Aİds; zina ve fuhşun faturasıdır

Kur’an’da: "Düşünüp ibret alasınız diye,  Biz her şeyi çift yarat­tık"([1]) buyurulur. Bu çiftler; pozitif ve negatif maddeler,  yani atomlar,  moleküller,  proton ve nötronlar,  belli bir kanun,  nizam ve ahenk içinde birleşirlerse hava,  su,  yağmur,  tuz,  elektrik vs.  olur. Fakat bunlar ni­zamsız ve düzensiz birle­şir­lerse atom bombası,  hidrojen bombası,  kan­ser,  ülser,  tümör... olur. İn­sanlar kanunsuz ve nizamsız birleşirlerse veled-i zinalar,  anarşistler,  terö­ristler,  sadistler… meydana gelir.

Bombalar,  kanserler ve tümörler ne kadar tehlikeli ise,  veled-i zina­lar da cemiyet ve insanlık için o kadar tehlikelidir. Bunun için Resûl-i Ekrem "Bir millete zina mahsulü çocukların yapacağı zararı başka hiç­bir şey yapamaz"  buyurur.

İslâm zinayı değil yapmayı, "Zinaya yaklaşmayın"([2]) buyura­rak ona mey­letmeyi bile yasaklamış,  insanı zinaya,  fuhşa götüren her türlü yolu,  vasıtayı,  menfez ve mahfeli kapatmış,  meşru evliliği teşvik edip kolay­laştır­mış,  buna rağmen zina yapanları da şiddetle cezalandıracağını ilân ederek, insanları bu fiili işlemekten caydırmıştır.

Cenâb-ı Allah bu hududun aşıldığı,  nizamın çiğnendiği,  in­sanların lez­zet ve şehvetlerinin esiri olduğu,  fahişelerin ilâhlaştırıl­dığı,  homosek­süelliğin bir sanat dalı haline geldiği,  tek gaye ve hedef olarak hayvani zevk ve lez­zetlerin kabul edildiği zaman­larda; insanlığın nasıl bir Gazâb-ı İlâhi ile karşı­laşacağını: "Biz sizden önce nice kavimleri helâk ettik"([3]) mealin­deki ayet­lerle bildiri­yor. Ad kavminden,  Semut kavminden,  Lut kavmin­den misaller verip,  Sodon ve Gomore şehirlerini,  Pompey hara­belerini insanlı­ğın gözeleri önüne seriyor.

Buna rağmen insanlık bugün zina ve fuhuş hususunda tarihin hiçbir dev­rinde görülmeyen bir azgınlık ve sapıklık içindedir. Av­rupa hayat ka­dınlarına meslek kredisi veriyor. Fransa gibi devletler turistik broşürlerin üzerine hayat kadınlarının ad ve adreslerini yazıyor. İngiltere’de  Lortlar Kamarasının üçte biri homoseksüel olmuş. Almanya da her üç kadından biri kocasını aldatıyor.       Av­rupa ve ABD de erkekler erkekle kilisede dini törenle evleniyor. ABD ordusundan tard edilen homoseksüeller yeniden orduya alı­nıyor. Kuveyt dünya kupası için İspanya’ya gidecek 10 bin          va­tan­daşı için resmen 10 bin fahişe istiyor...

Ferid Kam seneler önce şöyle demiştir:

Medeniyette çok terakki var

Galiba müntehasını bulacak

Bu terakki devam ederse eğer

Beşeriyet belasını bulacak.

Hakikaten beşeriyet belâsını bulmak üzere. Hayvani zevkleri­nin ze­bunu olup bu hususta sınır tanımayan insanlık,  bilhassa Avrupa ve Ame­rika bunun faturasını çok pahalıya ödemekte ve gerçekleri görmüş du­rumda ama,  iş işten geçmiştir.

Resûlullah şöyle buyurur: "Bir toplumda fuhuş baş göste­rir,  hatta bunu açıklamaktan çekinilmez hale gelinirse,  onların arasında ken­dile­rinden önceki milletlerde görülmeyen         hasta­lıklar yayılır."([4])

Doç. Dr. Selçuk Alsan yaptığı araştırmalar neticesinde şunu söylüyor "Bir hayat kadını başta AİDS olmak üzere 23 çeşit hasta­lık bu­laştırır."([5])

Bugüne kadar 17 çeşit AİDS virüsü tespit edildi. Yani grip virüsü gibi,  çok çeşitli türleri olduğu için bir ilaç ve aşı geliştirilememiş­tir. Ka­nında bu virüsü taşıyan birinin tedavisi değil,  hastalığın seyrini biraz ya­vaşlatmak için yıllık bakımı 38.200 dolardır.

Bu vesileyle Avrupalı geçmişin faturasını çok pahalı ödüyor. Hiç bir şeyden zevk alamıyor. İğne vurduramıyor. Kan alamıyor. Ameliyat olamıyor. Dişçiye gidemiyor. Birbirine dokunmaktan bile korkuyor acaba bana da bula­şacak mı? diye.

Fakat biz Avrupa’yı biraz geriden takip ettiğimiz için onların fuhuş­tan kaçmaya,  tek nikâhla yetinmeye,  fahişe ve homoseksüel­leri dışla­maya,  dine dönmeye başladıkları şu dönemde biz hâlâ bunları teşvik edi­yoruz. Gençleri bu amansız canavarın kollarına atabilmek için ne gere­kirse          yapı­yoruz. En yüksek mercilerimizdeki yetkililerin; "aman zina yapmayın,  bu bizim hem dinimize hem de örf ve adetlerimize,  milli töre­lerimize aykırıdır. Nezih ve temiz bir aile yaşantınız olsun" diyemiyorlar da: "Biriyle ilişki kuracağınızda mutlaka yanınızda pre­zervatif bulundu­run. Yanınızda gezdi­receğiniz flört yapacağınız tu­ristlerden sakın ha AİDS testi falan istemeyin turizme balta olur,  genelev ka­dınlarını  ve sokakta fuhuş yapan kadınları  sık sık mua­yene yaptırın..." tavsiyelerinde bulunuyorlar.  Bunu fazla izaha gerek yok. Basın ve yayın organlarına bakıvermek yeterli.

Geçmişte insanlık böyle bazı hususlarda aşırı gidince Allah(c.c.) onları bü­yük belâlarla ve umumi afetlerle helâk etmiştir. Dünya tarihi bunun ör­nek­leriyle doludur. Ama rivayete göre ahir zaman Peygamberi Hz. Mu­hammed(s.a.v.) hürme­tine O’nun ümmetinin böyle toptan helâk edilmeyeceği hususunda Rabbimiz'in bir lütfu varsa da,  bu azgınlık ve nefsani arzular­daki hudut tanımazlık,  hayvanları bile hayrete düşüren pervasızlık sebe­biyle her halde insanlık pek de huzur ve saâdet bulamayacak. Düşünerek,  tefekkür ederek şöyle dünyaya bir baktığımızda zengin fakir kimsenin,  hiçbir millet ve devle­tin huzuru yok. İnsanlar mutlu değil, güvenleri ze­delenmiş, yarınla­rından emin değiller. Aile bağları kopmuş, inanç zafiyeti hat safhada. En çok inti­harlar, terör, şiddet, sadizm, her türlü mutsuzluk… en zengin dev­letlerde, her istediğini elde edebilen milletlerde görülüyor, öyleyse ters giden bir şeyler var. Kısacası Avrupa medeniyeti insanlığa huzur ve mut­luluk verememiştir.   

Dipnotlar:

1- Zariyat Sûresi, 49. 

2- İsra Sûresi, 32.

3- Yunus Sûresi, 13.

4- “Tergıb ve Terhıb”, c. 3,  s. 286  Mısır.

5- TÜBİTAK Bilim-Teknik dergisi, sayı: 257, s. 24; sayı 264, s. 20; sayı: 265, s. 46.