AĞZINI KAPAT, DİLİNİ TUT.
20 Nisan 2022, Çarşamba 00:01Bugün yazıma okuduğum güzel bir sözle başlayım. “Ağzını kapalı tutan balığı kimse avlayamaz. Ağzını kapat, dilini tut. Çünkü çok kimse, hatalarını avlamak için bekliyor.” diye.
Ne kadar anlamlı ne kadar güzel bir söz. Yani insanın başına ne gelirse, boş boğazlığından, susmamasından ve hep ağzı açık bir şeyi söylemeyi beklemesinden gelir. Çünkü ağzı açık olan, susmasını bilmez, susmayınca da dinlemesini bilmez, dinlemediği için de düşünemez, düşünemeyince de doğru yanlış demeden yerli yersiz konuşur, yerli yersiz konuşunca da laf taşıyıcıların tuzağına düşer. İnsanın başına ne gelirse dili belasından gelirmiş.
Bir atasözü vardır ya hepimizin dilinde, “Söz gümüşse sükût altındır” diye. Siz sükuta talip olun. Çünkü sükût sizi tuzağa düşmekten, elalemin diline sakız olmaktan korur. Eğer sükût ederseniz söyleyecekleriniz sizin esiriniz olarak kalır, ağzınızı açıp konuşursanız, sizin sözlerinizi bekleyen avcılara fırsat vermiş ve o söylediklerinizin esiri olmuş olursunuz.
Bilgili olsanız da bilgisiz olsanız da susmasını ve tefekkür etmesini bilin. Genelde çok konuşan insan, tefekkürden uzak, sabırsız ve her şeyden şikâyetçi olan insandır. Negatiftir, herkesi ve kendini bilmeden her şeyi eleştirir. Verilene şükrü, verilmeyene sabrı, olana da tahammülü yoktur. Herşeyin bir anda kendi düşüncesi doğrultusunda olmasını ister, istediği olmayınca da eleştiri oklarını yönlendirir.
Velhasılı aklı olan fazla ağzını açmaz, başkalarına yem olmamak için susar,
aklı olan elinde olanla yetinip şükretmesini bilir,
aklı olan fazlacasına tamah etmeden ve sağlığını bozmadan yaşamasını bilir.
Aklı olan ağzını kapatıp dilini tutar ve selamete ulaşır.
Yeter ki, ne durumda olursanız olun, Allah’a hamd etmesini bilin, verilenin de verilmeyenin de sebepsiz olmadığını görün, Elinize, Dilinize ve Belinize sahip olun. Ayıp arayan çoktur, sizi hataya sürüklemek için olta atar gibi size söz atanları görmezden gelin, çünkü onlar sizi tuzağa çekmeye çalışmaktadır. Her şeyi bildiğini zannedenin de bu tuzağa düşmemesi gibi bir durum da yoktur. Er ya da geç düşmesi kaçınılmazdır. Zaten her şeyi bilseydi, en başta susmanın edep ve saygı olduğunu bilirdi.
Gereksiz konuşmak yerine susarak dinlemesini bilen, felaketlerden ve gereksiz hatalardan korunur. Ayıplanmaz, kınanmaz. Çünkü susan hata yapmaz. Eğer bilirseniz, felaketlerin dil belasından nasıl geldiğini görürsünüz.
Nefsinizin esiri olup “neden o konuşuyor da ben konuşmuyorum?” gibi gaflet söyleminden de uzaklaşıp, sizi avlamak için pusuda bekleyen avcıya av olmaktan kurtulun ve susmanın erdemini, belalardan, dedikodu avcılardan kurtuluşunuzu yaşayın.
Her ne halde olursanız olun, susun ve tefekkürü dilinizden, susarken susmanın sabrını gönlünüzden eksik etmeyin ki, avcılara yem olmayın, saygı ve hürmet görün.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.