At, Avrat, Silah…Dünden bugünlere
30 Ağustos 2024, Cuma 00:10Kültürümüzde erkeklerin uğrunda gözünü kırpmadan canını vereceği üç kutsalımız at, avrat, silah..
Bugünlere gelince bazıları atları sucuk yapımında kullanıyor.
Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletlerinde eşit haklara sahip olan; Devlet yönetiminde söz sahibi olan o zaman hatun adı verilen kadınlarımız; dünyada en erken seçme -seçilme hakkı tanınan; Atatürk’ün 21 Mart 1923 Konya konuşmasında “Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez” sözleriyle övdüğü , baş tacımız kadınlarımız maalesef biyolojik olarak dahi erkekliği tartışılması gereken yaratıklar tarafından katlediliyor; silahlar bugün birbirimizi, ailelerimizi; yorgun mermilerle evinde oturan bebekleri katletmekte kullanılıyor. Turgut Özal Başbakanlığı döneminde ithalat rejimini savunurken “vatandaşlarımızın birbirini vurmayacağını bilsek silah ithalatını da serbest bırakacağız” demişti artık ithal silahlarla mı ruhsatsızlarla pompalılarla mı her ne haltsa birbirimizi vuruyor bazıları maalesef. “Kadın cinayetlerini durduracağız Platformu” verilerine göre 2018 yılında 308 kadın cinayeti ve 131 şüpheli kadın ölümü; 2019 yılında 360 kadın cinayeti ve 115 şüpheli kadın ölümü; 2020 yılında 300 kadın cinayeti 170 şüpheli kadın ölümü; 2021 yılında 280 kadın cinayeti 170 şüpheli kadın ölümü; 2022 yılında 334 kadın cinayeti 245 şüpheli kadın ölümü; 2023 yılında 315 kadın cinayeti 248 şüphe kadın ölümü söz konusu. Öyle değiştik ki artık küfürlerimizde bile kadınlarımız var.
Anayasa Mahkemesi Esas Sayısı : 2020/9; karar sayısı 2021/37 ile “yurttaşlar için silah taşımak Anayasal bir hak değildir” “Ateşli silahlar ve bireysel silahlanma yaşam hakkını doğrudan tehdit eden bir durumdur” görüşlerini ortaya koymuştur. Türk Dil Kurumu’na göre silah; savunmak veya saldırmak amacıyla kullanılan araç olarak tanımlanmış. 1993 yılında “bireysel silahlanma ile mücadele” amacıyla kurulan Umut Vakfı’nın Türkiye Şiddet Haritası verilerine göre son 10 yılda meydana gelen 34 bin 197 silahlı şiddet olayında toplam 21 bin 434 kişi öldü, bazıları ağır 31 bin 207 kişi de yaralandı; 2023 yılında; 3 bin 773 silahlı şiddet olayı basına yansıdı, bu olaylarda 2 bin 318 kişi öldü, 3 bin 820 kişi de yaralandı. Yaşanan silahlı şiddet olaylarının 3 bin 212’sinde yani yüzde 85’inde kaleşnikof, otomatik tüfekler dahil ateşli silahlar (106’sı beylik silahı toplam 2 bin 427’si tabanca ve 784’ü tüfekler), yüzde 15’ine denk gelen 561’inde de bıçaklardan baltalara her tür kesici alet kullanıldı. Bir de yorgun mermi olayları söz konusu; yorgun mermi, tabanca ya da tüfek gibi ateşli silahlarla havaya atış yapılmasının ardından merminin ulaşabildiği en yüksek konumdan aşağı düşmesine denilmekte. Yorgun mermi ile 11 aylık bebek ölümü bile gerçekleşti maalesef. Ahmet Yasuntimur (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü)/ Gökhan İbrahim Öğünç (Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi) tarafından 2022 yılında Güvenlik Bilimleri Dergisindeki makale Dünyada her yıl ateşli silah şiddetinden dolayı 200.000'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini (150000 cinayet-65000 intihar-20000 den fazlası silah kazası) ortaya koymuşlar. Bireysel silahlanma tüm dünyada ciddi bir güvenlik sorunu olarak görülmeli. Tiyatro sahnesi için söylenir ya “sahnede silah varsa bir yerde patlar”; gerçekten giderek şiddet toplumu haline gelen ortamlarda ruhsatlısı ruhsatsızı silahların toplum güveni açısından risk oluşturduğu aşikardır. Umut Vakfı bireysel silahların korunmak, avlanmak, merak için alındığını; saklanacak yer sorunu oluşturacağını, çocukların eline geçebileceğini, öfke halinde hemen kullanılabilecek halde bulunduğunu, en masumu kutlamalarda havaya ateş etme şeklinde kullanılabileceğini, daima ölüm veya yaralanma ile sonuçlanacağını ortaya koymakta. 178 ülke içinde silahlanmada 14. sırada olduğumuz, ruhsatlı silahların olaya karışma sürelerinin 5.7 yıl olduğunu, silahların ister ruhsatlı ister ruhsatsız olsun zarar vermek olan tek işlevlerini mutlaka yerine getireceklerini ortaya koymakta.
Yıllar önceden bir anı; bir psikolog arkadaşım eşinden o zamanlar oyun çağındaki oğlu için oyuncak silah almasını ister ama şartı vardır” oyuncak silah çok gösterişsiz ve oğlunun dikkatini çekmeyecek kadar sönük bir oyuncak” olmalıdır. Amaç oğlunun eline aldığı oyuncak silahla hiç ilgilenmemesi, çekici bulmaması hatta ilk eline aldıktan sonra bir daha eline alma isteği uyandırmayacak kadar basit olmasıdır. Amaç silahın cazip bir araç olmadığını vurgulamaktır. Gerçi eşi hanımefendi oğluna belki de o kadar basiti üretilmediği için ışıklar saçan, kocaman ve dikkat çekecek kadar gösterişli bir silah almıştır . Ali Utku’nun bugün silahla ilgisi yok ama bu yöntem acaba yaygın uygulansa bugünün çocukları yarın erişkin olduklarında silahtan uzak kalırlar mı ? İstatistikler silah sahibi ebeveynlerin özellikle babaların evlatlarına silah sahibi olma konusunda örnek olduklarıdır.
Silah ruhsatı için Türkiye’de bireysel silahlanmadaki artış da dikkate alınarak hem eğitim düzeyine hem de yaşa yönelik sınırlandırmalar yapılmalıdır bence. Sadece basit değil çok daha ayrıntılı sağlık muayenesi yapılmalıdır. Ruhsat için başvuranlara sertifikasyon ve güvenlik eğitimi düşünülmelidir. Bireysel silahlanma toplum güvenliği ve hepimiz için risktir ve mücadele edilmelidir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.