BAYRAMLARA NE OLDU…
19 Mayıs 2020, Salı 08:23Evvela 19 Mayıs. Atatürk’ü anma ve Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.
Evet bayramlara ne oldu? Bayramlıktan çıktı, TATİL oldu.
Hem milli, hem de dini bayramlarımız için geçerli. Bir sihirli el dokundu ve bizi milli ve dini duygulardan uzaklaştırdı.
Birileri milli duyguları öteleyip dini duyguları ayakta tutmaya çalıştı ama nafile… Milli ve Dini duygular birbirine bağlıdır ayrıştırılamaz.
19 Mayıs Atatürk’ü anma ve Gençlik ve Spor Bayramını kutlayıp (Bu şartlarda nasıl kutlanacaksa), 24-25-26 Mayıs Ramazan Bayramımızı kutlayacağız.
Bu işleri korona virüsüne bağlayıp, işin içinden sıyrılmayın.
Biz korona virüssüz bayramlarımızı da biliriz.
Eğitim sistemimiz sayesinde yetiştirilen nesille bu günlere geldik.
Eskiden milli bayramlar, stadyumlarda inanılmaz coşku ile kutlanırdı. Halk sabahın erken saatlerinde stadyumu tıklım tıklım doldururdu.
Bayramına göre 19 Mayısta liselerde okuyan gençlerimiz gösteriler yapar, yarışmalar düzenler, bayrağımızı açarlar ve Milli duygular doruk yapardı. Stat etrafı satıcılarla panayır yerini andırırdı. Mutlu olurduk hem de çok mutlu…
Bir bayram anımı anlatıp bu coşkuyu takdim etmek isterim.
Sene 1972… İstanbul Kuleli Askeri Lisesinde öğrenciyim. Mayıs başından itibaren 19 Mayısa hazırlanıyoruz.
Biz küçük piramitler yaparken, üst sınıflar yarışma yaparlardı. Engel atlamaları, koşular v.s v.s.
Gösterilerin yapıldığı yer, o zamanki adıyla Mithat paşa, sonra adı İnönü, şimdilerde ise bir GSM şirketinin adıyla anılıyor ama stat yeniden düzenlendi.
İstanbul’ da ki diğer liselerde bu bayramda görev yapıyor.
Kulelinin muhteşem bir boru-trampet takımı var. Okul malum Çengelköy’de.
Gece 4-5 gibi kalkıp, hazırlıklarımızı yapıp, karanlıkta okuldan yaklaşık 1-2 km mesafedeki Çengelköy Vapur İskelesine yürüyeceğiz.
İskeleye yürümeye başlıyoruz. Gece vakti marşlar söyleyerek yürüyoruz.
Beyler! Tüylerim diken diken oluyor. Yer gök inliyor. Bütün Çengelköy halkı bu duruma alışık. Gece vakti çoğu gayrimüslim olan vatandaşlar pencerelerinden çıkıyor. Bizleri alkışlıyor. Dedim ya Vallahi yer gök inliyor.
Böyle milli duygularla yoğrulmuş Türk Gençliğinin önünde kim durabilir.
İskeleye gelip sırayla vapura binip, Beşiktaş İskelesinde iniyoruz. Tekrar düzenlenip, Beşiktaş’tan Akaret’ler üzerinden Mithat Paşa stadyumuna yürüyoruz.
Yine yer gök inliyor. Stadın civarında yerimizi alıp, gösteri sıramız bekliyoruz.
Ve ver elini stadyum. İnanılmaz bir alkış tufanıyla stada giriyoruz. Allah’ım bu ne sevgi diyorum.
Boru- Trampet takımının başında işi idare eden “Majör” dediğimiz kişi var. Elindeki asasıyla birlikteliği sağlıyor. O asayı havalara fırlatıp, figürler çekiyor.
Gösterilere başlıyoruz. Yer gök inliyor. Allah’ım bu nasıl bir milli duygu…
Üst sınıfların engelli geçiş yarışması büyük ilgi çekiyor. İki takım yarışıyor. Suni engeller var. Stadyumun yarısı bir takımı diğer yarısı diğer takımı destekliyor. İstanbul inliyor, inledikçe inliyor.
İnsan bazen sevinçten bazen hüzünden ağlar. Bu iki duygudan farklı üçüncü bir duyguyu fark ediyorum. MİLLİ DUYGU o da beni ağlatıyor. Rüya da gibiyim.
Velhasıl Atamızın bize armağan ettiği bayramı, Samsun’a ayak bastığı gün olan “19 Mayıs’ı” gençlik müthiş kutluyor.
Gösteri bitimin de yine muhteşem yürüyüşümüzle, Beşiktaş iskelesine geliyoruz. Bu arada ağaçların girift olduğu gökyüzünün görünmediği, Dolmabahçe Sarayı önündeki Akaretler’i unutmam mümkün değil.
Beşiktaş iskelesine gelip vapura biniyoruz. Yüce Türkiye Cumhuriyeti Devletimin verdiği, içinde çikolatasına kadar düşünülmüş kumanyamızı alıp, özel vapurumuzda yiyoruz.
Çengelköy iskelesine döneceğiz ama bir geleneği yaşatıp “Kaptan Boğaza” diye bağırıyoruz. Kaptan bize bir boğaz turu çektirip, Çengelköy iskelesine bırakıyor. Yine yürüyerek yeri göğü inletip, Kuleliye dönüyoruz.
Kuleli 3 yıl, bu böyle her sene devam ediyor.
Şunu unutmayın bayram Milletçe kutlanır. Saha da kutlanır. Geçiştirilmez.
Bu bayramlarda siyasetin s si yoktur. Milli birlik ve beraberlik vardır.
Atatürk’ün adını anmadan bayram kutlayan, kıvıran hiç kimse yoktur.
Atamızın bahşettiği “GENÇLİĞE HİTABE” daima beynimiz de ve yüreğimizdedir. Muhtaç olduğumuz kudretin damarlarımızda ki, asil kanda mevcut olduğunu çok iyi biliriz.
Şimdilerde milli bayramlara bir bakın. Virüsü bahane etmeyelim. Biz virüsten önceki hali de biliriz. Milli bayramlarda ki bu umursamazlık, maalesef dini bayramlara da yansımış. Allah nasip ederse bir eski Ramazan Bayramını da sizinle paylaşırım.
Anlayacağınız bayramlar, bayram olmaktan çıkmış veya çıkarılmış. Tatil moduna dönüştürülmüştür.
Geldiğimiz noktada idarecilerin, ailenin ve de eğitim sistemimizin vebali vardır.
Eski Milli ve Dini bayramları yeniden yaşamak dileğiyle esen kalın.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.