13 Mart 1971-13 Mart 2021 Facianın üzerinden 50 YIL GEÇMİŞ
11 Mart 2021, Perşembe 11:0213 Mart 1971 ve 13 Mart 2021 bu tarihler Cumartesi gününe denk geliyor.
Ne olmuş 13 Mart 1971 Cumartesi günü? Yeni nesil bilmez. Konya’da inanılmaz bir fırtına oldu. Öğleden sonra saat 15:00’da başlayan, gittikçe şiddetini arttıran, tipi yüzünden şehir merkezinde görüş mesafesinin sıfır olduğu, insanların tipinin şiddetinden nefes alamayıp, boğularak öldüğüne şahit olan biriyim. O yılların medyası göz önüne alınarak şehir içinde 60-70 ölü olduğunu biliyoruz ama medyaya yansımayan can kayıplarının da çok olduğunu tahmin edebiliriz. Cumartesi 15:00 sularında başlayan facia, Pazar gece 05:00’a kadar devam etti. 13 Mart Cumartesi sinemaya giden ve canını zor kurtaran biri olarak her 13 Mart’ta yazımı bu faciaya ayırırım.
Gazetemde Salı ve Perşembe yazdığım için bu sefer 13 Mar’tı Perşembe günü sizlere aktaracağım.
Youtube’de “Konya Aktüel” de açıklamalarımı izleyebilirsiniz. Halid ŞEN kardeşimin adeta belgeselleştirdiği bu eser facianın boyutunu ortaya koyuyor.
Bu yıl ki yazımda o gün, facia günü olayı yaşayan kişilerden bahsedeceğim. Dile kolay olayın üzerinden 50 yıl geçmiş buna “Yarım Asır” diyorlar.
Şahin sinemasında (O yıllarda, şimdi yerinde yeller esiyor) olay günü birlikte film seyrettiğimiz Niyazi Metin TORAN’dan bahsedeceğim. Maarif Koleji’ni bitiren bu akrabam, okul bitiminde Ankara Devlet Mühendislik Mimarlığı kazanıp, bu okulun öğrencisi oldu. Güzelliklerle dolu bir gençti. Bir bayram öncesi haftada, Muhacir Pazarı civarındaki Çocuk Yuvasında ki kimsesiz çocukları ziyaret edip, onlara hediyeler verdikten sonra, arkadaşının arabasıyla, muhacir pazarı göbeğinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybetti. Ekim 1979 yılında meydana gelen bu kaza ile, Metin kardeşimiz aramızdan ayrıldı. Baba Mehmet TORAN’da bir ameliyat sonrasında yanılmıyorsam 1967 yılında hayatını kaybetmişti.
Anne Fatma TORAN, Babaanne Sıdıka TORAN yıllar sonra vefat ettiler. Metin, annesi, babaannesi üçü birleştirilmiş bir mezarda, Musalla Mezarlığında yatıyorlar. Hemen yanlarında baba Mehmet TORAN yatıyor. 9 Mart 2021 günü kabirlerini ziyaret ettim. Yine göz yaşlarımı orada bıraktım. 1959 doğumlu Metin’i 1979 yılında, yirmi yaşında kaybettik. İnanılmaz üzüntü yaşadığımı söyleyebilirim. Facia günü evlerine sığındığım bu insanlara, Fatiha’yı borç bilirim.
Bu arada Şahin sinemasında o gün orada olan, Meram Ortaokulu’ndan Kemal Şahin’i de anmadan geçemeyeceğim. Kendisi okul, sınıf ve sıra arkadaşımdı. Ben henüz facianın büyüklüğünü görmeden, beni evlerine davet etti. Evleri Şahin sinemasına çok yakın, Mevlana Caddesi üzerinde eski tekel binası karşısında, o zamanki Hayat Tostçu’sunun üst katında oturuyorlardı. Eve kolay gidileceğini zannettiğimden, arkadaşımın ısrarlı olmasına rağmen, bu daveti nezaketle reddettim. Kemal ŞAHİN kardeşimde Ankara’da okuyup, diş hekimi oldu. bende Ankara’da iken tesadüfen birkaç kez Tandoğan’da ki otogarda karşılaştık.
Yıllar sonra emekli olup Konya’ya geldiğimde, diş hekiminden çok korkan ben, Zindankale Ağız ve Diş Sağlığında Kemal kardeşime dişlerimi yaptırdım.
Daha önceki yıllarda Konya’da ki Faciayı gazete köşeme taşıdığımda, isminin geçmesi sebebiyle aradı, geçmişi yad ettik…
Bu arada yanılmıyorsam 1989 veya 1990 yılında Güneydoğuda ki görevimden sonra Çorlu’ya gelmiştim. Taburumuza bir doktor gelmiş, tabii benim bölüğümde yer alıyor. O zamanlar yüzbaşıyım. Doktorun ismi Kemalettin ŞAHİN…
Yüz siması aynı Kemal ŞAHİN kardeşime benziyor. Yeni tanışmamızda espri yapıp, Konya’lı olaydın dedim. Konya’lıyım dedi. Kemal ŞAHİN neyin olur dedim. Ağabeyim dedi. Dostluğumuz ilerledi.
Dedim ya bu olay 1989 veya 1990 da oluyor. Trakya’da bir tatbikattayız, başım ağrıdan çatlıyor. Arkadaşlara ağrı kesici olan var mı? dedim. Biri var dedi. Askerliğini yapanlar bilir, bizim askeriyede ilaçlar kiloluk kavanozlar içinde olur. (Çok kullanılanlar) doktor hastaya birkaç tane kağıt külah içinde verir. Bendede Sülfamisin allerjisi var. Antibiyotik olarak alfasilin türü ilaçları kullanabiliyorum. Ağrı kesici ilacı olan arkadaşa ısrarla sordum, Nova ilacı dedi, ilacı atar atmaz, dudaklarımın kenarları yanmaya, ellerimde baş parmağımla işaret parmağı bölgesi kaşınmaya başladı. Alerjim olan bir madde içeren ilaçmış.
Çadıra Dr. Kemalettin ŞAHİN geldi. Durumu izah ettim. Revir çadırına gidip, bana antihistaminik bir iğne yaptı, bir şeyim kalmadı. Beni de uyardı.
Emekli olup Konya’ya gelince Kemalettin’i de buldum görüştük eskileri yad ettik.
Bu arada Kemalettin kardeşim Antalya dönüşü özel arabasıyla Akseki dolaylarında geçirdiği kaza ile hayatını kaybetti çok üzüldüm. Cenazesi galiba eşi tarafından eşinin memleketi Çanakkale’ye götürüldü.
Bu arada Diş Hekimi arkadaşım Kemal ŞAHİN’de emekli olup, Marmaris’e yerleşti. Galiba özel bir diş kliniğinde hizmetine devam ediyordu. Kemal’i aradım kardeşi Kemalettin için baş sağlığı diledim.
Bir müddet sonra Marmaris’ten kötü bir hastalıktan dolayı Kemal ŞAHİN’i de kaybettiğimiz haberi geldi.
O gün yaşayan annem, babam, iki ablam hepsi genç denecek yaşta vefat ettiler. 1979 Şubat’ında babamı, Mayıs’ında Havva anne dediğimiz dünya tatlısı ninemi ve de 1979 Ekim’in de Metin’i kaybettik.
Ben bütün ölenlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Her 13 Mart geldi mi duygusallaşırım. O yılları hatırlarım.
Başlangıcını bildiğimiz, sonunun tarihini bilmediğimiz, tasarrufun yüce rabbimize ait olduğu bir dönem yaşıyoruz. Adına “Ömür” diyorlar. Bu ömrü güzelliklerle geçirmek elimizde. Sakın siyasetin girdabına katılıp, yaşantınızı çirkinleştirmeyin. Rabbim hepimize sağlık, mutluluk dolu bir ömür nasip etsin. Esen kalın.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Adnan Savaş
11-03-2021 16:49Anadolu'nun aydınlık yüzü,vefa ve saf sevginin ifadesi.Elinize,yüreğinize sağlık.Varlığınız daim olsun.