BİZ BUNLARA İNSAN MI DİYECEĞİZ?

Öyle olaylarla karşılaşıyoruz ki, küçücük menfaatler için, inanılmaz şeyler yapanlara biz insan dememeliyiz.

Evim Nalçacı’da. Sık sık mezarlığı (Musalla) ziyaret ederim. Zira annem, babam ve bütün akrabalarım hem anne tarafından hem baba tarafından akrabalarım burada yatarlar.

Şimdilerde teflon denen bir yeşil bitki ektirdim çok yakınlarıma.

Ekmek, ektirmek mesele değil, sulamak mesele.

Belediyemiz turuncu renkli sulama için bidonlar koymuş. Bu bidonları çeşmenin başından alıyoruz, işimiz bitince çeşmenin başına bırakacağız. İşte burada durun.

Adam mezarını suladıktan sonra bu bidonları mezar taşları arasına saklıyor. Üstüne ot bile örtüp, kamufle ediyorlar.

Yani bir daha ki sefere sulamak için geldiklerinde bidon hazır olacak. Geçen sürede bidonları kimse kullanmayacak.

Ben sulamaya gittiğimde, mezar aralarında bu bidonları bulup, herkesin hizmetine sunuyorum.

Efendim biz bidon bulamadığımız için saklıyoruz diye mazeret uyduranların insanlıkla alakası yoktur ve bunlar yaratıktır.

Ha adam evinden beş litrelik pet şişe getirmiş, kendi mezarlarının yakınına koymuş, üzerine de “lütfen almayınız” yazmış. Saygı duyarım.

Geçtiğimiz yıllarda iki üç kadın, küçük çocuklarıyla birlikte mezarlığın tali kapısından çıkıyorlar. Çocuğun elinde belediyenin boş bidonu var. Alıp götürürken ikaz ediyorum. Kadınlar çocuğun bidonunu alırsak durmayacağını söylüyorlar.

Çocuğun yanına yaklaşıp bidonu istiyorum. Güzel bir dille anlatıyorum çocuğa. Çocuk bidonu veriyor. Kadınlar bana lanet okuyarak ayrılıyorlar. Küçücük bir hırsızlık…

Bazıları ekilen gülleri, çiçekleri çalıyorlar. Evet yanlış duymadınız çalıyorlar. Bunları satıyorlar mı, yoksa kendi mezarlarına mı ekiyorlar bilmiyorum.

Eğitemediğimiz, insan görüntülerden çok zarar görüyoruz.

Nalçacı’da apartman önlerinde çiçekler, güller var.

Çocuk bunları kopartmayı meziyet sanıyor. Annesinin teşvikiyle kopartıyor.

Her gördüğümde ikaz ediyorum ama nafile.

Bir parktaki ikaz yazısının değiştirilmesine çok gülmüştüm. Levha koymuşlar “Çimlere Basmayınız” diyor levhada. Birileri değiştirmiş “Çimleri Yemeyiniz” demiş. Ne güzel söylemiş.

Ne öğretmen eğitir, ne aile eğitir. Ortaya çıkan manzara bu…

Bu arada mezarlıkları ziyaret ediniz. Zira en yeşil alanlar oraları kaldı. Hatta maskenizi çıkarıp, bol bol derin nefes alıp, oksijen depolayınız.

Konya’nın içi adeta, taş devrini yaşıyor. Nerede bir yeşillik varsa taş döşeniyor ve yeşillik sonlandırılıyor. Hepinize sağlık, mutluluk diliyorum.