BİR NEVİ KASKO! “MATRAH VE VERGİ ARTIRIMI”

Bir önceki köşe yazımda ödenmemiş vergi borçlarının indirimli şekilde ve de taksitle ödenebilmesi imkanından bahsederek bir sonraki yazımda siz değerli okurlarımıza vergi camiasında büyük yankılar uyandıran ve vergi incelemesi ile muhatap olmak istemeyen vergi mükelleflerine tabiri caizse “kasko” imkanı sağlayan 7326 sayılı Kanunun getirdiği Matrah ve Vergi Artırımı konusunu işleyeceğimi belirtmiştim. Evet, yanlış duymadınız. Bir nevi kasko mahiyetinde olan ve ticari hayatınızda çeşitli sebeplerle vergi incelemesi geçirmeniz halinde size rahat bir nefes aldıracak bir imkan. Nasıl mı? Hani aracınıza kasko yaptırırsınız ve olası bir kaza durumunda ödediğiniz bu kasko primi sizin güvenceniz olur. Hani dikkatli bir sürücü olsanız bile bir başka sürücünün hatası size pahalıya mal olur ya. Siz de “kaskom var çok şükür!” dersiniz. Tam da buna değinmek istiyorum. Siz her ne kadar dikkatli bir vergi mükellefi, basiretli bir tacir olsanız da, ticari hayat maalesef her türlü riski içinde barındırıyor. Başka bir vergi mükellefi ile olan ticaretinizde “bilerek, kasti” bir yanlış yapmasanız bile vergi incelemesine muhatap olup yüksek tutarlarda vergi, ceza ve faizlerle karşılaşabilirsiniz. İşte bu durumda da “iyi ki matrah ve vergi artırımından faydalanmışım!” diyerek karşılaşabileceğiniz vergisel riskleri ortadan kaldırmanız mümkün. “Vergi Kaskosu” İmkanından Nasıl Faydalanırım? Teknik detaylara girmeden kısaca bahsedersek; asgari artırım tutarlarından az olmamak kaydıyla tabloda belirtilen yıllara isabet eden oranlarda gelir veya kurumlar vergisi matrahınızı artırıp bulunan tutar üzerinden %20 vergi ödemeniz, bununla birlikte yıllık hesaplanan katma değer verginizi tabloda belirtilen yıllara isabet eden oranlarda artırmanız ve bu artırılan tutarı ödemeniz halinde matrah ve vergi artırımından yararlanılan yıllar ve vergi türleri sebebiyle vergi incelemesi geçirme ihtimalinizi ortadan kaldırmış oluyorsunuz. Tabi bu noktada tüm yılları değil de istediğiniz bir yılı seçip sadece o yılınızı “kaskolatmak” da mümkün.

Konunun Önemini “Naylon Fatura” Örneği ile İzah Edelim! Ticari hayatta karşılaşılan sahte faturalar ya da halk tabiri ile naylon faturalar, vergi incelemelerinin en çok yapıldığı alanların başında. Naylon faturaları kullanan mükelleflerin vergi incelemeleri sırasındaki en sık söylemi ise; “ben bilmiyordum bu faturanın sahte/naylon olduğunu!” Ticaret ile uğraşıyorsunuz ve bir mükelleften mal aldınız ve doğal olarak da karşılığında bir fatura. Her şey yolunda! Faturayı kayıtlarınıza aldınız, muhasebeleştirdiniz, gider, maliyet ve vergi avantajlarından faydalandınız. Aradan yıllar geçti ve öğrendiniz ki zamanında mal aldığınız mükellef “sahte fatura düzenleyicisi” olarak nitelendirilmiş. Haliyle siz de bu sahte/naylon faturanın kullanıcısı yani sahteciden mal almış bir mükellef durumuna düştünüz. Her ne kadar bu duruma bilmeden de düşseniz, zamanında faydalandığınız tüm vergisel avantajlar size vergi, ceza ve gecikme faizi olarak geri döner. Hatta bu faturaları zamanında kullanmanız sebebiyle hakkınızda suç duyurusunda bile bulunulabilir. “Ben bilmiyordum ki faturanın naylon olduğunu, benim ne kabahatim var?” diye düşünüyorsunuz. Belki de haklısınız. Fakat dedim ya; siz her ne kadar dikkatli bir sürücü olsanız da trafikte bir başkasının hatası size de herkese de pahalıya patlıyor. “Nerden geldik buralara? Bunun bir çözümü yok mu?” diye sorarsanız, matrah ve vergi artırımı imkanı bu tür risklerden korunmak için vergi mükellefleri tarafından bir fırsat olarak nitelendiriliyor. Diyelim ki 2017 yılında bir mükellef ile ticaret yaptınız ve 2021 yılına geldiğinizde ise bu mükellefin zamanında size (belki de herkese) sahte fatura düzenlediğini öğrendiniz. Eğer ilgili yılda gelir veya kurumlar vergisi ile katma değer vergisi açısından matrah ve vergi artırımından faydalanıp ödemelerinizi de zamanında yaptıysanız; Maliye kapınızı çalmadan derin bir oh! çekebilirsiniz. Matrah ve vergi artırımının bir başka avantajı ise hesaplanan tutarların altı taksitte ödenebilmesi. İlgili fırsattan yararlanmak için vergisel durumlarınızı bir gözden geçirmenizi ve fayda-maliyet analizi yapmanızı tavsiye edebilirim. Sonuçta herkes aracı için kasko yaptırmıyor. Belki de kazaya da uğramıyor. Ama hiç kazaya karışmasa da her yıl düzenli olarak kasko yaptıran da ciddi bir kitle var. Karar sizin. Sözün özü hayatta her şey mümkün. Hele ki ticari hayatta. Belli tutarları daha en başında ödeyerek seçtiğiniz yıllarınızı vergisel anlamda “kaskolatmak” ve ödemeniz gereken tutarlar için taksit imkanından faydalanmak isterseniz son başvuru tarihi 31 Ağustos 2021. Saygılarımla…