10 KASIM’IN ARDINDAN
13 Kasım 2018, Salı 08:11Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK öleli tam 80 yıl olmuş.
Yurdun her köşesinde törenlerle anıldı. Bu anmaya ayak diretenler, tepki koyanlar, kin ve nefret kusarak kimliklerini ortaya koyanlarda vardı.
Sabah Gazetesi yazarı Engin ARDIÇ tepki çekenlerin başındaydı.
Ne diyordu ARDIÇ; 1950’li yıllardan bahsederek, 10 Kasımlarda eğlence yerlerinin, içkili yerlerin kapalı olduğunu söylüyordu.
Alay edercesine, ‘yaşım küçüktü Genelevler de kapalımıydı onu bilmiyorum’ diyordu.
Aslında beyninin arkasındaki pisliği kusuyordu…
Sosyal Medyadan öyle bir cevap geldi ki, yenilir yutulur gibi değil.
‘Sen hatırlamazsan, birilerine sor’ diyordu…
Kime soracağını yazmayacağım.
Nedendir bilinmez ama her 10 Kasım’da birileri eteklerindekini dökerler.
Diyanet İşleri Başkanı Ali ERBAŞ 9 Kasım günü tam bir Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı Fesli Kadir’i (Kadir MISIRLIOĞLU) ziyaret edip, hediyeler veriyordu.
10 Kasım öncesi bu ziyaret nasıl yorumlanabilir ki?
Ne demişti Fesli Kadir; ‘Keşke Cumhuriyet kurulmasa, ülkeyi yunanlılar alsaydı’ diyor.
Ne diyor Fesli Kadir; ’10 Kasım 9’u 5 geçe kenefe gidin’ diyordu.
Hürriyet Gazetesi Yazarlarından Ahmet HAKAN’da bu noktaya işaret edip, Diyanet İşleri Başkanına bir soru soruyor, 11 Kasım Pazar Köşe yazısında…
’10 Kasım 9’u 5 geçe kenefe gidin’ sözünü bize yorumlar mısınız lütfen?’ diyor.
Unutulmasın, Diyanet İşleri Başkanlığı, 3 Mart 1924 yılında yani Atatürk zamanında kuruldu.
İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli kurumdur.
Diyanet İşleri; kendilerini kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bir FATİHA’yı çok görmüştür.
Diyanet Atatürk’ün adını zikretmekten özellikle kazınmıştır.
Milli Bayramlarımızı adeta yok saymıştır.
Cuma gününe denk gelen veya yakın gelen Milli Bayramlardan hiç bahsetmemiştir.
Unutmayın! Milli Bayramlarını özgürce kutlamayanlar dile getiremeyenler, bir müddet sonra Dini Bayramlarını bile yaşayamazlar.
Diyanet İşleri Başkanının 9 Kasım’daki Fesli Kadir ziyareti, hele 10 Kasım arifesinde yapılması hiç hoş karşılanmamıştır.
Yüce Atatürk, Kur’an okuyup hiçbir şey anlamayan insanlarımıza hatta imamlarımıza, Elmalılı Hamdi Yazır’a Kur’an’ın mealini ve tefsirini yazma görevi vererek, Kur’an-ı sadece okuyarak değil, yaşayarak ibadetimizi sağlamıştır.
Kur’an tefsiri önce Mehmet Akif ERSOY’a verilmiş, ancak Akif bu görevi çok büyük sorumluluk istediğini ve maaşlı bir iş olması sebebiyle kabul etmemiştir.
Bunun üzerine görev Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmiş, hiçbir cemaat ve tarikatın etkisinde kalmaması için de devlet tarafından maaşa bağlanmıştır.
Mehmet Akif ERSOY safahat kitabının önsözünde, Kur’an tefsirinde Elmalı’ya yardım ettiğini de ifade eder.
Yeri gelmişken inanılmaz bir yazar olan M.Akif’in şu söylemini de aktarmak isterim;
Mehmet Akif ERSOY’un Atatürk sevgisi;
‘Mısır’da 11 yıl kaldım, 11 saat daha kalsam çıldırırdım. Sana halisane fikrimi söyleyeyim mi?
İnsanlık Türkiye’de,
Milliyetçilik Türkiye’de,
Müslümanlık Türkiye’de,
Hürriyetçilikte Türkiye’de
Eğer varsa, Allah benim
Ömrümden alıp,
Mustafa Kemal’e versin.”
Akif’in ifadesi bu…
Diyanet’in kuruluş gayesini yazmıştım.
Diyanet İşleri Başkanının bu davranışı bizi üzmüştür.
Bu davranışlar camii cemaati üzerinde olumsuz etki yapabilir.
Camii sayımızla, Cuma hariç cemaatimizi bir oranlarsanız çıkan rakamı görürsünüz.
İnsanları ibadete yönlendirecek, Camiyi sevdirecek bir kurumun, bu davranışının bu işe hizmet etmediği görülür.
Atatürk’ü öcü görüp onun aleyhinde kampanyalar yürüten din adamı görüntülerine bir kitap önerim olacak.
Çoğunluğu arşivlere dayanan resmiyete dayanan bu kitabı Yrd. Doç. Abdurrahman KASABOĞLU yazmış. (Şu an profesör)
Adı: Atatürk’ün Kur’an Kültürü…
Tavsiye ederim.
Atatürk hakkındaki cahiliye düşüncelerinizi gidericidir.
Bizi kamplara ayıracak, kinlendirecek davranışlardan kaçınılmalıdır.
Atatürk bizim kurucumuz ve liderimizdir.
Bunu böyle bilmeyenler başka ülkelerin kurucusu ve liderlerinin esiri olurlar.
Devletimi kuran, dinime büyük hizmetler yapan, Ata’mızı her 10 Kasım’a anmaya devam edeceğiz.
Her Milli Bayramı coşkuyla kutlayacağız.
Her Dini Bayramımızı coşkuyla, özgürce kutlayacağız.
Bunun karşısında duranlar, bu ülkenin vatandaşlarının coşkusu karşısında ne diyeceklerini bileyecekler.
Esen Kalın.
NOT: Geçen hafta, 8 Kasım Perşembe günkü yazımda Andımızdan bahsederken, 2003’de kaldırılan andımızın, bu kaldırılma işleminin uygulanması için idari yargıya başvuranın Eğitim-İş Sendikası olduğunu yazmıştım. Eğitim-İş Sendikası Konya İl Başkanlığı doğrudan bizi arayarak Andımıza karşı olmadıklarını, bilakis andımızın söylenmesi yönünde olduklarını belirttiler. Andımızın kaldırılmasının uygulaması için idari yargıya başvuran sendika Eğitim-Sen’dir. Eğitim-İş Sendikası değildir. Düzeltir, özür dileriz…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.