ADAYLAR GÜVEN VERMEYİNCE

Recep Konuk’un görevi bırakma kararı fitili ateşlemeye yetti.

Nasıl yani?

Anlatalım mı?

Hadi anlatalım.

Başkanın bırakma kararından hemen sonra o görevi aklından geçirenler cephesinde bir takım cılız gelişmeler yaşandı önce.

Aday olmayı düşünenler havayı koklayarak işe başladı.

Bu kategoride olanlar “Acaba aday olsam mı, olmasam mı?” ikileminde bocalarken, bazı isimlerden söz edildi doğal olarak.

Mesela; Çumra’dan, İsmil’den, merkezden ve daha birkaç yerden.

Nabızlar yoklandıktan sonra konuşulan isimlerden bir tanesi de olsa adaylığını açıklama cesareti gösteremedi.

Hevesler kursaklardı kaldı, denebilir bu duruma.

Neden?

Çünkü onlar her şeyden önce yapayalnızdılar.

Yürekleri de yoktu, Genel Kurul’da çıkıp yarışmak için.

Sonra..

Herhangi bir partinin desteği yoktu arkalarında.

Ziraat Odaları’nın desteği yoktu.

Birlik, desteği yoktu.

Muhtar desteği yoktu.

Medya desteği yoktu.

Pancarın desteği yoktu.

Toplamında yoktu bunların hiç birisi.

Birileri sofrayı kurup yemeği hazırlayacak sonrada onlar afiyetle yiyecekti anlayacağınız.

Adaylığı konuşulan isimler, “adayım” deme cesaretini gösteremeyince, top dolaştırılmış oldu nafile.

Adaylığı evvel ahir konuşulan çiftçiliği, çiftçiliğinin yanısıra ticareti olan ama halk arasında daha çok “doktor” lakabı ile tanınan tek bir kişi, Recep Konuk’un bırakma niyetinde olduğu tüm görevlere talip olduğunu gayri resmi bir şekilde duyurdu.

Hadi başladı bir vaveyla.

“Doktor şöyle, doktor böyle”

Doktor, Taşpınar’lıymış bu arada.

Yollara düşmüş adamcağız.

Kendi ilçesi de olan Cihanbeyli başta olmak üzere Altınekin, Beyşehir, Seydişehir, Çumra, İsmil gibi pancar ekim alanlarının yoğun olduğu bölgeleri ziyaret ederek destek istemiş pancar üreticisinden.

Hiç kimsenin aklına gelip de “Buralarda ne arıyorsun, git işini yap doktor” dememişler adamcağıza.

Neden?

Nedeni çok basit.

Olmaz ama olurda başkan seçilirse kendileri, yanlarında belki olacaktı bir yerleri.

Hesap böyle bir hesap olmalı ki, yüklemişler gazı sonuna kadar.. “Sen aslansın. Recep’in ensesinden tutar, yere çarparsın” diyenlerde olmuş, olabilir muhtemelen.

Doktor bey ciddi bir siyaset ve yönetim tecrübesi olmadan büyük umutlarla çıkmış meydana.

Üstelik günümüzde hayatın insanlara öğrettiği her insan gaza gelir ama gazla çalışmaması gerekir gerçekliğine rağmen.

Gazla çalışanlar bir yere kadar gidebiliyor.

Sonra, Bummm!

Kötü bitiyor filmin sonu ayrıca kalıcı hasarlarda yapıyor kullanıcıların üzerinde.

Demem o ki: Taşpınarlı doktor Recep Konuk karşısında ense kalınlığı elde edemedi bir türlü.

Arkasında ne bir Ziraat Odası ne de bir Birlik var.

Muhtar yok, kamuoyu yok.

Medya desteği yok.

Şayet olsaydı görürdük herhalde.

Böyle işler önce ekip sonra da taraftar desteği istiyor.

Bunlar olmayınca, olmuyor.

Öte yandan kime sorarsanız sorun, bilmem nedendir ama doktorun bu iş için uygun olmadığı iddia ediliyor. İddia sahiplerinin var bir bildikleri, diye düşünmek lazım.

Ateşlenen ilk fitil Konuk’tan sonrası için ateşlenen fitildi. Ama hiçbir etkisi görülmedi. Çok cılız kaldı ve çabuk söndü.

Sonra bir başka fitil ateşlendi.

Konya Şeker’in tüm kurumlarına ve esasında Recep Konuk’a destek fitiliydi ateşlenen.

Bir ateş, başka bir ateşi, o başka ateş, çok sayıda fitili ateşledi.

Ateş her tarafa yayıldı bir anda.

Ziraat Odaları,

Üretici Birlikleri,

Sektör temsilcileri,

Esnaf temsilcileri,

Muhtarlar,

Pancar ekicileri ateşlenen fitilin tarafları oldular.

Recep Konuk’u, görevi bırakma kararından vaz geçirmek için eyleme dönüşen çabalar geldi beraberinde.

Başkan, bu işi bilen ve yöneten bir insan olarak görüldü.

Sonucu merak edilen bir ortam yaratıldı bugün.

Recep Konuk baskılara dayanamayıp görevi bırakma kararını gözden geçirecek mi, geçirmeyecek mi?

Şüphesiz ki geçirecek.

Çok büyük ihtimalle de başkan görevi bırakma kararından vazgeçecek. Yukarıda bahsettiğimiz taraflar bunun böyle olmasını istiyor çünkü.

Başka krtik bir husustan daha bahsedelim.

Ortada açıklanan bir Genel Kurul tarihi var.

Recep beyin bir önceki kararından vazgeçmesi halinde ne olur? Akla en yakın ihtimal çoğunluk sağlanamadığı gerekçesiyle, Genel Kurulun ileri bir tarihe ertelenmesidir. 29 Eylül’da çoğunluk sağlanamayacağından dolayı olayın tabiatı gereği kimsede aday olamaz. Başkan beyde göreve devam etmek zorunda kalır. Başkanlık seçimi içinde ileri tarihli bir Genel Kurul takvimi belirlenir.

Yakılan son fitillerin bahsettiğimiz sonuçları doğuracağı rahatlıkla söylenebilir.