CANLAR GİDİYOR, CANLAAAR!!!

Virüs bulaşmaya ve öldürmeye tüm hızıyla devam ediyor. Dün Konya’nın tanıdığı M. Sırrı DEMİREL’in 31 yaşındaki, hayatının baharında, iki küçük çocuğu olan kızını toprağa verdik. Tabii virüs yüzünden.

Babamı erken yaşında, 59 yaşında kaybettim. Tam hayata atıldım, yedi yıl yatılı okudum, mezun oldum 6 ay sonra 1979 yılı, Şubat’ında babamı kaybettim. Babaannem sağdı. Sürekli ağlıyordu benim gibi. Kulağıma eğildi, Allah size evlat acısı vermesin dedi. Ve üç ay sonra babaannem de ruhunu teslim etti.

Kim ne derse desin, ateş düştüğü yeri yakar. Evet acı paylaşılır gibi gözükür ama asla paylaşılmaz. Zira acı kişinin yüreğindedir.

NE YAZACAĞIMIZI ŞAŞIRDIK…

Virüs çıkalı beri kalemimi nadir virüs dışında tuttum. Uyarıcı ve hatta kurallara uymayanlara hakaret edici yazılar yazdık. Ama ne çare?

Şu anda benim ülkemin tek ana gündemi olmalı. Nedir? Kovid-19’la mücadele.

Ediyor muyuz? Bence ediyor görünüyoruz.

Bu ülkenin gündemi, bu devirde patates, soğan, emekli amiraller, kaybolan dolarlar v.b. olmamalıdır. Tek hedef vatandaşın canını koruyabilmek olmalıdır.

TOPLU ULAŞIMA TAKILDIM…

Virüsle ilgili son tedbirlerin içinde yer aldı toplu ulaşım. Her şehir için büyük bir dert. Bulaşın ana kaynaklarından biri.

Tedbirler ne diyor? Ulaşımda yüzde elli kapasite ile çalışacak araçlar.

Ayakta yolcu alınmayacak.

Bu konuyu çözersek, virüs bulaşının büyük bir bölümünü hallederiz.

Şehir içi ulaşımda Belediyeler aktif rol almalıydı.

Minibüsler de aynı kurallara uyacak.

Beyler gelin görün ulaşımı. Bizler özel araçlarımızın içinde bile iki üç kişi iken tedbir alıyoruz da bu toplu ulaşımı kullanan gariban insanlar maske dışında ne tedbiri alacak. Yolcu yoğunluğu olan bu yerlerde, herkes aynı havayı soluyor. İçlerinden biri virüslü ise yetiyor.

Ben alanı daraltıyım. Konya için konuşayım. Kalabalık akşam ve sabah saatlerinde bir iki sefer ilavesi dışında ne önlem aldınız? Virüsün bulaşmasının can noktalarından birisi toplu ulaşım.

Peki şimdi yüzde elli kapasiteyle ve ayakta yolcu almama kuralıyla, taşımacılık yapıyor musunuz?

Boş, çalışmayan okul servisleri, otobüsler var. Siz yeter ki isteyin. Siz kısır çekişmelerle pire kadar hizmetin, deve kadar reklamını yapmakla vakit geçiriyorsunuz. Olan canlara oluyor.

İKİ ÖRNEK: İNGİLTERE VE NORVEÇ

Acaba bazı ülkelerde, virüsle mücadelede kurallar nasıl işliyor?

İki örnek veriyorum. İlki İngiltere’den.

İngiltere Kraliçesi 2. ELİZABETH’in eşi Prens Philip (99) vefat ediyor. Windsor Kalesinde tören düzenleniyor.

Salgın nedeniyle törene kaç kişi katılıyor? Sıkı durun! Tabi bu alınan bir kararla oluyor. İsmen belirlenen 30 kişi katılıyor. Ben bir şey söylemeyeyim, siz birde bizim ülkemizi düşünün.

Gelelim Norveç’e. Norveç Başbakanı Erna Solberg, bir aile toplantısı düzenleyip Başbakan 60. yaş gününü, 13 yakınıyla düzenlediği bir toplantı ile kutluyor. Kurala göre en fazla 10 kişi bir araya gelebilirken, başbakan 13 kişiyi topluyor.  Ve başbakana 2 bin 532 dolar ceza kesiliyor. Norveç emniyet müdürü Ole Saeverus, basın önünden başbakana verdikleri 20 bin Norveç kronu açıklıyor. Yaklaşık 2 bin 352 dolar.

Norveç Başbakanı halkından özür diliyor. Cezayı saygıyla karşılıyor ve ödeyeceğini belirtiyor.

Hayret ediyorum. İngiltere’de tarihe mal olmuş krallık ailesinden biri vefat ediyor, 30 kişiyle tören düzenleniyor. Kendi koydukları kurallara uymayan Norveç Başbakanına verilen cezayı, emniyet müdürü, televizyonda canlı yayında açıklıyor. Ve emniyet müdürü hala görevinde.

Demokrasi budur! Adalet budur! Hakkaniyet budur! Konulan kuralların hiç ayrım yapılmadan, herkes için geçerli olduğunun göstergesi budur. Kim ne derse desin alkışlarım İngiltere ve Norveç’e…

Şimdi anlıyor muyuz insanlar canları pahasına, boğulma pahasına bu ülkelere sığınmak için uğraşıyorlar.

Ben bunları yazınca tepki çekerim. Ama benim kalem Hakk’a hizmet eder.

Yahudi dediğimiz, hain İsrail vatandaşlarının çoğunluğunu aşıladı ve açık alanda maske kullanımını kaldırdı.

BİZDE İŞLER NASIL GİDİYOR?

Tabi virüsle mücadele için söylüyorum. Bazı üçüncü dünya ülkelerini örnek gösterip, Afrika ülkelerini örnek gösterip, biz iyiyiz demek çözüm getirmiyor. Onlar bizi hiç ilgilendirmiyor. Bizi biz, verdiğimiz can kayıpları ilgilendiriyor.

Tekrar ediyorum benim ülkemin ana gündemi, iktidarıyla muhalefetiyle tüm kurum ve kuruluşlarıyla VİRÜS olmalıdır.

Şahsi fikrimi söyleyeyim. İktidarda kalma hırsı, iktidar olma hırsı, makam ve mevki edinme hırsı yani kısır çekişmeler, bizi bu durumdan kurtarmadığı gibi daha da kötüleştirir.

Gün her şeyi bir kenara bırakıp, virüsle mücadele için kaynaşma günüdür. Buna çok ihtiyacımız var, zira işin içinde can kayıpları var. Allah bizlere kolaylık versin. Aşı konusuna hiç değinmiyorum. Hepimiz biliyoruz. Rabbim bu sıkıntılı süreçten bizleri kurtarsın. Esenkalın.