AKRABALIK HUKUKUNU GÖZETELİM
21 Ocak 2021, Perşembe 08:44Yüce dinimiz İslam, akrabalık bağlarını güçlü tutmaya, sıla-ı rahmi terk etmemeye, akraba ilişkilerini kesmemeye büyük önem verir. Akrabalık bağlarını koparmayı ise büyük günahlar arasında sayar.
Salgın ve bulaşıcı hastalık sebebiyle ekonomik sorunlar yaşayan, işsizlik, geçim sıkıntısı, bakıma muhtaç olmak, ilgisizlik ve iletişimsizlik gibi nedenlerle bunalan başta yakınlarımız olmak üzere yardıma ve desteğe muhtaç kardeşlerimize iyilik hareketimizi artırmanın günümüzdeki ehemmiyeti çok açıktır.
Kuraklık ve susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımız bu yıl, yeni yağan yağmur ve karlarla Yüce Rabbimize ne kadar şükretsek azdır. Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de
"O, (insanlar) umutlarını kestikten sonra yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır. O hakiki dosttur, övülmeye layık olandır." (Şura, 42/ 28);
"And olsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım" (İbrahim, 14/7);
"Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah size niye azab etsin ki? Allah, şükrün karşılığını verendir, hakkıyla bilendir." (Nisa, 4/147) buyurarak şükredenlere nimetlerini kesinlikle artıracağını ve şükredenlere azap etmeyeceğini müjdelemiştir. Şükür de sözlü ve fiili olmak üzere iki şekilde yerine getirilir.
Sözlü şükür, "elhamdülillah" (Her türlü övgü yalnız Allah içindir. Allah'a hamd ve şükürler olsun) zikrini çok söylemekle yapılır. Fiili şükür, Allah'ın bütün emirlerine gücümüz ölçüsünde itaat etmek ve yasaklarından uzak durmakla gerçekleşir. Akrabalık bağlarını yaşatmak da Allah'ın emirleri arasında bulunmaktadır. Ömrümüzün uzun ve rızkımızın bol ve geniş olması hususunda da Sevgili Peygamber Efendimiz (sav)
"Kim rızkının bollaştırılmasını yahut ömrünün uzun olmasını arzu ederse, akraba ilişkilerini sürdürsün!" buyurur. (Müslim, Birr,20);
"Akrabalar arası bağların koparılmaması, aile içinde sevgi, malda bolluk ve ömrün uzamasına (bereketlenmesine) sebeptir." (Tirmizi, Birr, 49) buyurmuştur.
Ekonomik sıkıntılarla yüz yüze gelen, karlı ve yağmurlu şu soğuk kış günlerinde akrabamız içindeki fakirler başta olmak üzere toplumumuzdaki bütün fakir, yoksul, muhtaçlara, mültecilere, evlerinden uzakta dağ başlarında suların bastığı, çamurların içinde zor şartlarda yaşamak zorunda kalan çocuk, yaşlı ve kadınlara, mağdur ve mazlumlara yardım etmemizin gerekliliğini yine Rasulullah (sav) Efendimiz şöyle bildirmişlerdir:
"Fakirleri kollayıp gözetiniz. Aranızdaki zayıflar sayesinde Allah'tan yardım görüp ve rızıklandığınızdan şüpheniz olmasın." (Ebu Davud, Cihad 70).
Salgın hastalıkla mücadele kapsamında karşılıklı aile, komşu ve akraba ziyaretlerine ara vermek zorunda kaldığımız bu dönemde Kur’ân-ı Kerîm ve hadislerde akrabalık bağlarının haberleşme, maddî ve mânevî yardımlaşma gibi çeşitli yollarla korunması ve güçlendirilmesi üzerinde hassasiyetle durulur.
Kur'an-ı Kerim'de “Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık -bağlarını koparmak-tan sakının” (en-Nisâ 4/1) buyrulur.
Hz. Peygamber (sav) de “Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin; Allah’a ve âhiret gününe iman eden sıla-i rahimde bulunsun” (Buhârî, “Edeb”, 31, 85) hadisi ile bunun önemine işaret etmiştir. Bu bakımdan akraba ile bağları ve münasebetleri kesmek bütün fakihlere göre haram kabul edilmiştir (Vecdi Akyüz, "Akraba", DİA, c. 2, s. 285).
Sevgili Peygamberimiz (sav) dargınların barışması konusunda da “Kin gütmeyin, birbirinize haset etmeyin, küsüp sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun! Bir müslümanın din kardeşiyle üç günden fazla dargın durması helâl değildir. Birbiriyle küsenler içinde en hayırlı olan ilk defa selâm verip barışandır” hadisiyle (Buhârî, “Edeb”, 62) bize birlik ve beraberliği emretmiştir.
O halde salgın hastalık ve kuraklıkla imtihanda olduğumuz bu günlerde akrabalık hukukumuzu gözetelim. Yardıma muhtaç yakınlarımızdan başlayarak birbirimizle iletişim, dayanışma ve yardımlaşma halinde olalım. Birbirimize destek olalım. Allah yar ve yardımcımız olsun.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.