BEN DE GAZLA ÇALIŞIRIM

Siz değerli okurlarımızla anlaşmamız neydi?

“Hafta sonları memleket meselelerine ciddi ciddi girmeyeceğiz.

Sıkıntılı konuları burada dile getirerek

Şehrin büyüklerini üzmeyeceğiz.”

……….

Yani rahat size de göre de GEYİK yazılar yazacağız.

Ama bu demek değildir ki bugünkü de dahil hafta sonu yazıları öyle çöp çekirdek yazıları asla değil.

Sadece üzücü, kırıcı ve delici olmayacak.

LÜTFİ BAŞARAN

ABİMİZİN GAZI

Bugün yazacağım satırların tek sebebi kaynağı, gazı veren benim için çok önemli olan genç inanılmaz siyasetçi muhteşem zeki iş adamı ama pek ortalıklarda görünmeyip sesi hiç çıkmayan dostumuz Lütfi Başarandır.

Lütfi abilerin üç neslini bilir, tanırım.

Rahmetli dedesini, babasını, amcasını bilir sayar severim.

Konya’nın efsaneleridir.

Hatta yaşayan efsaneleridir.

Lütfi abi geçen gün akşam aradı.

Oradan buradan dertleştikten sonra demez mi

“Abi sen bu şehrin son köşe yazarısın”

……….

Sonra bu cümleyi açtık.

Nasıl mutlu nasıl mutlu oldum anlatamam.

O zaman yumuşak ama ciddi bir şeyler yazalım değil mi? 

HAYDİ YİNE

KONYASPOR

Bu hafta başı biraz Konyaspor’a değindik diye belli bir kesim okurumuz bize tepki gösterdiler.

Tepkilerinin gerekçelerini de samimi olarak bizimle paylaştılar.

Bunlarda doğrular mıydı?

Evet.

Haklılar mıydı?

Evet.

…………..

Yalnız Konyaspor meselesinde iki üç grup insanımız var.

Bunlardan birincisi paralı pullu hobileri ve mutluklarını KONYASPOR ile bulanlar.

Bunlar tavandadır.

Bunun ikinci grubu ise parası pulu olmayan zaman zaman ay sonunu bile getiremeyen ve hobileri, hatta tek sevdaları tek aşkları tek eğlence ya da eziyet konuları kaynakları KONYASPOR olanlar.

Tavan ve taban bu şekilde iken her iki kesimin de iplerini elinde bulunduran ve yönlendiren görünmeyen gerçek güç ise siyasettir.

Bu genel girişten sonra izninizle kongre haftasına hem de tarihi kongre haftasına sayılı günler kala birkaç isim üzerinde ısrarla durmamız gerektiğine inanıyorum. 

BU ŞEHRİN

BAZI BAŞKAN

VE YÖNETİCİLERİNİN

HAKKINI VERMEK LAZIM

Konyaspor’un yakın tarihe baktığımız zaman bazı isimler bu hafta hep yine gündeme geldiler.

Mesela kimler?

Mesela bir Hilmi Kulluk Başkan.

Sadece Hilmi Kulluk Başkanı değil.

Kulluk ailesinin bildiğim isimleri bir abi Mümtaz Kulluk bir rahmetli baba Yılmaz Kulluk bu ailenin sadece son dönemde yakın tarihin bildikleri.

Size Konya basınında yazılmayan çizilmeyen bir cümle edeyim mi?

KONYA’NIN CUMHURİYET İLE KURULUŞUNDA ALTI YEDİ KÖKLÜ AİLESİ VARDIR.

BU ALTI YEDİ AİLEDEN BİRİSİ DE KULLUKZADE AİLESİDİR.

Bugün kamuoyunun önünde bulunan isim Hilmi Kulluk Bey, belki Cumhuriyetin kuruluşundan önceki yıllara dayanan şehrin en köklü ailelerinden birisinin evladıdır.

Son dönemde Sayın Hilmi Kulluk ve yönetimi sportif sonuçların çok daha ötesinde Konyaspor kulübünün kurumsallaşması adına yaptıkları ile kulübün 50 yıl ileriye adım atmasını sağlamıştır.

Kim nerede ne derse desin Hilmi Kulluk Bey kendine özgü yapısı, duruşu ve zekası ile Konyaspor’un tarihine altın harflerle geçen bir isimdir.

YEŞİL BEYAZ RENKLER

KONYASPOR VE

EKREM ÇOŞKUN

Kulakları çınlasın baba Zühtü Çoşkun bu şehrin 70 yıl öncesinin siyasetten ticaretine marka ismidir.

Bu muhteşem babanın evladı Ekrem Çoşkun ise babadan miras olarak aldığı spor ile bu şehrin en büyük 1 numaralı Konyaspor sevdalısıdır. 

Ekrem Çoşkun Konyaspor hastası, aşığı, kara sevdalısı….

Özetle kendisinin samimiyetine güvenerek hastalık seviyesindeki Konyaspor aşkı Konya’da ikinci bir isimde yoktur.

Ekrem Çoşkun abimiz desin demesin.

Onun bu dünyada tek bir hayali, hedefi, rüyası, aşkı vardır.

O da bir gün Konyaspor Kulüp Başkanlığıdır.

Haaa bu para ile olacak ise Ekrem Çoşkun bugün hazır.

Varlığını ortaya koyar yine o başkanlığı yapar.

Ama perşembe günü Ekrem abinin yüzüne söyledim

“Abi o gün bugün değil.

Kendisi de bunu biliyor zaten

Bazen para da yetmiyor.

Tamam sende bizdensin(!) ama tescilli değilsin.

Siyaseten Konyaspor’u sana veremeyiz(!)

………………..

AHMET ŞAN

Evet ajandadaki isimlerden birisi de Sayın Ahmet Şan’dır. 

Sayın Başkan Şan yakın Konyaspor tarihinin en başarılı isimlerindendir.

Ama sayın başkanın bu başarısında görünmeyen gizli bir güç bulunmaktadır.

Nedir o?

Kimdir o?

Tabii ki tartışılmasız Sayın Tahir Akyürek’tir

Benim Tahir abim, şehrin Tahir Başkanı için futbol konusunda şimdilik tek bir cümle yazıp daha sonra paragraf açacağız.

Kimse bilmez.

Sadece yakın çevresi biliyorsa biliyordur.

Tahir Başkan futbolu ve futbol camiasını futbolcusuna kadar öyle iyi bilir ki bir Ekrem Çoşkun bir Ömer Korkmaz’dan yemin ediyorum bir adım geride kalmaz.

Neyse gündemdeki isim Sayın Şan başkan olur mu?

Kendisine bıraksanız biraz istiyor.

Peki ama hangi şartlarda?

Sayın Şan’a başkanlık verilebilir mi?

Elbette verilir hem de iadeyi itibar için.

Peki sizce Ahmet başkanın arkasında görünmeyen gizli güç kim olur?

ZEKİ ÇİMEN

VE KONYASPOR

Günümüzde Sayın Coşkun kadar olmasa da Konyaspor denildiği zaman dağları delecek kadar kara sevdalı bir diğer isim de iş adamı sanayici dalağı dışındaki isim Zeki Çimen Beydir.

Bu hafta içerisinde yazdığımız yazılarımızda

“Uğur abi eğer bunu yazmaz isen namertsin” diyen de Zeki abimiz idi.

Zeki abimiz şehirden Konyaspor adına çok dayak yedi.

Asla bunları hak etmedi.

Zeki abiye bugün gel kulübün başına geç deseniz de geçmez artık.

Ama para ver derseniz Zeki abi yine Konyaspor için peki der.

Bunun için şehrin değerlerinin Zeki abi gibi yok edilmesine karşıyım.

Bu yüzden de çok üzgünüm.

……………….

Bugünlük bu kadar yeter mi?

İsterseniz yetsin.

Bugün zaten spor sayfamızdan bazı mesajları ince ince vermeye devam edeceğiz.

Hafta sonunu değerlendirir belki de pazartesi günü kaldığımız yerden devam ederiz.

KANSER SEBEBİYLE ÖLEN

ERMA BOMBECK'İN ÖLMEDEN

ÖNCE YAZDIĞI MUHTEŞEM YAZI

Amerikalı bir köşe yazarı Erma Bombeck kanser hastalığından ölmeden önce bir yazı kaleme alır.

Bu onun son yazılarından biri olmakla birlikte hayata dair muhteşem notlar sunar;

"HAYATIMI YENİDEN YAŞAYABİLSEYDİM EĞER; HASTAYKEN YATAĞA GİRER DİNLENİRDİM.

Amerikalı bir köşe yazarı Erma Bombeck kanser hastalığından ölmeden önce bir yazı kaleme alır. Bu onun son yazılarından biri olmakla birlikte hayata dair muhteşem notlar sunar;

"Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer;

Hastayken yatağa girer dinlenirdim.

Ben olmadığım zaman her şey

Kötüye gidecek diye düşünmezdim.

Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım.

Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim.

Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim.

Oturma odasında TV seyrederken, patlamış mısır yer.

Yerler leke olacak diye korkmazdım.

Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım.

Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım.

Saçım bozulmasın diye, arabanın camının açılmasını önlemezdim.

Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum.

TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim.

Ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım.

Hamileliğimin bir an önce sona erip, doğum yapmayı dilemek yerine, hamile olduğum her anın tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim.

Bu o kadar nadir bir olay ki.

Mucize gibi bir şey.

Çocuklarım beni öpmek istediklerinde, asla

"Önce git ellerini yüzünü yıka" demezdim.

Onlara daha çok

"seni seviyorum", ondan da daha çok "özür dilerim" derdim.

Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey;

Her dakikasını değerlendirmek olurdu.

Dikkatle bak.

Gerçekten gör.

Yaşa.

Vazgeçme.

Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeç.

Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi.

Bunun yerine, ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım.

Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için

Şükredin.

Tek bir hayatınız var ve bir gün sona eriyor.

Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz."

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Mutlu olmanın yolunu karşımızdaki insanı mutlu etmek sanıyorduk. Yanıldık çünkü ne kadar mutlu ettik ise yalnız kaldık.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Adana yolunda magandalık yapmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.