BAYRAMIN ARDINDAN!

Bir ramazan ayını ve Ramazan Bayramı’nı geride bıraktık.

Onlar seneye yine gelecekler. Acaba biz olacak mıyız?

Geçen yıl aramızda olanlar bu ramazanı ve bayramı göremediler ve ahire göç ettiler.

Rabbim sağlık, mutluluk içinde nice ramazanlara nice bayramlara erişmeyi nasip etsin.

Hani şair demiş ya “Bayram gelmiş neyime, kan damlar yüreğime” diye. Maalesef bayramlar bayram tadında değil. Bir virüs dünyayı esir aldı. Esir aldıklarının bazılarının canına kıydı.

Kucaklaşmadan, sarılmadan, gülmeden, el öpmeden, ziyaret etmeden bayram olur mu? Olur? Olursa böyle olur.

Virüsle mücadelenin çoğunu virüs kazandı. Zira biz tedbirlerimiz hep kâğıt üstünde aldık, uygulanmasına kefil olmadık.

AŞI MESELESİ!

Üzüldüğüm konuların başında gelir. Maske, mesafe ve temizlikten yeterli mücadeleyi sağlayamayınca aşıya yöneldik.

Geçtiğimiz yıl aşı ile ilgili ne söylemlerimiz vardı. Çin’le çok büyük aşı ithali için kararlar almıştık, sözleşme imzalamıştık. Efendim şu aya kadar şu kadar milyon doz aşı ithal edip, vatandaşımızı koruyacaktık.

Olmadı. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Efendim yerli aşıyı da şu aya kadar yetiştiriyorduk. On on bir kuruluş yerli aşı üretmek için yarışıyorlardı. Herhalde teker patladı.

Şimdilerde Çin aşısını, Rus aşısını ülkemizde üretmeye çabalıyoruz. En erken beş altı ay sonra.

Beni en çok üzen Hıfzıssıhha Enstitüsünün kapatılmasıdır. 1930’lu yıllarda aşı üreten ülkeyken ne hale geldik. Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ zamanında kapattık bu hıfzıssıhha Enstitüsünü.

Niye kapattık? Biz bilmiyoruz yeterli açıklama da yok.

Başarı olduğu zaman, herkes başarıdan faydalanıp pay kapmaya çalışır. Başarısızlık oldu mu ortada sahibi yoktur.

Şimdilerde gözümüz yollarda, aşı bekliyoruz. Bayram arifesinde Çin’den bir uçak aşı geldi açıklaması yapıldı. Kaç doz geldi? Sonradan öğreniyoruz bir milyonu biraz aşkın. Kime yetecek? Efendim sağlıkçıların eşlerini aşılayacağız, eyvallah doğru karar. Eğer sağlıkçılar ebeveynleriyle yaşıyorlarsa bana göre onlarda ivedilikle aşı olmalıdır. Bu imkân sağlanmalıdır.

EĞİTİMCİLERİN AŞILANMASI…

Bir Eğitim Bakanımız var. Her fırsatta okullar açılsın, eğitim yüz yüze olsun. Olsun! Tabii olsun. Sayın Bakan Eğitim ordumuzu aşılayabildiniz mi? Koskoca bir Hayır! Efendim köy okullarında yüz yüze eğitim yapılacak. Öğretmenler genelde köyde kalmıyorlar. İlçe veya ilde kalıyorlar. Okula gelip gidiyorlar. Efendim köy öğretmenlerini aşıladık diyor Sayın Bakan! Canlı şahitlerimiz var. Aşılanmamışlar.

Acaba öğretmenlerin ki “CAN” değil mi? Ve öğretmenler canlarını yitiriyorlar. Vebali kimin? Zorlamayın tedbir almadan, aşı yapmadan bırakın aşı yapmayı antikor oluşmadan öğretmenleri sahaya sürmeyin. Eğitim telafi edilir, giden can geri gelmez.

RAKAMLAR AH RAKAMLAR…

Yaklaşık on sekiz gün kapandık. Sizler tam kapanma deseniz de biliriz ki kapı açık. Vaka sayısını beş binlerin altına düşürecektik, olmadı. On bin- on ikibin bazında kaldı. Hasta sayımızı da beklediğimiz kadar düşüremedik. En kötüsü uzun süre vefat sayımız üç yüzün üzerinde seyretti. Şimdiler de iki yüz elli civarında stabil. Her gün bu canları kaybediyoruz. 17 Mayıstan itibaren yine kısıtlı günlere giriyoruz. Sonumuz hayrola.

DIŞARIDAN NASIL GÖRÜNÜYORUZ

Mücadeleye çok iyi başlamıştık. Ama bilerek almadığımız, almak istemediğimiz tedbirlerle vaka sayısını yetmiş bine yaklaştırdık. Günlük sayıydı bunlar. Dünyayı kınarken vaka sayılarıyla kınanan ülke olduk.

İlk aşı gelince hızlı aşılamaya başladık. Dünya da ilk beşe girdik. Aşı tedarikinde ki sıkıntılar nedeniyle on dördüncülüğe geriledik. Almanya bir günde, bir milyon üç yüz elli bin ile aşılama rekoru kırdı. Biz seyrettik.

Bir gün aşı tedarikinde sıkıntımız var dedik, ertesi gün aşı tedarikinde problemimiz yok dedik. A.B.D. on iki yaşında ki yaşındaki çocukları aşılamaya başladı. Biz kırk yaşın üzerini aşılamak için bekliyoruz.

Dışarıdan nasıl görünüyoruz dedik ya… Şampiyonlar ligi finali, güya 29 Mayıs da İstanbul ‘da Olimpiyat stadyumunda yapılacaktı. Başka yerde yapılacağı söylentileri dolaşınca TFF Başkanı Sayın ÖZDEMİR, tıpış tıpış gelecekler dedi. İki İngiliz takımı, finali oynayacağı için, maçın İngiltere’ye alınması kabul görebilirdi. Ancak final Türkiye’den alınıp, Portekiz’e verildi. İngiltere ülkemizi virüs yüzünden “kırmızı” ilan etti. Türkiye’den gelenlere on gün karantina uygulanacağını açıkladı.

Ardından haziran başında yapılacak Formula yarışları da ki Türkiye’de yapılacaktı. Onu da iptal ettiler. Avrupa ülkeleri, ülkemize turist gelmesini virüsü bahane ederek engelledi ve turistleri Yunanistan’a yönlendi…

Bazen nasıl bir itibarımız var anlamıyorum.

Biz hala maske takmayan tasmalılarla, sosyal mesafeye uymayan yaratıklarla, temizlikten bir haber kişilerle uğraşa duralım diyeceğim ama uğraşmadığımız belli ki bu haldeyiz.

Kontrol ve denetleme yapmazsanız, aldığınız tedbirler yazıda kalır. Yazık oluyor bize. Kucaklaşacağımız bayramlarda buluşmak üzere esen kalın.