaşındayken Konya'da yetiştirme yurduna verilen 50 yaşındaki Mürsel Gökcen, iş hayatına atıldıktan sonra da "kardeşim" dediği, yurtta kalan diğer çocuklara hep ağabeylik yaptı"Yurt çocuğu olmak anne sevgisini duvarlarda aramaktır" diyen Gökcen, kurduğu dernekle devlet korumasından ayrılmış kişiler ile yurttaki çocuklar arasında köprü oluşturuyor, mağdur olanlara maddi manevi destek sağlıyor
Konya'da yetiÅŸtirme yurdunda büyüyen, baÅŸarı ve ibret dolu yaÅŸamı dinleyenin gözlerini yaÅŸartan Mürsel Gökcen, bugüne kadar yurtta kalan çocuklara hep "aÄŸabeylik" yaptı. Gökcen, baÅŸkanlığını yaptığı dernekle de devlet korumasından ayrılmış kiÅŸiler ile yurttaki çocukları bir araya getiriyor, maÄŸdur olanlara maddi destek veriyor. Afyonkarahisar'a baÄŸlı bir köyde doÄŸan 50 yaşındaki Mürsel Gökcen'in hayatı, babasının trafik kazasında yaÅŸamını yitirmesiyle tamamen deÄŸiÅŸti. 2,5 yaşındayken Konya'da yetiÅŸtirme yurduna teslim edilen Gökcen, bugün üniversite mezunu, evli ve iki çocuk sahibi. Yurttan ayrıldıktan sonra irtibatını koparmadığı yetiÅŸtirme yurdundaki çocuklara aÄŸabeylik yapan Gökcen, 4 yıl önce kurduÄŸu Konya YetiÅŸtirme Yurtlarından Ayrılanlar DerneÄŸi (KONYURTAYDER) ile devlet korumasından ayrılmış kiÅŸilerle yurttaki çocuklar arasında köprü oluÅŸturdu. MaÄŸdurlara maddi ve manevi destek saÄŸlayan Gökcen'in yaÅŸadıkları ve yetiÅŸtirme yurdu için verdiÄŸi mücadele, çevresi tarafından takdirle karşılanıyor. - O dönemde yetiÅŸtirme çocuÄŸu olmak "YetiÅŸtirme çocuÄŸu olmak, kız istemeye tek başına gitmek, askerdeyken akrabalarının yerine arkadaÅŸların gelmesi, anne sevgisini duvarlarda aramak, yere düÅŸtüÄŸünde arkadaÅŸlarının yardımına koÅŸması, bir portakalı bile beÅŸ kiÅŸiyle paylaÅŸabilmektir" diyerek, konuÅŸmasına baÅŸlayan Mürsel Gökcen, eÅŸeÄŸin sırtında çocuk yuvasına götürülürken heybenin bir gözüne taÅŸ konulduÄŸunu, diÄŸer gözüne de kendisinin oturtulduÄŸunu söyledi. Banyo günlerini hiç unutmadığını vurgulayan Gökcen, önce topluca üzerlerinin soyulduÄŸunu, sıraya geçtiklerini ve yurttaki görevli annelerin kendilerini yıkadığını anlattı. Sabundan yanan gözlerini açamadıklarını, yıkandıkları suyun sıcaklığından canları yansa da söylemeye korktukları için seslerinin çıkmadığını aktaran Gökcen, en zorunun ise gece yatma zamanı gelince birbirlerini teselli etmek olduÄŸunu dile getirdi. - Ä°lgi çekmek için sınıfta kaldı Karanlıktan da çok korktuklarını belirten Gökcen, içini acıtan o günleri anlatırken daha fazla dayanamayarak gözyaÅŸlarını akıtmaya baÅŸladı. EÄŸitim hayatında çok baÅŸarılı bir öÄŸrenci olmasına raÄŸmen ilgi çekmek için iki kez sınıfta kaldığının altını çizen Gökcen, tek kitapla hazırlandığı sınavda Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü'nü kazandığını ifade etti. O zamanlar imkanların çok kısıtlı olduÄŸunu, bu nedenle bazen üniversiteden yurda kilometrelerce yürüdüÄŸünü kaydeden Gökcen, "Herkes yemek yemeÄŸe giderdi, ben param olmadığı için gidemez, tokum derdim. Üniversiteyi bitirdiÄŸimde kendimi çok yalnız hissettim. O gün 'yurttaki kardeÅŸlerime yardım edeceÄŸim' diye kendi kendime söz verdim" dedi. - "Biz Türkiye'nin en büyük ailesiyiz" Yurttan çıkanlarla tek tek görüÅŸerek yurttakilere yardımcı olmak için destek istediÄŸini vurgulayan Gökcen, ÅŸöyle devam etti: "ÇeÅŸitli derneklerde görev yaptım. Ramazan aylarında ve yılda birkaç kez onlara hediye aldım, birlikte yemek yedik. Ä°rtibatımı hiç koparmadım. Onlara aÄŸabeylik yaptım. Ailece görüÅŸtüÄŸüm, beraber gülüp beraber aÄŸladığım birçok kiÅŸi var. Her yıl bir kez mutlaka buluÅŸtuÄŸumuz kiÅŸiler de var. Biz Türkiye'nin en büyük ailesiyiz. KurduÄŸum derneÄŸin baÅŸkanlığını yürütüyorum. Somut baÅŸarılar elde ettiÄŸimizi biliyorum. Ä°lk bir yıl boyunca her ay iki seminer verdik. Bu seminerler ile kardeÅŸlerimizi bilgilendirdik. Devlet korumasından ayrılma çağına gelmiÅŸ onlarca kız kardeÅŸimize yol gösterdik, onlara biraz destekle neler yapılabileceÄŸini gösterdik. Devlet korumasında büyüyen çocukların yardımdan daha çok, her yönden eÄŸitim ve psikolojik desteÄŸe ihtiyacı olduÄŸunu herkese haykırdık. Dernek çalışmalarının sadece nakdi iÅŸlere endeksli olarak deÄŸil, baÅŸka ÅŸekilde de yürütülebileceÄŸini gösterdik." Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışan Gökcen, yanında kimsesi olmadığı için eÅŸini bile tek başına istemeye gittiÄŸini, ÅŸimdi sayamadığı kadar kardeÅŸinin bulunduÄŸu için mutlu olduÄŸunu söyledi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.