Zenginliğin kalbinize hükmetmesinden korkun

Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Karatay ilçesindeki bir düÄŸün salonunda düzenlenen Konya Ä°ÅŸ Adamları BuluÅŸması Toplantısı'nda, Ä°slam alemin acı bir yüzyıl yaÅŸadığını söyledi.

Kur'an-ı Kerim'in ideal müminleri ve zenginleri, "Onlar ki alışveriÅŸ ve ticaret onları Allah'ı zikretmekten alıkoymaz, onları namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz" ayetiyle tarif ettiÄŸini dile getiren Görmez, Konya'nın dünyanın her tarafında hayırları olan bir ÅŸehir olduÄŸunu vurguladı.

"ZenginliÄŸinizin servetinizin size hükmetmesinden korkun"

Görmez, varlıkla imtihan edilmenin daha zor olduÄŸuna iÅŸaret ederek, ÅŸöyle konuÅŸtu:

"Biz Müslümanlar Türkiye'de her açıdan varlıkla imtihan ediliyoruz. Zaman zaman imtihanı kaybetmekle karşı karşıya kalıyoruz. Cenab-ı Hak, verdiÄŸi bütün nimetleri alma gücüne ÅŸüphesiz sahiptir. Hiçbir zaman şımarmamalıyız. Hiçbir zaman gevÅŸememeliyiz. Bu yüzyıllık acılardan sonra çok daha iyi olmak için iyiliÄŸi yeryüzüne taşımak için çok daha güçlü olmalıyız. Çok daha fazla çalışmalıyız. Çalışıyorsunuz, üretiyorsunuz Cenab-ı Hak, bereketini versin. Çok çalışın ve zengin olun. Zenginlikten hiç korkmayın ama bir ÅŸeyden korkun. ZenginliÄŸin kalbinize hükmetmesinden korkun. ZenginliÄŸinizin servetinizin size hükmetmesinden korkun."

"Müslüman kardeÅŸimizi de düÅŸünerek üretin"

Servetin Allah'tan alıkoymasından korkulması gerektiÄŸini vurgulayan Görmez, ÅŸöyle devam etti:

"Servetin size eÅŸinizden, çocuklarınızdan alıkoymasından çok ama çok korkun. Bu korkuyu yok edin ve ondan sonra zengin olun. Yeter ki parayı kalbe koymayın. Çünkü kalp, Cenab-ı Allah'ın nazargahıdır. Oraya baÅŸka bir ÅŸey girmemeli. Bütün mazlum dünyanın size ihtiyacı var, bize ihtiyacı var. Onları düÅŸünerek zengin olun. Sadece KarabaÄŸ'daki kardeÅŸimizi deÄŸil, Balkanlar'daki kardeÅŸimizi deÄŸil, Afrika'nın en ücra köÅŸesinde iki asırdır sömürgeler altında inim inim inleyen Müslüman kardeÅŸimizi de düÅŸünerek üretin."

"Asgari ücretlerle çalıştırdığınız iÅŸçileri unutmayın"

Görmez, zekatı ve hayır yapanların kendi yakınlarını unutmaması gerektiÄŸini hatırlatarak, "Ä°ster Diyanet ister falan vakıf istesin, 'onların çalışmalarına katkıda bulunacağız' diye kendi fakirinizi, ÅŸehrinizin fakirini sakın unutmayın. Asgari ücretlerle çalıştırdığınız iÅŸçileri unutmayın. Her ilimizde müftülerimizle iÅŸ adamlarımız birlikte oturup zekat ve hayır müessesini bütün dünyanın ihtiyaçlarını dikkate alarak, kendi yakınımızdan baÅŸlayarak, 'Allah'ın muradına uygun daha nasıl müesseseleÅŸtiririz' bunun üzerinde birlikte durmamız gerekir." diye konuÅŸtu.

Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığının sadece bürokratik bir kurum olarak görülmemesi gerektiÄŸinin altını çizen Görmez, el ele verildiÄŸi takdirde bütün sorunların üstesinden gelineceÄŸini aktardı.

Görmez, Türkiye'de yapılabilecek en büyük hatanın Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığını sıradan bürokratik bir kuruma dönüÅŸtürmek olduÄŸuna dikkati çekerek, ÅŸunları kaydetti:

"Bunu yaptığınız zaman camileri devlet dairesine dönüÅŸtürürüz. Ä°mamları da devlet memuruna dönüÅŸtürürüz. Camiler devlet dairesi olursa imamlar devlet memuru olur, Diyanet'te bürokratik bir mekanizma olursa bırakın Afrika'yı, Asya'yı, dünyayı, kendi ülkemizin manevi hayatını ayakta tutması mümkün olmaz."

İlk ezanın okunduğu yere cami

Diyanetin dünyanın çeÅŸitli bölgelerinde cami yaptırdığını anlatarak, ÅŸunları kaydetti:

"Kamçatka'ya kadar 9 saat uçakla gideceÄŸimiz bir yer. Kamçatka, dünyada ezanın ilk okunduÄŸu yer. Åžimdi oraya da bir cami yapacağız Allah'ın izniyle. En doÄŸuda ilk güneÅŸ ışıklarının indiÄŸi yere, ilk ezanın okunduÄŸu yer, sübhanallah. Sahabenin çocukları varmış orada. Veda hutbesinde Resulullah, 100 bin sahabeye hitap ediyor. Ama 10 binin mezarı Arabistan yarımadasında. DiÄŸer 90 binin nerede metfun olduÄŸu belli bile deÄŸil."