BİR RAMAZAN VE BAYRAMINI DAHA GERİDE BIRAKTIK?
12 Temmuz 2016, Salı 08:50Bütün dileğim nice Ramazanlara ve bayramlara sağlık sıhhat içinde erişmek diyerek yazıma başlıyorum.
Evet bir Ramazan ayını ve Bayramını daha geride bıraktık. Ramazan ayı içerisinde kaybettiklerimiz oldu. Sarayönü’nden Mevlüt Hoca’yı kaybettik. Yenişehir Mahalle eski muhtarı Muharrem Bey’i kaybettik. Büyük üzüntüm dostum Başaralı Marangoz Mehmet TORUN’u elim bir kazada kaybettik. Bunlar benim aklıma ilk düşenler. Rabbim vefat eden bütün kullarını şefaatine nail eylesin.
Bir vardııık. Bir yokuz. Geldik gidiyoruz.
Bayramın birinci günü Giresun’da meydana gelen ve 7 şehit verdiğimiz helikopter kazası beni iyiden iyiye yaraladı. Silahlı kuvvetler ailesi, bayramın bu ilk gününde, ziyaretlerde bulunup, şehit ailelerini de ziyaret edip geri dönerken ecel yakaladı onları. Olayın medyaya yansımasını ise kabul etmek mümkün değil. Ne kadar YAVŞAK (Bitin yavrusu) bir medyaya ve Sosyal Medyaya sahibiz diyorum. Yok terör ihtimaliymiş, yok bu helikopter şöyle özellikliymiş, yok eşlerin çocukları helikopterde ne işi varmış. Birlik beraberlik ve aileden haberi olmayan namussuzların, ihanet kusmalarını izledik. Yazık, çok yazık medya kimlerin eline kalmış heyhaat…
Yani Ramazanda ve Bayramda kaybettiklerimiz, şehitlerimize üzüldük. Ateş düştüğü yeri yakar derler. Tüm Türkiyem yandı. Konya tabiriyle Bayram Kara geldi…
ATATÜRK HAVA LİMANI KATLİAMI…
45 şehit, 236 yaralı. Evet Ramazanda kanı ve geni bozukların ülkemize verdiği zarar. Bunu birde DİN adına yaptığını zannedenlerin Allah Belalarını versin.
İşte bize yıllardır Kur’an’ın Arapça okumasını öğretenler, Kur’an’ın ne dediğini öğretmeyenler aklıma geldi. Bu insanlar Kur’an’ın dediği gibi yaşasalar bunları yaparlar mı?
Köhnemiş eğitim sistemimizi daha sonra ele alacağım ama birkaç cümle söylemek isterim. Ne eğitimi eğitim, ne bakanı bakan, ne müdürü müdür, ne öğretmeni öğretmen ne öğrencisi öğrenci, ne velisi veli. İşte bu… İlim bilim öğreteceğiz ayaklarına, insanlığı Allah korkusunu, vicdanı öğretemeyen yaratamayan zavallı eğitim sistemimiz. Bir de adının önünde MİLLİ var. Haydi oradan beee… Ne millisi… Bu konuyu bir yaz olarak sizlere tekrar aktaracağım.
Atatürk Hava Limanı katliamında yardım ve yataklık edenlerden 30 kişi tutuklandı, çoğu Türk. Yanılmıyorsam yabancılarda var. Ey Türkiyem eğer bunlar gerçekten katliama yardım yataklık etmişlerse, bunlar gün yüzü görmesinler. Bunları nasıl etkisiz hale getirebiliriz açıkçası nasıl öldürebiliriz Devlet olarak bunu düşünmeliyiz. Yine birkaç ay birkaç yılla dışarı çıkıp aynı işi yapıp, başka yerlerde katliam yapacak bu yaratıklar mutlaka yok edilmelidir. Devletin yüceliği bunlardan anlaşılır. Yok Türkiye hukuk devleti, yok demokrasi bırakın bu ayakları. Masum insanların kanına giren her kim olursa yok edilmelidir. Buna ufak bir yardımı olanlar dahil. Yok edilsin ki bir daha böyle yaparlarsa başlarına ne geleceğini bilsinler. Yok edilsinler ki ölenlerin kanı yerde kalmasın. Yok edilsinler ki vicdanlarımız rahatlasın. Yok edilsinler ki benim yüce dinimi temsil ettiklerini zannedenler, gerçek dinin ne olduğunu öğrensinler. Vallahi kanıma dokunuyor…
Devletimle ilgili yazılar yazdım. Böyle terörle mücadele olmaz, böyle terör yasaları olmaz diye. Doğubeyazıt ta etkisiz hale getirilen, teröristin cenazesine, PKK paçavralarıyla iki Ağrı HDP milletvekili de katılıyor… Bakan Fikri IŞIK terörist cenazesine katılan bedelini öder diyor. Ey Bakanım! Sen teröristin leşini devlet olarak ailesine teslim edip, alın buna tören yapın dersen, hesap sormaya bedel ödetmeye hakkın yoktur. İşte terörist ve yandaşlarını birleştiren bu olaya devlet müsaade etmemeli. Leşlerini kurda kuşa yem etmeli veya bir yerlere gömmeli. Zira o leşlere her yıl o terörist ve yandaşları anma törenleri de düzenleyecekler. Yapmayın etmeyin kendi ayağımıza sıkmayalım.
Ey Siyasi iktidar! Dokunulmazlıklarda kalktı. Haydi bize HAİNlerin, vekil bile olsalar nasıl bedel ödeyeceğini gösterin. Allah aşkına gösterin. Şehitlerin kanı kurumadan gösterin. Vatanıma, bayrağıma, dinime göz dikenlerin sonunu gösterin. Görelim… Yoksa ne şehit yakınlarının ne bu milletin, ne bu kırmızı-beyaz Ay-Yıldızın, yüzüne bakamayacağız. En kötüsü yarın rabbimin huzurunda nasıl yüzüne bakacağız. Bekliyoruz, bekliyoruz, bekleyeceğiz.
RAMAZAN BAYRAMI…
Birileri inatla ŞEKER Bayramı diyorsa bir sıkıntı vardır. Üç duyguyu içinde toplayan Ramazan ayının sonunda bir bayram var. Bu bayram aslında ŞÜKÜR bayramıdır ama değişerek ŞEKER bayramı olmuş herhalde…
Bayramın 1’inci günü…Sabahtan başlayan telefon trafiğim akşama kadar sürüyor. Sevenlerin araması beni çok mutlu ediyor. Yurdun dört bir yanından, yurt dışından aranmak özlem gidermek rabbime şükürle sonuçlanıyor. Zorunlu görevini yanımda yapan 1980’li yıllarda birlikte görev yaptığımız Yusuf KESKİN beni arıyor. Bayram sabahı bu yiğidim konuşurken ağlıyor. Beni de ağlatıyor. Arayanların ardı arkası kesilmiyor. Rabbime ne kadar şükretsem azdır. Bana böyle manevi itibarı veren rabbim sana şükürler olsun. Sıkıntılı bir dönemden geçiyorum. Rabbimin bahşettiği SABIRLA sığınıyorum. Anne-babam dahil hayatta hiçbir büyüğüm kalmamış. Artık arkamı dayayacak Rabbimden başka hiçbir şey yok…
Şükürler olsun, hırsızla, hainle ikbal ve makam için her şeyi yapanlarla hiç işim olmadı. Rabbim etrafıma düzgün insanları koydu… Sıkıntı yok mu çoook… Müslüman dertsiz olur mu? Ama biliyorum ki derdini veren devasını da verir. RAMAZAN VE BAYRAMDA KONYA’DAN BİR İKİ NOT…
Gürültülü şehir, disiplinsiz şehir, asayişinde sıkıntı olan şehir, belediye hizmetlerinde sıkıntı olan şehir. Eveet Konya… Yine sahura kadar açık olup evlerin altında ve yanında olan oyun salonlarının, kafelerin, nargile salonlarının insanlığa ve çevreye verdiği gürültü ve kirlilik. Bir yandan gençliği kurtaralım derken bir yandan zehirliyoruz. İnsanları olumsuzluk ve gürültüden sinir küpü haline getiriyoruz.
Beni en çok üzen Nalçacı cd. üzerinde gece 00.00-02.00 arası sürat motorsikletlerinin anormal gürültü ve süratle uykumuzdan etmesi. Bu motor sıkletlerin TRAFİK DENETLEME ŞUBESİNİN önünden geçmesi ‘Konya’da trafik kontrolü var mı, yok mu?’ Sorusunu da gündeme getirir. Bayramın ikinci günü Mevlana Türbesi arkası seyyar satıcılarla dolmuş. Adeta panayır yeri…
Ayrıca bayram tatili süresince sakın hasta olmayın, dişiniz ağrımasın. Hizmet veriyormuş görüntülü kurumlarla karşı karşıyayız.
Önemlisi Konya’da Ramazan’ı ve Bayramı kazasız belasız geçirmemiz.
Sevgili okurlarım! Bir Ramazan ayını ve bayramını geride bıraktık. Nice Ramazanlara ve bayramlara sağlık içinde erişmek dileğiyle kendimi ve sizleri rabbime emanet ediyorum. İnşallah bütün dualarımız kabul olur. Esen kalın…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.