AKLISELİM SAHİBİLİĞİ (1)

Bu millet ne çektiyse aklı evvel acullardan çekti. Ne yaptığını bilmeden devlet akıl feraset basiret süzgecinden bi haber anlık hissiyat ve duygularıyla ritüel oluşturan bu tiplemeler yeri geldi bir ülkenin başbakanı olarak Amerikan Reisi karşısında iki büklüm olup el pençe divan oldular. Yeri geldi tarihte büyük bir mezalim örneği göstermiş kötü yonan başbakanının arabasının kapısını açıp güya nezaket örneği gösterdiler. Yeri geldi güya işçi kardeşlerinin yanında sınıf mücadelesiz bir birey öykünmesinden mülhem komünizm sepetçiliğinin ard ülkesi lüksünde kalktılar güya sıraya girip yemeklerini alıp birlikte yediler. Yer gelip İngiltere Başbakanı gibi bisiklete binip halkçılık dergâhında sol anahtarlığı yaptılar. Daha neler neler. Aslında bunlar hep gösteriş, ego tatmini, bir yerlere mesaj ve aldıkları emri yerine getirmekten uygulamaktan başka bir şey değildi.

Tarihin derin sularında detayların birçok meseleye ışık tuttuğunu anlamak zor değil elbet. Bu ülkedenmiş ondan yanaymış gibi gözüküp te zarardan başka bir şey kazandırmayanların aslında yalanın bu denli prim yaptığı ortamların bu ülkede ne denli derin bir okyanus oluşturduğunu anlamak zor değil tabii ki:

Bu nedenle ara sıra denk gelsem de Turgay Güler- Mehmet Çelik ikilisinin sıra dışı gündemlerine konuk olmaya onları dinlemeye ve yapılan yorumların içte kalan tortuların gizemini çözmeye çalışırım.     Görünen o dur ki yüz-yüz elli yıldır ülkemizin içimizdeki İrlandalıların sebep olduğu ihanetler tarlasında başkalarına tohum ekme fırsatı verdiklerini ve ekilen nifak tohumlarının bu ülkenin birliğine dirliğine geleceğine vurulmuş en büyük ayak kabı olduğunu anlamamak için kör sağır dilsiz olmak gerekir.

İşte o izlediğim bir konuşmalardan sonra yaptığım yorumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Her ne kadar üzerinden yaklaşık 6 yıl geçmiş olsa da daha mürekkebi kurumamış hala tazeliğini korumakta ve hala aklıselim sahipliliği konusunda devlet aklı ile hareket edemeyenlerin varlığı beni düşündürmektedir.

…….

“Ülke TV'de yine her zaman ki gibi okkalı ve aklı selim yorumlarıyla adeta bir ritüel yapan ve nezdimde halkın nabzını tutan Mehmet Çelik-Turgay Güler ikilisi, Devletin geleceği-bekası ekseninden olaylara baktılar. Hele Mehmet Çelik bey'in Sayın Kılıçdaroğlu için"Bütün vasıfsızlığına rağmen şu an başbakan olsa, ben Devletin bekası için onun yanında olurum-Ama normalleşme sürecinde de, politikaları ve uygulamalarının vatandaş olarak hesabını sorarım"demesi beni güldürdü.

Ne diyelim Sayın Hocam: Etrafta çevrili bunca düşman göz, gözünü üzerimize dikmişken ve içerde hala onlara fırsat veren, ülkeyi zayıflatan, yatırımlara geri adım attıran korku ve şüphe uyandıran, hukuk yerine siyasal alınan kararlara imza atılıyorsa bu meselelere dur demek lazımdır. Bu memleket kolay kazanılmadı. Bunu anlayacak kafa ve basiret lazım. Ben olaylara, tarihçi gözüyle bakarım. Ancak eğer milletin parasına kim el sürmüşse misliyle kanun cezalandırsın. Haram kazanılan ve emek harcanmadan kazanılan para, milletin namusuna el uzatmak demektir. O halde ey aklı evveller"bu mesele siyasi particilik şuculuk buculuk meselesi değil, millet ve memleket hayatiyet gelecek meselesidir. Kırılan bir tuğla kaybedilen bir enerji bize çok pahalıya patlayacaktır. Ve sizin gibiler;"siyasi arenada politika yaparak oy kazanacağını zanneden boş söylemleriyle gündem oluşturmaya çalışan ve toplumu geren, sırf muhalefet olsun diye direnç gösteren sözde ülkesine hizmet ettiğini ifade eden sizlerin sayesinde dışarıdakilere prim verir gibi yaptığınız konuşmalarınızla" ortamı ağırlaştırdığınızdan dolayı asla kazanan değil bilakis kaybedenler olarak tarihe geçecekseniz. Çünkü bu gemi batarsa hepimiz varız hepimiz batarız. Ve acısı da Ertuğrul Firkateyni gibi ağır olur, titanik gibi sulara gömülür, tarihe tanıklık eder.2.Abdülhamit dönemi Osmanlı Meclisinde ki gibi söylemler ne yazık ki hep yıkıcılığı kucaklıyor. Lütfen yapıcılığı üstlenin ve toplumun yanın da olun. Karşısında değil. Bu badireden kurtuluş ancak aklıselim ile birlikte hareket etmekle olur. Bu bilhassa imaj düzeltmesi gerekenler içinde kaçırılmayacak bir fırsattır. Zira bozulan imaj fetret devri gibi epey sarsıntılı olup fay hatlarını da harekete geçirecektir."Toparlanın Nefs Muhasebesindeyiz"diyebilmenin tam zamanı. İş işten geçmeden. Denizlerin kirlendiği gibi, Okyanus’un sularıda kirlenmesin! Gün bugündür! Yarın geç olabilir!(Yusuf Erdoğan)