CEP TELEFONU REZALETİ

Şık bayan marketten içeriye girdi, elinde konuşur vaziyette cep telefonu vardı.

Bir elinde büyükçe bir çanta öteki elinde de market sepeti bulunuyordu. 

Eğitimli ve kültürlü görünüyordu.

Kulağı ile boynu arasına elindeki cep telefonunu sıkıştırarak yüksek sayılabilecek bir sesle konuşmaya devam etti. O anlarda sarışın bayanın hafif bükük görünen ince ve zarif boynu, iyice büküldü.

Reyonlar arasında ürün seçerken bayanla yan yana geldiğimiz dakikalar oldu. Sonra kendisi bir ara gözden kayboldu. O anlar bizim “Ohh.. be” değimiz anlardı. Yarım saate yakın zaman sonra kasaya geldiğimizde aynı bayanı, aynı şekilde telefonla konuşurken  gördük. Cep telefonu ile konuşa konuşa hesabı ödedi, konuşa konuşa da marketin kapısından çıkıp gitti.

Kamuya açık alanlarda cep telefonu ile uzun konuşmalar ve çoğu zaman geyikler sırf marketlerde mi yapılıyor?

Değil elbette.

Cadde ve meydanlarda konuşuluyor  hem de bağıra bağıra.

Restoranlarda konuşuluyor yüksek sesle.

Kafelerde konuşuluyor yüksek sesle.

Mağazaların soyunma kabinlerinde konuşuluyor orada bulunanların duyabileceği sesle.

Konuşmadan rahatsız kolan görevli kabinin kapısından içeriye soruyor: “Nasıl oldu?”

İçerden cevap: “Daha giyemedim.”

AVM’lerin tuvaletlerinde ayak üstü işerken kulak ile boyun arasına sıkıştırılan cep telefonu ile konuşanlar görüyorsunuz.

Elde kamış, kulakla boyun arasında telefon medeniyetin rezaleti olmalı.

AVM’lerin tuvaletlerinde de  s……. Cep telefonu ile konuşanları çıkardıkları sesten anlıyorsunuz.

Kamuya açık alanlarda cep telefonu ile konuşmayı ayrıcalık olarak algılayan keyfi zihniyet yaygınlaşmakta.

Toplu ulaşım araçlarında cep telefonu ile muhabbet.

Otobüs, minibüs, tramvayda muhabbet.

Yolda bisiklet üstünde muhabbet.

Yolda motosiklet üstünde muhabbet.

Diş hekiminin koltuğunda muhabbet.

Göz hakeminin koltuğunda muhabbet.

Cep telefonu ile muhabbet edilmeyen alan kalmadı artık.

Bir de devlet memurlarının telefonla muhabbeti var ki, insanı çıldırtan cinsten.

Belediyede işin var.

İlgili memura derdini anlatmaya başlıyorsun. O anda memur ya da memurenin cep telefonu çalıyor. Hadi başladı derin muhabbet. Konuşmaların dakikalarca sürdüğü anlar oluyor. Can sıkıcı olmaktan öte bir durum. Ayrıca sorumsuzluk ve görevi aksatma. Sonra vatandaşa saygısızlık.

Tapuda aynı rezalet.

Sağlık kurumlarında aynı rezalet.

Bankada aynı rezalet.

Vatandaşın işinin düştüğü her kamu kurumunda aynı rezalet.

Cep telefonu ile her ortamda konuşmak bizim toplumumuzun hastalığı haline geldi.

Dünyada cep telefonun en fazla kullanıldığı ülkeyiz.

Cep telefonu edinme yaşı, beş yaşa kadar düşmüş.

Büyükbabalar, büyükanneler, babalar, anneler, büyük kardeşler küçük çocuklara cep telefonları almaya başladı.

Cep telefonu fren gerektiriyor .

Fakat freni yok, çünkü siyaset var.

Siyaset, her türlü değerin üstüne çıktı.