Arz-ı Mev’ud (2)

Geçmişte ve günümüzde Ürdün Kralı, Mısır Başba­kanı,(1) Suriye ve Irak üst düzey devlet yetkilileri gibi İs­rail ile kanlı bıçaklı görünün devletlerin idareci ve bürok­ratla­rının mason olması söylenenlerin en bariz delilidir.

Bizde bile Atatürkçülüğü kimseye bırakmayan, her halü kârda onun hayranı ve hamisi olduklarını yansıtan nice insanlar, nice popüler kişiler, her meslek ve sanat gu­ru­bundan bilinen yıldızlaşan zatlar…maalesef bu locala­rın üyesi olmuşlardır. Hâlbuki Atatürk Masonluğu yasak­lamış, üyelerine baskı yaptırmış ve onların bu millet ve memle­kete zararlı olduklarını söylemiştir.(2) Hatta bu sebep­ten dolayı Mustafa Kemal’in masonlar tarafından öldürüldü­ğüne dair rivayetler bile vardır.

Asırlardır dünyanın hemen hemen her köşesinde sür­gün hayatı yaşayan Yahudiler, 1897 yılında İsviçre’nin Basel (Bassel) şehrinde toplandılar ve I. Dünya Siyonist Kongresinde (WZO) şu kararı aldılar: 50 yıl sonra İsrail, 100 yıl sonra da (1997) Büyük İsrail devleti kurulacak. İlki gerçekleşti ve 1948 yılında İsrail kuruldu. 1917 yılında, Yahudi asıllı İngiliz Dışişleri Bakanının adını taşıyan ünlü Balfour Deklarasyonu ile bölgeye Başlayan Yahudi göç­leri, beraberinde bu kavmin çeteleşmesini de getirdi. Böy­lece Ortadoğu’da İsrail zulmü başlamış oldu.

 İkinci niyetleri gerçekleşmedi gibi görüyorsa da bu hedefe varabilmek için hiçbir insanî ve kanunî kural tanı­madan kuduz varlıklar misali etrafa saldırıyor. İsrail Baş­bakanı Olmert, bu hedefe yakında varabileceklerini söyle­miştir. Filistin’de, Lübnan’da yapılanlar bunun içindir. Irak’ı büyük dayısına hallettirdi. Kuzeydeki peşmergeleri eğitiyor, onlara kendi acımasız ve şeytani teknik ve tak­tiklerini öğretiyor. En modern silahları burnumuzun dibine yığmaya başladılar. Hatta değişik yol ve vasıtalarla aynı silahları Anadolu’ya sokup, PKK ve benzeri hain örgütle­rin eline veriyorlar. GAP bölgesinde aynen Filistin’de uy­guladığı taktiği uygulayıp yandaş kişi ve kurumlarına bol bol arazi satın aldırıyorlar. Allah muhafaza Filistin’in ba­şına gelenin bizim başımıza gelmeyeceğini kim garanti edecek. ABD mi? AB mi? NATO mu? Bu dostlarımızın son zamanlardaki tutum ve davranışlarını, iki değil onlarca yüzleri olduğunu görünce bunlara nasıl güveneceğiz. As­lında gerçek müminler hiçbir zaman bunlara güvenmez ve güvenmemesi gerekir. Çünkü Yüce Allah onlara güvenil­meyeceğini, ve onlardan dost olmayacağını açık açık bildi­riyor:

“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (bir­biri­nin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.”(3)

“ Sen onların dinine girin­ceye kadar ne Yahûdîleri, ne de Hıristiyanları memnun edemez­sin…”(4) Çünkü; “onlar Birbirlerinin dostudur­lar”(5)

Üst düzey bir Diyanet yetkilisi hocamız şöyle bir hatı­rasını nakletmişti:

 “Mısırda tahsilde iken bir otobüste, kıyafetinden pa­paz olduğu anlaşılan bir zatla yan yana oturduk. O’da be­nim mesleğimi öğrenince sohbeti koyulaştırdık ve ben ona sor­dum:

-Papaz Efendi! Bir Yahudi’yi mi yoksa bir Müslü­man’ı mı kendinize daha yakın hissedersiniz?

Biraz tereddütten sonra Yahudi’yi tercih ettiğini söy­ledi. Ben sordum:

-Hz. İsa’yı işkence ile öldürenler kim?

-Yahudiler.

Hz. Meryem’e zina isnat edenler, iftira atanlar kim?

-Yahudiler.

Hz. Meryem ve oğlu İsa’ya ev hapsi uygulayan, bir­çok eziyetler eden, onların Mısır ve Şam taraflarına git­mele­rine sebep olan, yani bir yerde tehcire tabi tu­tanlar kim?

-Yahudiler.

Havarilere hayat hakkı tanımayıp, onların Filistin’den kaçmalarına sebep olan, İsevî’lere de akla gelebilecek her türlü baskı ve zulmü yapanlar kim?

-Yahudiler

Peki Gerçek İncil’i Kitab-ı Mukaddes kabul edenler kim?

-Müslümanlar

Hz. İsa’yı peygamber kabul eden, Annesi Hz. Mer­yem’i her türlü isnat ve iftiralardan tezkiye edenler (arındı­ranlar) kim?

-Müslümanlar.

Mukaddes kitaplarında Hz. Meryem’le ilgili özel sure bulunan, sizin gibi onu sadece “Mariya” diye değil de, ba­şına mutlaka hürmet ve tazim ifadesi olan “Hz” kelimesini koyarak ananlar kim?

-Müslümanlar

-Peki nasıl oluyor da bir Yahudi’yi kendine daha ya­kın hissedebiliyorsun? Dediğimde cevap vermede zor­landı.”
 

Dipnotlar:

1- Texe Marrs, “İlluminati (Entrika Çemberi)”, Timaş yay. İst. 2002, s.282.

2- “Yakın Tarihin Kara Delikleri”, Mustafa Armağan, Timaş Yay. İst. 2007, s.20-70.

3- Mâide 5/51.

4- Bakara, 2/120.

5- Mâide, 5/51.