BAŞKASI İÇİN DERTLENMEK
25 Aralık 2023, Pazartesi 00:01Biliyorum bu çağın en zor başlığını attığımı…Merhametsiz bir dünyadan, başkasının derdiyle dertlenmenin de zor olduğunu biliyorum. Merhametsiz yaşamanın mümkün olmadığını da biliyorum. Fakat gelin görün ki; yaşanan zalimlikler, katliamlar ve bu kahredici manzaralar karşısında bütün dünyaca sergilenen vurdumduymazlıklar ve görmemezlikler; maalesef dünyayı yaşanmaz hale getiriyor.
Bencilce yaşamak bu çağın en büyük hastalığı haline gelmiş. Başkasının derdiyle dertlenmek maalesef yadırganır halede. Şefkat etmek, merhamet duymak, karşılık beklemeden yardımcı olmak unutulur hale gelindi. Dünyanın her tarafından gelen feryad ü figanlar ve ahu efganlar maalesef duyulamaz hale geldi.
Şimdi, insanlık adına kendimizden başlayarak sesimizi duyurmak zamanıdır. En azından safımızı belirleme adına ses vermek zamanıdır. Mazlumun adresini sormadan, imdadına koşma zamanıdır. Yoksa bu kirlenmiş dünya bizi de kendi kirinde boğabilir.
Bu mazlumlar içerisinde en çok zarara uğratılan, düşmanlığa maruz bırakılan, acımasızlık hedefi yapılan Müslümanlardır. Ancak acımış bir yürek, başkasının acısını tam manasıyla hissedebilir. Mazlum insanların ölümü, biraz da bizim ölümümüzdür. Böylece hayat bize çok boş ve beyhude görünüyor. Dilerim, hayatı ve ölümü bize veren Rabbimizin cennetinde bu mazlumlarla buluşuruz.
Bu vesilelerle kendime bakıyorum, kendi içime eğilerek yüreğimde uğuldayan feryatları dinliyorum. Ölümün bana ilk defa bu kadar yakınlaştığını ve ünsiyet peyda ettiğini hissediyorum. Neşenin, uçarılığın, bitmek bilmez sandığımız o gülümsemenin uçup gidişini seyrediyorum. Hayatlarımızın bu dünyada iğreti kaldığını, insanın fanilik bestesinin kitaplardan değil, ancak ölümle merhaba ederek hissedebileceğini anlıyorum.
İnsanlığın derdiyle dertlenmenin, dünyanın asıl faniliğini hakkıyla hissetmekle mümkün olacağına inanıyorum. İnsanın, hayatın akışını kontrol edebileceğini sanması, büyük bir safdilliktir. Aslında hayat, uzun bir yolculukta bir ağacın altında verilen kısa bir mola gibidir. İnsan acıyla olgunlaşır, ölümle yüzleşerek hayatın anlamını yaşayabiliyor. Böylece, hayat ve varlık, gerçek ve mutluluk hakiki bir hüviyet kazanıyor.
Erdemli gönüller, asla acımasızlığa ve zalimliğe karşı bigâne kalmazlar. İyi yaşamak, iyiliğin peşinde koşmak, ruhlarının iyiliği için ihtimam göstermek en bariz özellikleridir. Cesaret, sabır, cömertlik, adalete adanmışlık bu gönül havarilerinin en mümeyyiz vasıflarıdır. Böylece, korkularından sıyrılarak, erdemli bir hayata yükselirler. Yüce Kur’an’ ımızda “Her şey, belirlenmiş bir vakte kadar akar” buyuruyor. Çünkü dünyadan geriye iyilik kalıyor. İyilik, merhamet, şefkat ölümsüzdür. İnsan ancak iyilik ve güzelliğe teslim olarak ölümsüzlüğü tadabilir.
Yalnızlık ve çaresizlik, mazlumun büyük bir ıstırabıdır. Onlarla bir ünsiyet, bir yakınlık hissi, hatta sınırları, zaman ve mekanın bildik ölçülerini alt üst eden bir yakınlık…Böylece iç âlem, merhamet ışıklarıyla dolar. Kadim öğretileri, rehber edinerek bu fani dünyanın koridorlarından sahil-i selamete kulaç atar.
Mutlu değilsek tek suçlusu kendimiziz. Hayat yolunun iniş ve çıkışlarıyla pek engebeli olduğundan, elbette elde ettiğimiz şeylerin karşılığında; bazı şeylerin feda etmemiz gerektiği şarttır. Aslında, hayat bitmek bilmez bir çabadır. Istırap ve ter, hayatımızın anlamını belirleyen en iyi referanstır. Bir amaç uğruna çekilen çile, menzile vardığımızda hayatımızı anlam duygusuyla donatır. Mutluluğun bir anlamı olması için mutsuzluğun da olması gerekir.
Artık kendi içimizi büyütmek zorundayız. Hayatı ve insanı her daim aziz bilmeliyiz. İnsanı aziz bildikçe; aslında o zaman dünyayı cennete çeviririz. Her insana selam vermek, alışveriş yaptığımız esnafla hoşbeş edebilmek, mesai arkadaşlarımızla dost olabilmek, komşularımızla hemhal olabilmek…
İnsana değer vermeyi bilirsek…
Dünya cennete döner…
HEP BERABER DÜNYAYI CENNETE CEVİRMEK MÜMKÜN…
ANLAYABİLENE…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.