Çanakkale Harbi (1)
10 Mart 2016, Perşembe 08:32
İslâm tarihi, Allah yolunda cihat ve şehitlik ruhuyla başlamış ve böyle ulvi örnekler tezahür etmiştir. Bu örneklerden birisi de yakın tarihimizde gerçekleşmiş olan Çanakkale savaşları ve zaferidir. Allah’ın adını yüceltmek, her taraftan vatanı istila eden Merhum Akif’in tabiriyle “kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne belâ” olan düşman güçlerine karşı Hz. Peygamberin methettiği askerin zaferidir.
Yedi devlete karşı azimli ve kararlı bir mücadele olan Çanakkale savaşları, Hakkın batıla galip olduğu örneklerden birisidir. İstiklal Şairi Mehmet Akif Çanakkale şehitlerini ve onların kutlu davasının şöyle dile getirmektedir.
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı, değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhid’i…
Bedr’in arslanları ancak bu kadar şanlı idi…
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
‘’Gömelim gel seni tarihe!’’ desem, sığmazsın.
Tarihin dönüm noktalarına konulan muhteşem imzalardan birisi de Çanakkale Zaferi'dir.
Çanakkale Zaferi, Türk milletinin tarihinde kazandığı en büyük zaferlerden biridir. Bu zaferin millî mücadelemize de önemli katkıları olmuş ve bağımsız Türkiye'nin temelleri, kazanılan bu üstün zaferin sonucunda atılmıştır.
Çanakkale Zaferi, vatanı, milleti, bayrağı, dini ve devleti için canını feda eden, kanlı gömleğiyle toprağa giren ve Hakk'ın rızasına ulaşan şehitlerin destanıdır. Çanakkale Zaferi, Mehmetçiğin çelik siper lerin yerine göğsünü gerdiği, merminin bittiği yerde süngüsünü, süngünün olmadığı yerde de yumruğu nu, yüreğini kullandığı fedakârlık destanıdır.
Çanakkale! Bir avuç iman ve irfan ordusunun etten ve kemikten kaleler kurarak, İslâm milletinin izzetini koruduğu şanlı destanı hatırlatıyor bizlere…Evlad-ü iyâlini, malını ve canını ‘ilây-ı kelimetüllah uğrun da, vatan ve millet yolunda feda ederek şehitlik mertebesine ulaşan iman erlerinin ardından 1 asır’a yakın zaman geçti.
Dünya tarihinin önemli bir dönüm noktası olan Çanakkale destanı, bizim için sadece bir zafer deyip geçeceğimiz, Mehmetçiğe övgü dizerek, kahramanlık türküleri okuyarak ve şiirler yazarak geçiştireceğimiz bir kutlama töreni değildir.
Bu destan Mehmetçiğin “nereye gidiyorsun?” sorusuna “Arı burnuna bal yapmaya gidiyoruz” diye cevap verdiği bir destandır. Can verip bal yapmak nasıl bir şeydi?
Bu savaşta nice yiğitler şehit olmuş, nice eli kınalı gelinler dul kalmış; nice al yazmalı, gözü yaşlı Anadolu anası, duyanı köz gibi dağlayan ağıtlar yakmış; insanlar ocak başı sohbetlerinde, köy kahvelerinde saatlerce, hatta günlerce bu savaştan bahsetmiş; şairler şiirler yazmış, Paşalar anılarıyla ağlamışlardır...
Onlar, madde ile manayı birleştirerek zafere erişmişlerdir. ”...Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır. Bize cesaret ver ki tutunalım. Kâfir topluluğa karşı bize yardım et....” ilkesiyle yola çıkmış ve namaz ve sabırla yardım istemenin şuuruna ermişlerdir. Allah Teâlâ, onların bu samimi yakarış ve yalvarışlarını boşa çıkarmamış ve onlara zaferi nasip etmiştir.
Çanakkale’de canlarını ortaya koyarak bizlere bu vatanı emanet eden şehitlerimize ve gazilerimize min net borcumuz vardır. Onların bu fedakârlığını unutmamak ve onların savunduğu davaya sahip çıkmak vazifemizdir. Onların, din, iman vatan ve millet için mücadele ettiklerini nesillerimize de öğretmeliyiz. Onları her zaman hayırla, minnetle ve muhabbetle anmalıyız. (Devam edecek….)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.