Yusuf Yazır güven tazeledi

‘MÜSLÜMAN KARDEÅžLERÄ°MÄ°Z KATLEDÄ°LDÄ°’

Son dört yılda Türkiye ve dünyada önemli olaylar yaÅŸanmakta olduÄŸunu ifade eden Åžeker-Ä°ÅŸ Sendikası Ilgın Åžubesi BaÅŸkanı Yusuf Yazır, baÅŸta Orta DoÄŸu olmak üzere ABD’nin 1991 Körfez Harekâtı’ndan itibaren hayata geçirmek istedikleri büyük OrtadoÄŸu projesini uygulamak için 27 yıldır OrtadoÄŸu da savaÅŸlar çıkardığını söyledi. Zengin petrol yataklarına el konulduÄŸunu, ABD, Ä°srail ve batılı devletlerin yeni uydu devletler kurmak için Müslüman âleminin üzerine saldırdığını dile getiren Yazır, “Sözüm ona Arap Baharı adı altında güya demokrasi getireceklerdi. Orta DoÄŸu’da kan, gözyaşı ile milyonlarca Müslüman kardeÅŸlerimizi katlettiler. BaÅŸta Suriye ve Irak olmak üzere milyonlarca insanı göçe zorladılar. Akdeniz bu insanlara mezar oldu. Bu mezalime seyirci kalmayan tek ülke Türkiye’dir. Ülkemizin; baÅŸta Suriye olmak üzere Orta DoÄŸu politikasında rahatsız olan ABD ve batı ülkemiz üzerinde çeÅŸitli oyunlar oynamaya devam etmektedir. Ülkemizin Orta DoÄŸu’da tarihi ve kültürel baÄŸları vardır. Fırat Kalkanı adı altında uygulamaya konulan askeri harekât İŞİD, PYD, PKK ve YPG gibi terör örgütleriyle savaÅŸmaktadır. Çünkü bu terör örgütleri ülkemizin can ve mal güvenliÄŸini tehdit etmektedir. Ayrıca ülkemiz Suriye’nin toprak bütünlüÄŸünden yanadır. Amaç terör yuvalarını ortadan kaldırmaktır. Haklı ve yerinde bir müdahaledir. Türk milleti olarak devletimizin sonuna kadar arkasındayız” dedi.

‘15 TEMMUZ Ä°ÅžGAL MAHÄ°YETÄ°NDE’

Ülkenin içerisinde yaÅŸadığı sorunlara bakıldığında Gezi olayları ve17-25 Aralığa kadar gitmeyerek, sadece 15 Temmuz 2016 darbe giriÅŸimini ve ülkenin çeÅŸitli bölgelerinde yaÅŸanan terör olaylarının birçoÄŸunu hatırlamakta güçlük çekildiÄŸini söyleyen BaÅŸkan Yazır, “15 Temmuz hepimizin beynine kazınmıştır. Ülkemizin siyasi tarihinde birçok darbe giriÅŸimi yaÅŸanmış ancak 15 Temmuz darbe giriÅŸimi farklı bir niteliÄŸe sahiptir. Bu darbe FETÖ yapılanmasının devletin kılcal damarlarına sızan terör örgütü; bürokrasinin, Silahlı Kuvvetleri, emniyet teÅŸkilatını ve sivil unsurları harekete geçirerek ülkemizin bağımsızlığını ortadan kaldıracak, bir iÅŸgal mahiyetinde ortaya çıkmıştır. Amerika’nın himayesi altında olan Fetullah GÜLEN (FETÖ) himaye edenlerden aldığı talimatları ve kurgulanan senaryoyu uygulamaya koyma giriÅŸiminde bulunmuÅŸ ancak hesaba katmadıkları büyük Türk Milleti’nin bağımsızlığına, demokrasiye ve devletine sahip çıkacağını hesaba katmamışlar. BaÅŸta Sayın CumhurbaÅŸkanımız olmak üzere TBMM, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve aziz milletimiz; uçaklara, tanklara ve her türlü silaha karşı duran halkımıza ne kadar ÅŸükran duysak azdır” diye konuÅŸtu. Türkiye’de bu olaylar yaÅŸanırken ABD ve batının darbe giriÅŸiminin hayata geçmediÄŸi için sukutu hayale uÄŸradıklarını söyleyen Yazır, bu ülkelerin ikiyüzlü ve kahpe olduklarına millet olarak hep birlikte ÅŸahit olunduÄŸunu söyledi.

GEÇÄ°CÄ° Ä°ÅžÇÄ° SORUNU VE TAÅžERON ÇALITIRILMASI KONUSU

ÖzelleÅŸtirme, geçici iÅŸçiler, taÅŸeron iÅŸçiler, ücretlerin vergilendirilmesi, kıdem tazminatı ve özel istihdam büroları gibi sorunların bulunduÄŸuna dikkati çeken BaÅŸkan Yazır, Geçici iÅŸçilerin kadro sorunu ile ilgili ÅŸunları söyledi: “5620 kanun ile kamu kesiminde altı aydan fazla çalışan geçici iÅŸçiler sürekli iÅŸçi kadrolarına alınmıştır. Bizim fabrikamızda da 420 ye yakın arkadaşımız faydalanmıştır. Ancak aynı kanunun geçici 1. maddesi ile de altı aydan az çalışan geçicikampanya mevsimlik iÅŸçilerin sürekli iÅŸçi kadrosuna geçirilemeyeceÄŸi düzenlemesi yapılmıştır. BaÅŸta ÅŸeker fabrikaları olmak üzere demir yolları kamu iÅŸ yerlerinde 170 ile 180 gün arasında çalışmaktadırlar. Umarım 2017 de geçici iÅŸçilerimizin bu sorunu ortadan kalkar. Çünkü 2016 yılını ülke olarak pas geçtik.” Kamuoyunda taÅŸeron olarak adlandırılan alt iÅŸverenlik uygulamasının 6552 sayılı yasada bazı iyileÅŸtirmeler yapıldığını ifade eden Yazır, bunun çalışma hayatını olumsuz etkileyen bir istihdam biçimi olmaya devam ettiÄŸini söyledi. Yazır, “Alt iÅŸverenlik düzenlemesi yapılırken amaçlanan, uzmanlık saÄŸlanan ekonomiye ulaÅŸmak ya da iÅŸverenlerin kendilerinin yürütmesinde ekonomik görmediÄŸi yardımcı iÅŸ alanları baÅŸkasına devir edebilmesine imkân saÄŸlamaktı, ancak birçok iÅŸyerinde asıl iÅŸ halen taÅŸeron aracılığıyla yapılmaktadır. Kamu da bile asıl iÅŸte alt iÅŸveren iliÅŸkisi giderek yaygınlaÅŸmıştır. ÖrneÄŸin iÅŸletmede temizlik adı altında kazan dairesinde, kömür hazırlama adı altında rafineride ÅŸeker ambalajlama gibi bu örnekleri çoÄŸaltabiliriz. Bu yanlış gidiÅŸatın ÅžEKER-Ä°Åž ve TÜRK- Ä°Åž Konfederasyonumuz tarafından çözüleceÄŸini umuyoruz” ifadelerini kullandı.

ÜCRETLERÄ°N VERGÄ°LENDÄ°RMESÄ° VE Ä°Åž SAÄžLIÄžI Ä°LE GÜVENLİĞİ KANUNU

Vergide adaletsiz yapının toplu sözleÅŸme ve görüÅŸmelerde gündeme geldiÄŸini dile getiren Åžeker Ä°ÅŸ Sendikası Ilgın Åžubesi BaÅŸkanı Yusuf Yazır,  bu konunun bu güne kadar çözüme kavuÅŸturulamadığını kaydetti. Vergi kesintileri nedeniyle iÅŸçinin eline geçen net ücretin Ocak - Åžubat aylarına göre geçen aylar içinde giderek azaldığını vurgulayan Yazır, “ÖrneÄŸin brüt ücreti 2 bin 200 TL olan bir iÅŸçinin yılbaşında aldığı net ücreti yıl ortasından itibaren düÅŸmekte, yılsonunda eline geçen net ücreti vergi diliminden dolayı 225,00 TL eksilmektedir. Bu sorunu Türk-Ä°ÅŸ konfederasyonumuz ortadan kaldırır” dedi. Ä°ÅŸ SaÄŸlığı ve GüvenliÄŸi Kanunu konusundaki sıkıntılarla ilgili kısa bir deÄŸerlendirme yapan BaÅŸkan Yazır, “6331 sayılı yasa da amaç: iÅŸ yerlerinde iÅŸ saÄŸlığı ve güvenliÄŸinin saÄŸlanması ve mevcut saÄŸlık ve güvenlik ÅŸartlarının iyileÅŸtirilmesidir. Bunun için iÅŸveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk ve yükümlülüklerini düzenlemek kamu ve özel sektöre ait bütün iÅŸyerlerinde uygulamaya konulmuÅŸ ancak iÅŸ kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçilememiÅŸtir” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Ilgın Åžeker Fabrikası hakkında bilgiler veren Yazır, fabrikanın kamu ÅŸeker fabrikaları arasında çok önemli yere sahip olduÄŸunu ve yaklaşık 400 milyonluk katma deÄŸer üretmekte olduÄŸunu söyledi. Fabrikanın hinterlantı içerisinde 10 ilçe ve 128 köyde pancarımız üretildiÄŸini anlatan Yazır,  Ilgın Åžeker Fabrikası’nın çok önemli eksiklikleri olduÄŸunu söyledi. Ä°ÅŸgücü açığı konusunda fabrikanın kampanya dönemini diÄŸer fabrikalardan gelen görevli iÅŸçi arkadaÅŸlarımızla ve yüklenici alt iÅŸverenlerden hizmet satın alarak yürüttüÄŸünü söyleyen Yazır, fabrika da 161 daimi iÅŸçi, 79 sürekli iÅŸçi, 146 geçici iÅŸçi ile birlikte toplam 386 kiÅŸinin çalıştığını aktardı. TaÅŸeron iÅŸçi sayısının 2016-2017 yılında 582 olduÄŸunun altını çizen Yazır, iÅŸçi açığımız hat safhaya ulaÅŸtığını söyleyerek Ilgın Åžeker’in yeterli yatırımı alamamakta olduÄŸunu sözlerine ekledi.

‘SOSYAL ADALET YENÄ°DEN YAPILANDIRILMALI’

Sosyal adalet konusunda deÄŸerlendirmelerde bulunan Åžeker-Ä°ÅŸ Genel BaÅŸkanı Ä°sa Gök, zengin ile fakir arasındaki oranın hızla açıldığını söyledi. Bu durumun Türkiye için iyi bir gösterge olmadığını ifade eden Gök, Türkiye’nin kalkınan bir ülke olduÄŸunu ve küresel dünyada hızlı kalkınan 3-4 ülke olduÄŸunu söyledi. Bu durumun zenginin zenginleÅŸmesi, fakirin fakirleÅŸmesi ÅŸeklinde olursa sosyal adaletin olamayacağını aktaran BaÅŸkan Gök, sosyal patlamalara dikkati çekti. Türkiye’de hem vergi adaletinin hem de çalışanların çeÅŸitli gruplara ayrılmasının yeniden yapılandırılması gerektiÄŸini dile getiren Gök, “TaÅŸören, alt iÅŸveren, üst iÅŸveren, daimi iÅŸçi, geçici iÅŸçi gibi o kadar çok çalışma ÅŸekli ürettiler ki kimin neye, hangi konuna tabii olduÄŸu karışık. Hiç kimse hakkını almakla ilgili hedefe yürüyemiyor. Bunu en fazla çalışma hayatı içinde ÅŸeker sektörü olarak birebir yaşıyoruz. Åžeker-Ä°ÅŸ Sendikası önemli çalışmalar yaptı” dedi. Hiçbir davalarının birkaç yıl içerisinde bitmediÄŸini, 4-5 yıl zaman aldığını aktaran Gök, “Bu nedenler bizi yoruyor, heyecanımızı törpülüyor. Eski heyecanımız ve mücadele azmimiz yok. Sanki üzerimize ölü toprağı serpilmeye baÅŸlıyor. Onun için titreyip kendimize dönmemiz gerekiyor. Sadece buda yeterli deÄŸil, bu ülkede yaÅŸayan ve gelecek nesiller adına mücadele etme azmimizden hiçbir ÅŸekilde geri adım atmamalıyız. Bu ülkeye hizmet etme gayretimizden hiçbir ÅŸekilde taviz vermememiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

‘ÅžEKER KONUSUNDA OYNANAN OYUNLARI BÄ°LÄ°YORUZ’

Türkiye’de büyük oyunların oynandığını, bunun ÅŸeker sektöründe de oynandığını bildiklerini ve oyununun bozulması içinde herkesin taşın altına elini koyması gerektiÄŸini aktaran Gök, “Uluslararası güçle, büyük ÅŸirketler Türkiye’de ÅŸeker sektörü üzerine bir operasyon yapmak için el birliÄŸinde halinde çalıştıklarını bilmelisiniz. Bugün ÅŸeker sektörünü kurtardık, yarın ÅŸeker sektörü ÅŸöyle olacak diyecek durumda deÄŸiliz. Mutlaka baÅŸarılıyız, belki özelleÅŸtirme ile ilgili Türkiye’de tek baÅŸarılı sendika biziz. Ama nihai olmadığı müddetçe uyanık olma mecburiyetimiz var. Bakın 2000 yılında ÅŸeker özelleÅŸtirme kapsamına alınıyor. 2003 yılında özelleÅŸtirmelerin yapılmadan önce 2001 yılında ÅŸeker kanunu çıktı. 31 Aralık 2004 tarihinden itibarinden ÅŸeker kanununa geçici madde konuyor, Åžeker Kurumu’nun Bakanlar Kurulu kararıyla kapatılmasıyla ilgili. Ne zaman çıkıyor bu kanun? 15 günde 15 yasa diye bir zamanda çıktı ve ÅŸeker fabrikaları o zaman kapsama alınıyor. Hatırlarsanız ÅŸeker kotası demiyorlardı, 7 milyon ton pancar Türkiye’ye yeterli denen bir zamanda bugüne kadar geldik. Åžeker kanunu kapatıldığı zaman sonuçları itibariyle Türkiye’de ÅŸeker iÅŸçisinden baÅŸka hiç kimse bir deÄŸerlendirme yapamaz. EÄŸer 2004 yılında Åžeker Kurulu kapatıldığı zaman taraf olmasaydık, açtırmasaydık deÄŸil bu genel kurul bundan önceki genel kurulu bile yapamazdık. Bunu samimiyetle söylüyorum, 2006 yılında Türkiye’de 900 bin tondan fazla ÅŸeker stoÄŸu oldu, Türkiye ihtiyacı kadar ÅŸeker üretemediÄŸi halde. Åžimdi bu ülke vatandaşı olarak ÅŸeker sanayinde ekmek yiyen insanlar olarak bu duruma seyirci kalmamız mümkün mü? Mümkün deÄŸil. Biz burada, bu fabrikada hayatımızı yaşıyoruz. Her ÅŸey için bu fabrikaya baÄŸlı olan bizler bu sektör ve ülke için mücadele etmemesi, baÅŸka ülkelerin pazarı haline gelmesine göz yumamazdı” ifadelerini kullandı. Bu duruma ÅŸeker iÅŸçisinin göz yummadığını söyleyen Gök, Türkiye’de deÄŸiÅŸik hadiselerin meydana geldiÄŸini söyledi.

‘TÜRKÄ°YE’DE 5 ŞİRKETÄ°N KÄ°M OLDUÄžUNU BÄ°LÄ°YORUZ’

Åžeker kanunu çıkartılırken niÅŸasta bazlı ÅŸekerlerden ve kotalardan bahsedildiÄŸini hatırlatan Gök, “Çalışma hayatında herkes susuyor, üretici susuyor, Åžeker-Ä°ÅŸ Sendikası susuyor. Bu konuda ne oluyor, ne bitiyor, bilmiyoruz. Çünkü kendimizde böyle bir yetiÅŸme tarzı yok, iÅŸe geleceÄŸiz, paramızı alacağız ve evimize gideceÄŸiz düÅŸüncesi var. Kısır bir ÅŸekilde yaÅŸamaya alışmışız. Bu konuda sendika ve çalışanlar olarak da ileriye bakma ve sorgulama yapmayı bilmiyoruz. Åžeker fabrikaları özelleÅŸtirme kapsamına alınırken de bunu yapanlar Türkiye’deki çalışma hayatında sendikaları özelleÅŸtirmeye nasıl baktığını çok iyi biliyorlar. ‘Ä°stemezük, sattırmayız, aldırmayız’ diyeceÄŸiz, onlarda satacaklar Türkiye olacak pazar. Ama ÅŸeker iÅŸçisi çabuk uyandı. Hep beraber nasıl mücadele edeceÄŸimizi, Türkiye’de hangi oyunların oynandığını beraber çözdük. Hep beraber böyle baÅŸardık, bu tek adam iÅŸi deÄŸildi zaten.  NiÅŸasta bazlı ÅŸekerlerde tanıştık. Türkiye’de 5 ÅŸirketin kim olduÄŸunu biliyoruz, yüzde 50’den fazla üreten ÅŸirketin hangi ÅŸirket olduÄŸunu biliyoruz. Türkiye’deki Rekabet Kurulu’nu biliyoruz. Bu ÅŸirket aldığı yeni niÅŸasta bazlı ÅŸirketlerle beraber aÅŸağı yukarı niÅŸasta bazlı ÅŸekerlerin yüzde 60-70’ini üretiyor, bu ülkede Rekabet Kurulu bununla ilgili hiçbir ÅŸey yapmıyor. Neden yapılmıyor? Çünkü 2005 yılında Konya Åžeker, Ilgın, EreÄŸli ve Bor ile ilgili satışa gireceÄŸinde ‘Sen giremezsin’ diyemedi. Artık uyanmanın zamanı geldi. Bunun için sendikalar sivil toplum örgütleri mutlaka ve mutlaka bir bilgilendirme yapmak mecburiyetinde, hangi siyasi görüÅŸe ait olursanız olun. Åžeker ÅŸirketinin problemlerini herkese anlatın. Bunları anlatalım ki Türkiye’deki insanlar diÄŸer ülkelerin kölesi olmasın, pazarı haline gelmesin” dedi. NiÅŸasta bazlı ÅŸekerlerle ilgili davalar konusunda bilgi veren Gök, 11 dava açıldığını, 15 Temmuz’dan dolayı bir tane davanın hiç görüÅŸülemediÄŸini ancak 10 davanın hepsini kazandıklarını söyledi. Davayı kazanmalarına raÄŸmen hiçbir tanesinin uygulatılamadığını aktaran Gök, bununla ilgili Åžeker Kurulu üyelerine tazminat davası açtıklarını belirtti.

“ÅžEKER Ä°ÅžÇÄ°SÄ°NÄ°N EKMEĞİ ÇALINIYOR”

2000’li yıllarda 28 bin ton ÅŸeker karşılığı yüksek dozlu tatlandırıcı gelirken ÅŸimdi 600 bin ton ÅŸeker karşılığı yüksek dozlu tatlandırıcıların Türkiye’ye girdiÄŸini söyleyen Gök, “bu ne oluyor? Türkiye de pancar üreticisinin, ÅŸeker iÅŸçisinin bu sektörde ekmek yiyenlerin ekmeÄŸini birileri çalıyor. Biz kendi topraklarımızda üretip, kendimiz paylaÅŸmamız gerekirken birileri baÅŸka ÅŸeyleri gıda sektörümüze şırınga ediyor, niÅŸasta bazlı ÅŸekerle beraber. Åžeker iÅŸçisi bununla da mücadele ediyor. Bu sektörün aktörlerinden, ekmek yiyen, üretim yapan bazı kesimlerde Åžeker-Ä°ÅŸ Sendikası’nın bu mücadelesine tam destek verdiÄŸini söyleyemeyiz. Hatta iyi ve bilinçli ÅŸekilde hareket ettiÄŸini de düÅŸünemeyiz. Buna Aksaray ÅŸeker Fabrikası’nın keskin kılıcı dâhil. Bu ülkenin topraklarında pancarın ÅŸeker haline getirilmesi, üretim yapması onlara aitte Türkiye’deki gıda sektöründe yapılan, neslimizle geleceÄŸimizle uÄŸraÅŸan, gıda sektörünün içine ÅŸeker muadili olan bu maddelerle mücadele etmek sadece ÅŸeker iÅŸçisinin mi görevi? Parayı deste deste yapıp başının altına koydurmayacağız. Onlarla da mücadelemiz devam edecek” diye konuÅŸtu. Åžeker-Ä°ÅŸ Sendikası’nın kimsenin tetikçisi olmadığını, Sendika’nın 80 milyonun gıda sektöründe saÄŸlıksız beslenmesine müsaade etmeyeceÄŸini söyledi. Bunun için mücadeleye devam edeceklerini aktaran BaÅŸkan Gök, halkı bilinçlendirmenin önemine vurgu yaptı. Çiftçi, üretici ve gelecek nesillere sahip çıkanın yollarından bir tanesinin bu olduÄŸunu dile getiren Gök, tek baÅŸlarına ülkeyi kurtaramayacaklarını ancak tek başına insana hizmet etmeye devam edeceklerini kaydederek sözlerine son verdi.

Åžeker-Ä°ÅŸ Sendikası Ilgın Åžubesi yeni yönetimi ÅŸu isimlerden oluÅŸuyor: BaÅŸkan Yusuf Yazır, Akif AvÅŸar, Kamil ÇilbirsöÄŸüt, Ä°lyas Altun, Atila Yalı, Fahri Çiftci, Åžükrü Çökgel, Åžirzat Küçükökten, Åžükrü Taban, Ali YaÅŸar, Bülent Arar, Cemil Avcı, Özcan AvÅŸar, Recep Bulut, B. Atila Gelir, Nurettin Kayacı, Nusret Körüklü, Vefa Uyar, Yusuf Yazır. 12. OlaÄŸan Genel Kurula Åžeker-Ä°ÅŸ Sendikası Genel BaÅŸkanı Ä°sa Gök, bazı illerdeki Åžeker-Ä°ÅŸ Sendika yöneticileri, oda temsilcileri ve çok sayıda kiÅŸi katıldı(Mustafa KARAKAYA)