BEYLER! BU VİRÜSÜN ŞAKASI YOK…
17 Mart 2020, Salı 08:36Bir türlü önlenemiyor. Bu virüse yakalananların ve ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Sokağa çıkma yasağı uygulanıyor, ülkeye giriş çıkışı yasaklayan ülkelerin sayısı inanılmaz artıyor.
SAĞLIK BAKANI SINIFI GEÇTİ…
Sağlık Bakanımız Fahrettin KOCA görevini en iyi yapan bakan oldu.
Önceden alınan tedbirler ülkemizdeki virüsün yayılmasını engelledi. Vaka sayısı da az oldu.
Bu arada yazıyı kaleme aldığım anlarda ülkemde virüsle tanışanların sayısı 18 oldu.
Bu beni oldukça ürküttü. Zira Almanya’da da böyle başlayıp vaka sayısı çığ gibi büyüdü, ölü sayısı arttı.
Ümreden gelen bir vatandaşımızda da bu virüs bulundu. Ayrıca yeni vaka Avrupa’dan gelen 10, ve Amerika’dan gelen 3 kişiyle toplam 18 civarında rakamlara ulaştık.
Bunlarla görüşen konuşanların hepsi risk altında. Sayı patlarsa şaşırmayalım.
Yurt dışından gelen son kafile ümreciler karantinaya alındılar. Ya önce gelenler. Yada kafileyle değil, kendi imkanlarıyla gidenler. İnşallah korktuğumuz başımıza gelmez.
HALK NE YAPIYOR?
Klasik laf. Ne yapsınlar uğraşıyorlar. Bir kısmı virüsü ciddiye alırken, bir kısmı ciddiyetten çok uzak…
Toplumsal ve Küresel bir bela ile uğraşırken, bazılarının umursamazlığı bizleri endişeye düşürüyor.
Kasaba uğradım et alacağım. Başka bir müşteride var. Kasaba ellerin sık sık yıkanmasını ve kolonya ile silinmesini söylüyorum.
O başka müşteri lafa atılıyor. Kolonyanın hiçbir faydası yok. Hiç kullanmayın diyor. Tipine bakıyorum. Adam pansumanların bile alkolle yapıldığından bihaber. Bulaşmıyorum cahile. Adamın beyninin arkası karanlık.
Bu arada kolonya, maske birazda un ve makarna talebinin patlamasıyla fiyatlarda patladı.
Devreye bakanlıklar girdi. Fahiş fiyatla mal satanlara ceza geliyor.
Vicdanı olmayan bu yaratıklara ne kadar ceza verilse az.
DİYANETTE SINIFTA KALDI…
Geçen hafta Cumhurbaşkanımız başkanlığında, külliye de 5 saatten fazla süren toplantıya Diyanet İşleri Başkanı Ali ERBAŞ da katıldı.
Sözcü İbrahim KALIN, toplantı sonucu açıklamalar yapıyor ve soruları cevaplandırıyor.
Okulların tatil edildiğini, maçların seyircisiz oynanacağını öğreniyoruz.
Kalabalık yerlere girmememiz gerektiği ve fuarların iptal edildiğini öğreniyoruz.
Cemaatle kılınan, özellikle Cuma namazı ne olacak, bu konuyla ilgili ne açıklama var ne soru…
Cuma namazları ve cemaatle kılına bilecek diğer namazlarla ilgili bir tedbir alınacağı konusunda Diyanetten açıklama bekliyoruz.
Yazımı haber merkezine ulaştırdığım saatte henüz Diyanet bir açıklamam yapmamıştı.
Eğer açıklama yaparsa Perşembe günkü yazımda konuyu değerlendireceğim.
Geçtiğimiz Cuma günü namaza az bir süre kala Diyanetten açıklama geliyor. 60 yaş üzerinde, kronik rahatsızlığı olanlar Cumaya gitmeyip, evlerinde vakit namazı olan öğle namazını kılabilirler denildi.
60 yaş üzerindekiler Cumaya gitmedi, Camide olan 60 yaş altındakilere hastalık bulaşmayacak mı? Hastalığı kapanların her birinin, birer virüs taşıyıcısı ve yayıcısı olduğu düşünülmez mi?
Diyanet henüz olayın vahametinden haberi yok.
Şahsen ben beklerim ki, Diyanet bir açıklama yapsın, cemaatle namaz kılmanın virüsün etkileri geçinceye kadar yapılmayacağını beyan etsin.
Herkes bütün namazlarını evde veya iş yerlerinde bireysel kılsın denilebilirdi.
Ya biz bunu nasıl söyleriz, bunu nasıl yaparız derseniz, İran gibi vaka ve ölümlerin artmasını sadece seyredersiniz.
Bazı Müslümanlar ne olursa olsun ölüm bile olsa biz namazlarımızı camide kılacağız derlerse, onlara bir Çinli hastanın açıklamalarını dinletmek isterim.
Hastalıktan kurtulan bir Çinli diyor ki, ben ölümden korkmadım, hastalığı başkalarına bulaştırmaktan korktum diyor.
Öyle ki Diyanet umreden dönenlerin 14 gün evlerinde istirahat edip, ziyaretçi kabul etmemelerini öneriyor. Bunun kul hakkına gireceğini söylüyor. Aslın da Diyanette biliyor. Kul hakkına kimse riayet etmiyor. Çoğu da kul hakkı yiyor.
Diyanetin vatandaşları yeteri kadar uyarmadığını, bu tehlikeli durum karşısında ibadetleri, sağlık açısından kolaylaştırıcı fetva vermediğini söyleyebilirim.
Camilerin temizliği ve dezenfekte işlemleri ilimizde belediyelerce yapılıyor. Bu kadar cami, okul, kamu kurum ve kuruluşları, yurtlar, tesisler, araçlara belediye nasıl yetişecek?
Diyanet Vakfı ne iş yapar? Neden camilerin temizliğinden ve dezenfektesinden sorumlu değildirler? Para da var imkan da…
Vatandaşları rahatlatmak için, camilerin kapılarına, camilerin kim tarafından ne zaman temizlenip dezenfekte edildiği yazılmalıdır. Bu bir görev değil zorunluluk olmalı ve bütün tesis ve araçlarda geçerli olmalıdır.
Bu konuda Diyaneti eleştirmek benim en doğal hakkım. Diyaneti daha etkin görev ve sorumluluk almaya davet ediyorum.
Konuyla ilgili bir gözlemimi daha anlatayım. Mali Müşavir bir arkadaşımı ziyaret ediyorum. Orada başka bir arkadaşımız da ziyarete gelmiş.
Konu malum korona. Diyanetin cemaatle namaz kılma konusunda toplumu uyarması gerektiğini falan söyleyince, oradaki ziyaretçi, bana itiraz edip diyanet cemaate namaz kılmayın diyemez dedi. İsteyen istediği yerde namazını kılar dedi. Hani ortam virüssüz olsa eyvallah diyeceğim.
Bende İran’ı örnek gösterdim. İran bu tedbirleri dinen almadı ve hastalık ve ölüm sayısı çok arttı dedim.
Ziyaretçi arkadaş, İran geç kaldı. Cuma namazını önceden yasaklayacaktı dedi. Yüzüne baktım. Bu ne cehalet be kardeşim diyesim geldi.
ALINAN TEDBİRLER…
Evet tedbirler alınmaya devam ediyor. Bazı müsamahakâr davranışlar vaka sayısının artmasına neden oluyor. Alınmayan tedbirler bazen eleştirilerimize neden oluyor.
Bar, diskotek, pavyon, gece kulüpleri kapatılıyor da nargile salonları, kafeler, oyun salonları, kahvehaneler neden kapatılmıyor. Oyun salonları yaşlılarla dolu.
Umreden daha önce gelenler neden karantinaya alınmadı?
Unutmayın! Acırsak acınacak hale geliriz. Irak’tan uçak geliyor, içi boş deniyor. İçinden 37 yolcu çıkıyor. Mecburen bu yolcuları da kabul ediyor ve karantinaya alıyoruz. Sınırlarımızı tamamen kapatalım.
Bu virüsü günahsız insanlara bulaştırmanın, vebalini kimse taşıyamaz. Bu da “Kul Hakkı” ile falan geçiştirilemez.
İnsanlığını, vicdanını yitirmiş insan görünümlülere, zor kullanmak esas olmalı.
Bakanlıkların peş peşe tedbir açıklamalarına şaşırmayalım.
İlim ve Bilimle bu konunun da üstesinden geleceğiz inşallah. Dua en büyük silahımız olmalı.
Sağlıcakla kalın.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.