Bir tas yoğurt hikâyesi
09 Mayıs 2020, Cumartesi 09:32Bir tas yoğurt ile koca bir camiyi teraziye koysanız hangisi ağır basar? Tabi ki camii dediğinizi duyar gibiyim. Süleymaniye Camii’nin yapımı esnasında güzel bir hikaye ile baş başa bırakıyorum sizi.
İşte bir tas yoğurt hikayesi.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde her paşa ve padişah için, memleketinde herkesin istifadesine açık bir hayır kurumu yapıp ahirete öyle gitme, en büyük ideal idi. Bu sebeple, fethedilen yerlerde her biri bir cami, bir külliye, bir mescit veya bir hastane yapıp gitti. Ecdadımız, kendi devirlerinin kültürünün gerektirdiği müesseseleri kurdular. İnsan nerede neyi tahsil ederse etsin ama Rabbi ile her zaman irtibatlı olsun diye camisiz yer bırakmadılar.
İşte bu düşünce Kanuni Sultan Süleyman’a da Süleymaniye Camii’ni yaptırdı.
Ancak o, yaptıracağı eserin yalnız kendi defterine kaydolmasını arzu ediyor ve Rabbi’ne böyle bir armağan takdim etmek istiyordu.
Onun için, ustalara sıkı sıkıya tenbihte bulunuyor ve “kimseden yardım kabul etmeyin” diyordu.
Cami duvarları her gün yükselirken, karşıdan bu camiyi mahzun mahzun seyreden bir nine vardı. İnekleriyle baş başa, onların sütüyle geçinen bu yaşlı kadın, kendi kendine, “Ey Allah’ım, Kanuni’ye servet verdin, mal -mülk verdin, Sen’in uğrunda bir cami yaptırıyor.
Bu fakir kuluna bir şey vermedin; ne yapayım da, ben de Senin rızanı kazanayım. Benim elimden böyle işler gelmez. Elimden gelen, ustalara bir tas yoğurt ikram etmektir.” der ve ustalara müracaat eder.
Onlar, padişahın izni olmadığını söylerlerse de, kadının ısrarına dayanamayıp, yoğurdu alıp yerler. Büyük hükümdar, o gece rüyada, yaptığı işin mizanda tartıldığını görür.
Terazinin bir kefesine Süleymaniye Camii, diğerine ise bir tas yoğurt konulmuş ve yoğurt, camiden ağır basmıştır.
Sabah olur; Kanuni Sultan Süleyman, ayakları titreye titreye ustaların yanına gelir:
“Ne yaptınız, kimden ne aldınız?” diye sorar.
Ustalar, “Yaşlı bir nine geldi; çok ısrar etti; yalvarıp yakarmalarına dayanamadık ve bir tas yoğurt aldık.” derler.
Ustaların anlattıklarını dinleyen büyük hükümdar gördüğü rüyanın hikmetini böylelikle anlar.
İşte, Süleymaniye’ye ağır basan yaşlı kadının o bir tas yoğurdudur.
Anlayacağımız gibi Allah rızası için yapılan işlerin büyüklüğü değil, içtenliği önemlidir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.