BANKA HESABININ BAŞKA KİŞİLERE KULLANDIRILMASI
03 Şubat 2022, Perşembe 08:10İçinde bulunduğumuz dijital çağda nakit kullanımının azalması, paranın yıpranma, çalınma ve kaybolma ihtimali ile taşıma ve muhafaza maliyeti, kişileri zorunlu olarak bankacılık sistemine entegre etmektedir. Varlıkların banka hesabında muhafazası ile dilediğinde harcanabilmesi ve mobil ortamda anlık takibinin yapılabilmesi, hayatı kolaylaştırmakta ve işlem maliyetlerini azaltmaktadır.
Bankalar nezdinde açılan mevduat hesapları ile paranın sisteme kaydı gerçekleşmekte ve gerektiğinde fon hareketlerinin mali idare tarafından takibatı da yapılabilmektedir. Mali idare, bankacılık sistemi aracılığıyla yapılan işlemlerin hukuki ve iktisadi gerekçelerini araştırma ve yasadışı yollarla elde edilerek aklanmaya çalışılan kara paralara yönelik etkin bir mücadele yürütme amacıyla belli limitin üzerindeki para transferlerini dilediğinde incelemeye alabilmektedir.
Kara para olarak tabir edilen kumar, yasadışı bahis, uyuşturucu vb. yollarla elde edilen paralar, ülkelerin bankacılık sistemleri aracılığıyla ekonomiye girmekte ve aklanarak çeşitli kişi ve kurumlara transfer edilmektedir. Bunun en yaygın metotlarından biri de gelir durumu düşük olan kişilerin hedef seçilerek onlara bir ya da birden çok banka hesabı açtırılmasıdır. Açılan bu hesaplara yüklü tutarlarda para girişleri yapılmakta ve bu hesaplar aracılığıyla da farklı kişilere farklı tutarların transferi sağlanmaktadır. Genellikle hesabından ne gibi işlemlerin gerçekleştiğini bilmeyen ve kazanç vaadi ile ikna edilen kişiler üzerinden yapılan para transferleri ile yasadışı gelirler bankacılık sistemine aktarılmakta ve mali idarenin radarından kaçılması amaçlanmaktadır.
Smurfing ve Structuring Yöntemleri
Temelinde aynı amaca hizmet eden bu yöntemler, aktarılan fonların bankacılık sisteminde parçalara ayrılarak transferini sağlamaya yöneliktir. Smurfing (şirinler) yönteminde, belli bir bildirim yükümlülüğü limitinin altında kalarak parçalara bölünen para tutarları, çok sayıda kişi tarafından çok sayıda bankaya ya da bir bankanın farklı farklı şubelerine yatırılır. Buna paralel olarak çok sayıda kişinin temininin mümkün olmadığı durumlarda devreye diğer yöntem girer. Structuring (parçalama) yönteminde ise elde bulunan büyük tutardaki fon, çok sayıda küçük tutarlara bölünerek belki de yüzlerce adet olarak transfer edilir. Şirinler yönteminde çok sayıda insanla yapılan aklama işlemi parçalama yönteminde çok sayıda işlem ile yapılmaya çalışılır. İki yöntemde de hedeflenen şey, nakit bildirim yükümlülüğünden kurtulmak ve paranın aklanmasındaki ilk aşama olan “yerleştirme” aşamasını geçebilmektir. Artık bu aşamadan sonra, bankacılık sistemine aktarılan tutarlar havale, kasa çekleri ya da nakit olarak farklı ülkelere aktarılabilmektedir.
Vergisel ve Cezai Yaptırımlar
Banka hesaplarını başkalarına kullandıran kişiler genelde ticari veya mesleki anlamda mükellefiyeti olmayan potansiyel mükelleflerden seçilmektedir. Gelir durumu düşük kişiler, kısa yoldan para kazanmak için kendisinden istenilen banka hesabı açma, şifre edinme, mobil bankacılık bilgileri gibi prosedürleri yerine getirmekte ve bunun karşılığında ise her bir işlem başına, fon transferlerinin belli bir yüzdesi ya da sabit bir haftalık/aylık ücret elde etmektedir. Banka hesabını başkalarına kullandırma hizmeti verdiği tespit edilen mükellefler adına “komisyonculuk faaliyeti” yönünden vergi mükellefiyeti tesis edilmekte ve banka hesaplarındaki havale ve eft başta olmak üzere tüm para transferleri tek tek incelenmektedir. Şüpheli, hayatına olağan akışına ve iktisadi/ticari icaplara uymayan para transferleri yoluyla elde edilen komisyon gelirinin tespit edilmesi halinde bu tutarlar üzerinden, bunun mümkün olmadığı durumlarda ise bankacılık işlem hacminin ‰1’i, ‰5’i, %1’i, %2’si gibi oranlarda belirlenecek komisyon geliri, vergi matrahı kabul edilmekte ve bu matrah üzerinden ilgili kişiler adına gelir vergisi, gelir geçici vergi ve katma değer vergisi tarhiyatları yapılarak vergi cezaları kesilmektedir.
5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun 15. maddesinde: “Yükümlüler nezdinde veya aracılığıyla yapılacak kimlik tespitini gerektiren işlemlerde, kendi adına ve fakat başkası hesabına hareket eden kimse, bu işlemleri yapmadan önce kimin hesabına hareket ettiğini yükümlülere yazılı olarak bildirmediği takdirde altı aydan bir yıla kadar hapis veya beş bin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır.” hükmü yer aldığından, kendisine ait banka hesabını başkalarına ait işlemlerde kullandığını bildirmeyen kişiler vergisel yaptırımlara ilaveten hapis cezasına da muhatap olabilmektedirler.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.