‘Zahmetsiz rahmet olmaz’

Makine mühendisliği öğrencilerinin İNTÖRN mühendislik ve staj gibi konulara ilgi göstermesi gerektiğine dikkati çeken ve öğrencilerine çağrıda bulunan Makine Mühendisleri Odası Başkanı  Ö. Erdoğan Duransoy,  zahmet çekmeden rahmet olmayacağını söyledi. Konya’da sanayi alanları genişlemeye devam ederken makine sektöründe de hareketlilikler devam ediyor. Konya’nın makine imalat sektöründe ciddi bir atılım yaptığına dikkati çeken Duransoy, makine imalat sektöründe Konya’da 2 bin 500 firmanın olduğunu ve 27 bin kişinin bu alanda istihdam edildiğini söyledi.

KONYA’NIN MAKİNE SEKTÖRÜNDEKİ DURUMU

Makine sektöründe Konya’nın iyi bir durumda olduğunu söyleyen Makine Mühendisleri Odası Başkanı Ö. Erdoğan Duransoy, 3 senedir makine sektörünün Konya ihracatında birinci sırada yer aldığını belirtti. Daha önce otomotiv sektörünün ilk sırada yer aldığını ancak şimdi ilk sıraya makine sektörünün yerleştiğini belirten Duransoy, “Konya’da makine imalat sektörü ciddi bir atılım yaptı. Yaklaşık 2 bin 500 firmanın faaliyet gösterdiği Konya makine imalat sanayiinde, yaklaşık 27 bin kişi istihdam ediliyor. Firma ve istihdam sayısında bir önceki yıla kıyasla görülen artış sektörün Konya’da büyüdüğünü göstermektedir. Alt sektörler bazında şehrimizin ihracat performansı incelendiğinde, makineler, aksam ve parçaları ürün grubunda Konya’dan gerçekleştirilen ihracat bir önceki yıla göre yüzde 1 seviyesinde azalmıştır. 2015 yılında makina imalat sanayi kapsamında 547,5 milyon dolarlık ihracat yapılmıştır. Bu değer, Konya ilinde yapılan toplam ihracatın yaklaşık yüzde 40’ına karşılık gelmektedir. Türkiye’nin toplam ihracatı içerisinde ise Konya’nın payı ise yüzde 3,6’dır. Konya’nın en fazla ihracat gerçekleştirdiği sektör olan makineler, aksam ve parçalarında ihracat değerinin düşmesindeki başlıca etkense, İran, Libya, Rusya ve Azerbaycan’a gerçekleştirilen ihracatın azalmasıdır” dedi. Makine imalat sektöründe Avrupa ve Orta Doğu ülkelerinin Konya’nın ihracatında öne çıktığını dile getiren Başkan Duransoy, Konya’nın Orta Asya bölgesinde de etkin olduğu bilgisini verdi. Konya’nın Cezayir ile 56,7 milyon dolarlık ihracat yaptığını ve bunun en fazla ihracat yapılan ülke olduğunu söyleyen Duransoy, Almanya, İtalya, Cezayir, Irak ve İran’ın da makine imalat sektöründe Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkeler olduğunu ifade etti. Konya’nın tarım makinelerinde sektör birincisi olduğunu kaydeden Duransoy, Konya’da kompresör imalatından kaynak makinesi imalatına kadar birçok alanda üretimin olduğunu, bunun yanında Konyalı firmaların teknolojik olarak da önlerinin açık olduğunu anlattı. Duransoy, Türkiye’nin Avrupa’nın 6. büyük makine imalatçısı olduğunu ve makine sektörünün Türkiye’nin ihracatında 2. sırada yer aldığını da sözlerine ekledi.

MÜHENDİSLERE ÇAĞRI: ‘ZAHMETSİZ RAHMET OLMAZ’

Makine sektöründe üretilen ürünlerde teknolojinin ön planda olması gerektiğine vurgu yapan Duransoy, Konya’nın teknoloji üretme konusunda özeleştiri yapması gerektiğini söyleyerek, “Konyamız AR-GE merkezlerine önem vermeli. Geçen seneye kadar 3 olan AR-GE merkezimiz 2017 sonuna kadar 9’u bulacak gibi. Bu işin teknolojisiz olmayacağını ve bunu kendisinin üretmesi gerektiğinin Konya farkına vardı. Bunun içinde ekstra umutlarımızda var. Nedir? Konya’da 4 tane üniversitemiz var ve bir tanesi de kapıda. Özellikle kapıda olan bizi çok umutlandırıyor” dedi. Kurulması planlanan Teknik Üniversite ve INNOPARK gibi etkenlerin Konya sanayisinde teknolojiye katkı sağlayan adımlar olduğunu kaydeden Duransoy, İntörn Mühendisliğe dikkati çekti.  Nitelikli makine mühendislerinin yetişmesi gerektiğini, branşlaşmış ve kendisini yetiştirmiş makine mühendisine ihtiyacın olduğunu ifade eden Duransoy, “Konya’da üniversitelerimizde makine bölümleri var. Buralarda yıllık 600’e yakın öğrenci alınıyor. Ancak bizim insan kaynakları bölümümüzde halen insan kaynağı açığı görünüyor. Öğrencilerimiz üniversite okuduktan sonra imalat kısmına geçerken eksiklikler yaşıyor. Bunun staj ve İNTÖRN Mühendislikle bu eksiğin kapatılması gerekiyor. Öğrencilerimize tavsiyem okurlarken çalışma hayatı içinde çaba sarf etmeleri. Fazla emek harcamadan çabuk zengin olmak gibi bir algı var ama böyle birşey yok. Mesleğe emek vermeden karşılığını alamazsınız, zahmetsiz rahmet olmuyor. Hem işveren hem de mühendislerimiz burada ortak hareket etmeli. Bu konuda bazı ülkeler örnek alınabilir. Yabancı ülkelerde birebir çalışma ile notları hem işveren hem de üniversite verir. Hatta bu konuda en güzel örnek Almanya’dır. Her ne kadar Almanya’yı kendimize örnek diye söylesek de bizler kendi sentezimizi oluşturmamız gerekiyor” diye konuştu.

ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ: ‘İNTÖRN MÜHENDİSLİK’

İNTÖRN Mühendisliği konusuna açıklık getiren Duransoy, İNTÖRN Mühendislik ile öğrencinin hem mühendislik yapacağını hem de piyasada çalışacağını dile getirdi.  Makine sektörünün çok geniş bir yelpaze olduğunu kaydeden Duransoy, İNTÖRN Mühendislik konusunda şunları kaydetti: “Isıtma alanından tutun tesisata kadar, talaşlı imalattan kontrol sahasına, enerjiden otomotive kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Dolayısıyla okuyan öğrencileri her konuda dört dörtlük yetiştirmeye imkan yok. Burada bir mühendislik mantığı verilir, mühendislik eğitimiyle beraber mühendisce düşünebilme ve iş görebilme yeteneği veriliyor. İşte teori ile pratiği birleştirmek gerekiyor. Nasıl olacak? Özellikle son  2 sene bu arkadaşlar kendi kafalarında yönelecekleri branşlarla ilgili iş yerlerinde  birebir çalışıyorlar. Orada işin pratiğini de alıyorlar, işin teorisini biliyor ancak pratiğin teoriğe yansıması ne olacak diye somut olarak görmesi gerekiyor. O iş yerinde çalışıp o pratiği aldığı zaman firma ile öğrenci arasında bir bağ kurulurken firma ile öğretim elemanı-öğrenci ve sanayici arasında da irtibat kurulmuş oluyor. Bunun en önemli verisi sanayi-üniversite işbirliğidir. Bunu korumuş oluyorsunuz. Üniversiteden öğrenciyi sanayiye gönderiyorsunuz, sanayide çalışırken bu öğrenciye ders veren öğretim üyesi de sanayiyle birebir çalışmış oluyor. İşte İNTÖRN Mühendislik bu anlamda bir köprüdür.  Örnek olarak üniversitede bir hocanın öğrencisi otomotiv sektöründe çalışan bir öğrencisi olsa farklı sorular soracağı için o hocada sanayinin içine girmesi gerekecek. Neden? Çünkü sadece teori eğitimi değil, pratik anlamda farklı sorular geliyor ve benim onu cevaplamam gerekiyor.”

‘ÜRÜNÜMÜZE TEKNOLOJİ EKLEMELİYİZ’

Makine sektörünün Konya’da Türkiye genelinden daha hızlı bir yükselişe sahip olduğunu ifade eden Başkan Ö. Erdoğan Duransoy, “Türkiye genelinde ihracat konusunda 12-13. sıradayız. Bunu daha yukarılara taşımamız gerekiyor. Mesela, makine sektöründeki kazanı sac parçası şeklinde satarsanız 10 TL değer ediyor ama üzerine otomatik kumandaya uygun bir panel koyduğunuzda 17-18 TL’ye yükseliyor. Bir başka konuya dikkat çekelim, Türkiye’nin ihracatı hemen hemen kilo başına 1-1,5 dolar. Sektörlere bakıldığında savunma sanayinde 18-20 dolara ve içine teknoloji konulan ürünlerde rahatlıkla 20-25 doları geçiyorsunuz ki bunun en büyük örneği ABD. İşte bu şu anlama geliyor, 10 kamyon ihracat yapıyorsunuz karşılığında siz 1 kamyon ithalat gelmesi. İşte biz bu konularda avantajlı olmak istiyorsak bunun en basit yolu teknoloji. Ürünümüze teknolojiyi adapte etmek gerekiyor” dedi. Konya’nın teknoloji üretim konusunda artısının olduğunu ve girişimci ruhunun da bulunduğunu söyleyen Duransoy, ülkenin siyasi şartlarının da bazı gelişimlere engel olduğunu belirtti. 2017 yılından beklenti konusuna değinen Duransoy, sanayicilerin istikrarı beklediğini, üniversitelerde de kabuk değiştirmenin başladığını söyleyerek sözlerine son verdi.(Mustafa KARAKAYA)