BUZLU CAM…
21 Ocak 2020, Salı 08:58Eskiden evlerimizde, oda kapılarında yoğun kullanırdık.
İçerdeki dışarıyı, dışardaki de içeriyi görmezdi.
Sadece ışık vurunca belli, belirsiz görebilirdiniz.
Sonra bu camların ısı camları çıktı. Çift cam kullanıldı. Birde pimapen dediğimiz çerçeveler çıktı…
Artık siz dışardakini ne duyuyor nede görüyorsunuz. Keza dışardaki de sizi.
Konuyu nereye getireceğim. Tabii memleketime…
Bizi idare edenler girmişler içeriye…. Camlar buzlu ve ısı cam.
Ne onlar bizi görüyor, ne biz onları.
Biz onları görmüyoruz ama yaşantılarını tahmin edebiliyoruz.
Onlar bizi görmüyor ve yaşantımızı ve yaşadıklarımızı görmüyorlar.
Belki de görmek istemiyorlar.
Vatandaşın sorunu arttıkça artıyor.
Hani şair demiş ya
“El çek tabip, el çek, yarem üstünden
Sen benim yareme merhem olmazsın.” Durum böyle gözüküyor.
Vatandaş Suriyelilerden dertli. Türkiye’ye ve dolayısıyla Konya’ya gelmiş bir Suriyeli, şüphe üzerine durdurulmak isteniyor. Polis arabasına çarpıp kaçıyor. Sonra yakalanıyor. Benim ülkemde, benim şehrimde henüz on suçtan sabıkası var.
Afgan bir çoban, arkadaşını öldürüyor.
Karadeniz bölgesinde Iraklılar parası olan bir Iraklıyı işkence ile öldürüp, banyoda testere ile parçalara ayırıp, çeşitli çöp yerlerine atıyorlar.
Batıda böyle bir cinayet işlense yer yerinden oynar. Biz de “Geçiniz.”
Hırsızlık alabildiğine yaygınlaşmış.
Haberlerde her gün seyrederken gülüyorum. Hep aynı şey, ne diyor?
Olay an be an kameralara yansıdı. İyi kardeşim yansıdı da ne oldu?
Bir müddet sonra yakalandı, bir müddet sonra da hapisten çıktı. Sonra hırsızlığa devam.
Geçen izlediğim, kızını kaybeden bir baba yaraladı beni.
Kızımız hukuk fakültesinde görevli. Bir sınavda da görevli. Kopya çeken bir iti yakalıyor. Tutanak tutuluyor. O it, evine gelip polis olan babasının tabancasını alıp tekrar okula dönüp, görevli kızımızı kurşun yağmuruna tutup, yetinmeyip bıçaklayarak delik deşik ediyor.
Olay 2018’in Ocak başında oluyor. Mahkeme hala devam ediyor. Baba polis olunca, diğer polisler katile yardıma kalkışıp, delilleri karartmaya çalıştıkları baba tarafından iddia ediliyor.
Ölen kızımızın babası çaresiz. Olayı bizzat görenler var. Şahitler. Katil Ağırlaştırılmış müebbeti hemen almalıydı. Bekliyoruz, bekleyeceğiz.
Burada ölen kızımızın ve babasının ismini vermeyeceğim. Yaraladılar beni. Benim ülkemde adalet böyle olamaz, olmamalı.
İsim vererek bir olay daha anlatayım. Yine adaletten. Daha doğrusu adaletsizlikten…
Fetö den ağırlaştırılmış müebbet alan General Metin İYİDİZ, istinafa başvuruyor. 4 kişilik istinaf ekibi, suçluyu beraat ettirip, tahliye ediyor hemi’de bir anda.
Sonra Allah’tan Başsavcılık devreye giriyor. Tekrar yakalama ve tutuklama kararı veriliyor. Bu general TFF başkanının kayınbiraderi. Generalimiz orta da yok. Avukatı ve TFF başkanımızın oğlu ve gelini tarafından saklanmasına rağmen teknoloji sayesinde yakalanıyor. Gözaltına alınan avukat ve TFF nin oğlu gelini aynı gün serbest bırakılıyor.
Ben bunu niye bu kadar teferruatlı yazdım. Zira konuyu Cumhurbaşkanımız dile getirdi. Kendileri de bu olaya isyan etmiş. Tahliye ve Beraat kararı veren istinaf hâkimleri başka yerlere tayin oldular. Haklarında soruşturma açıldı. Bekleyip göreceğiz. Ne kadar mı bekleriz? Onu bilemem…
EYT Emeklilikte yaşa takılanların sıkıntıları var.
Aynı iş yerinde çalışıp, komuta ettiği, mahiyetindekilerden daha az ücret alan, emekli maaşı alan var.
Kadın cinayetleri gırla gidiyor.
Uyuşturucu ile mücadele ediliyor ama bir türlü önlenemiyor.
Kafayı bir de araç camları karartmasına taktım. Aracın içi sadece önden gözükebiliyor. İçin de kim var? Telefonla mı konuşuyor? Sigara mı içiyor? Aranan bir mi? Devletin yönetmeliğiyle karartıyoruz.
Söyleyecek çok söz var ama ara da buzlu cam var.
Ya bizi idare edenler pencereyi açarlar, dışarıdakiler ne halde, gerçek durumu görürler.
Ya da cam bir gün kırılır. Kim mi kırar? Tabi ki halk. Demokratik yolla kırar. Attıkları oy cama denk gelir. Kim bilir?
Kalın Sağlıcakla…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.