ÇİFTÇİ NİYE BU KADAR ÖFKELENMİŞ?

Vallahi beni seven, bana değer veren kıymetli büyüklerim beni bana bıraksalar bugün dile getireceğimiz çiftçi, ova, sulama, Beyşehir gölü … gibi taaa Karamanoğlu Mehmet Bey’in 1200 lü yıllarda bile su yüzünden birbirine giren 5 köyü silah kılıç zoru ile yönetmesi işlerinden “bana ne” der arkamı döner kaçarım.

Çünkü bu SU konusunda silah zoru dışında çözülemeyen mesele günümüzde siyasete dayanacak ve ister istemez taaaa Sayın Cumhurbaşkanımıza kadar uzanacak.

Haaa Sayın Cumhurbaşkanı bu işin böyle olmasını ister mi?

Asla … Asla …Asla…

Yapılan hatalara göz yumar mı?

Reis… Hataya göz yumacak haaa !

Elbette ki asla…

Amaaaa taaaa ANAP döneminden tamamen iyi niyetle başlayan ve bugün gelinen noktada gözden kaçanlar ile gelinen nokta bu.

………..

Önce Konya tarihinin tartışılmaz yerli köklü ve başarılı ailelerinden, örnek ailelerinden BAŞARAN ailesinin yaşayan efsane isimlerinden Ali Kemal Başaran abim Konya’da olmasa da bizi her gün sıkı sıkı takip eden büyüklerimizdendir.

Pazartesi günü SU konusuna ucundan dokunduk yaaa.

Bakın Ali Kemal abimiz bizi nasıl bilgilendiriyordu;

“Uğur kardeşim,

Siyaset ve bürokrasi arasına sıkışıp emekli olan DSİ 4 bölge müdürü ile ilgili yazınıza katkı vermek bilgilendirmek için aşağıdaki yazıyı hazırladım.

Gelişmekte olan ülkelerde kıt olan kaynakların, ülke refahına en fazla katkıda bulunacak projelere ayrılması, öncelikle yapılması büyük önem taşımaktadır. Kıt kaynakların iyi planlanmamış ve denetimi gereği gibi yapılmayan, projelere tahsis edilmesi ülkenin ve yöre halkının geleceğini olumsuz yönde etkilemektedir.

Öngörülen bitirme sürelerinde tamamlanamayan ve hedeflenen bütçelerini aşan projeler göz önüne alınırsa, geleceklere umut olması için yapılan projelerin bilimsel kurallar doğrultusunda hazırlanması gerekliliği önemli bir boyut kazanmaktadır.

Son günlerde meclis gündeminde ve basında yer alan Konya Ovası Projesi (KOP) kapsamında yapımı süren ve Göksu havzasındaki suyu Konya Ovası ile buluşturacak Apa- Hotamış İletim Kanalı, saniyede 100 metreküp debisiyle Konya ovasını suya doyuracak.

KOP'un en önemli adımı olan "100 yıllık rüya" Mavi Tünel Projesi ile Bağbaşı, Bozkır ve Avşar barajlarında toplanan suyu Konya Ovası'nı sulayacaktı.

Kızılırmak'ın yıllık ortalama debisi saniyede 50 metreküp bunun iki katı büyüklüğündeki debiyi taşıyacak AHİ Kanalı ile Akdeniz'e dökülen suları Konya Ovası'na aktarılacaktı.

Yaklaşık 180 bin hektar alana modern sulama şebekeleriyle hayat verilecek, bolluk ve bereket getirilecek. DSİ'nin büyük yatırımları arasında yer alan kanal, 3,5 yıl gibi kısa sürede tamamlanacaktı.

Çiftçilerin büyük bir heyecanla beklediği Konya Ovası Mavi Regülatörü ve Apa- Hotamış İletim Kanalı’nın akıbeti yılan hikayesine döndü.

2012 yılında yapımına başlanan 2017 yılında bitirilmesi planlanan ve şu ana kadar 2020 fiyatlarıyla 541 milyon TL harcanan proje, kanalın defalarca çökmesi nedeniyle bir türlü bitirilemedi.

Apa Hotamış isale kanalı 125 km uzunluğunda beton kaplamalı olarak yapılacak güzergah olarak yer yer yeri yarmadan, yer yer dolgudan geçmekte. İhalesi 2012 de 158 Milyon TL' ye zemin etütleri yapılmadan aceleyle Bakan Veysel Eroğlu zamanında ihale edilmiş ….. İNŞAAT üstlenmiş.

Tasdikli projeye göre işe başlanmış, ancak yapım esnasında kanalın geçeceği güzergahta problemler baş göstermiş (şişen kil, obruk, düden  vs) yerlerden geçen kanal projesi hazırlanırken bunlar göz önüne alınmadan yapılmış.

Yapım esnasında DSİ müteahhit tarafından ikaz edilmiş projenin eksik olduğu dile getirmiş ama çoğu zaman bu öneriler ret edilmiş.

Sonunda işe yüzde 19,45 keşif artışı verilerek 188 milyon TL 'ye çıkmış bu hali ile iş tamamlanmış. Sulu kabul esnasında kanalda su tutulmamış ve iş bu hali ile tasfiye edilmiş ve yeniden tamamlama projesi olarak ihale edilmiş.

DSİ 4. Bölge müdürlüğünde çalışan bu ihalenin yapımını kontrol eden mühendisler ne kadar bu konuda deneyimli acaba?

Bu görevlendirmeyi yapan müdürlerin ve kontrol mühendislerinin hiç mi suçu yok?

Devlet yatırımlarında hataları olan siyasetçilere, bakanlara, müdürlere, projecilere, kontrol mühendislerine, işi yapan müteahhitlere hiç ceza verilmiyor acaba neden?”

………………

Ali Kemal abim konuya böyle açıklık getiriyordu.

……………

Bizi aynı konuda arayan ve bu işe Sayın Mehmet Keçeciler, Mustafa Dinek zamanlarından gövdesini koyan bir yandan çiftçi, biryandan DSİ’nin en üst düzey yöneticilerinden birisi olan üstüne üstelik de o dönemde ANAP’lı, bugün ise kuruluşundan bu yana AK Partili olan abim Karkın’dan arıyordu.

“Ben çiftçi çocuğuyum” diyen abim çiftçinin öfkesini ve kırgınlığını şöyle özetliyordu;

“Uğur’um önce şunun altını kesinlikle çizmemiz gerekir ki bu işte Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyin bir suçu kusuru asla yok.

Bunun yarı sıra ne direk AK Parti’de görev yapan siyasileri ne de DSİ yetkililerini kötülemek bizim yapımızda asla olmaz. Bize yakışmazda.

Projede yanlışlar var mı? Var.

Bu sadece toprağa çiftçiye zarar vermiyor ki. Bu bir milli servet. Yani senide etkiliyor beni de. Sonuçta hepimiz zarar görüyoruz.

Şunu da çok iyi biliyorum. Senide yıllardır tanırım. Hükümet için direk kötü bir şeyler yazmak senin defterinde de yok.

Ve gelinen noktada siyasetçilere de DSİ yetkililerine de “Bunu niye şöyle yapmadınız?” “Bunu da böyle yapmadınız” demenin de anlamı yok.

Biliyorsunuz Sayın Keçeciler zamanında seninle biz DSİ yöneticileri dağ taş yol toz her alana adım adım gittik birlikte yaşadık.

Dünya Bankasından, ARAP Bankasından nasıl burası için para alındığının da sen canlı şahidisin.

Bu SU işinin ortak çözümü için DSİ ve Tarım İl Müdürlüğünün yüzde yüz birlikte çalışması gerekiyor.

Bak ben şu anda alandayım. Tarladayım.

Kardeşim el insaf. Ekin 5 defa sulanmaz ki. Hem yazık hem günahtır.

Yer altı suyunu bitirdik.

Bizimde yani çiftçininde kesinlikle yeniden bir dizayn edilmesi gerekiyor.

Yahu taaa 1200 lü yıllarda herkesi dinmeyen tek tek onlarla oturup konuşan Karamanoğlu Mehmet Bey beş ayrı köyün temsilcisini toplamış.

Demiş ki;

“İnli köyü 11 defa sulama yapacak, falanca köy 5 defa sulama yapacak, falanca köy 7 defa sulama yapacak” demiş bu SU işini yönetmiş.

Bunun tarihi belgeleri mevcut.

Bunlar masal değil ki.

Biz gelinen noktada Beyşehir’in SİT alanı ilan edilmesinden tutta su projesine kadar bir şeyler yaptık. Yaptık. Ve bu noktaya geldik.

Burada artık suçlu aramanın bir anlamı yok.

Tek acı bir gerçek var.

Çiftçi tarif edemeyeceğim şekilde öfkeli.

Ben Konya için ülke için bu durumu senle paylaşmak zorundayım”…

………..

Bu abimize de teşekkür ettik. Abimizin konuşmalarında daha pek çok şeyi not aldık. Cahilliğimizi giderme adına girdik bilgisayara birkaç kelime öğrenmeye çalıştık.

Bendeki son kanaat bu iş daha çok SU götüreceği.

BİONTECH ARTIK AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİNDE

Sağlık Bakanı Koca’nın sosyal medya mesajları ile öğreniyoruz ki artık aşılamada yine o ümit edilen hızlı döneme geçişin son aşamasındayız. Zaten öğretmenlerimiz için belirlenen takvim icraata geçerse çok büyük bir rahatlama olur diye tahmin ediyorum.

Bu arada sağlıkçı dostlarımızdan da yeni yeni bilgiler edindik.

Mesela eski adı Sağlık Ocağı olan yeni adı Aile Sağlığı Merkezleri bizim anlayacağımız dilden 4 sınıf imişler. Bunlar A, B, C ve D Kategorilerinde değerlendiriliyorlarmış. Buralarda şimdiye kadar bilindiği gibi Biontech aşısı yapılmıyordu. Son alınan karar ile artık A ve B statülerindeki Aile sağlığı merkezlerinde de bu aşılar yapılacakmış. Böylece hem insanlarımızın hastanelere gitme ulaşımdaki zorlukları ortadan kaldırılmış olacak hem de hastanelerde ki yoğunluk alınmış olacakmış.

Bu vesile ile bizde Sayın Prof. Mehmet Koç hocamıza ve ekibine teşekkür ediyoruz.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

EY CAN! Kazandıkça bölüşemiyorsan ELİNİ sorgula. Konuştukça kırıcı oluyorsan DİLİNI sorgula. Yürüdükçe menzilden çıkıyorsan YOLUNU sorgula. Ömür geçtikçe yerinde sayıyorsan GÜNÜNÜ sorgula. Sevildikçe vefasızlaşıyorsan GÖNLÜNÜ sorgula. Hangi hâlde olursan ol SONUNU sorgula.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?      

Adalhan kavşağında yayalar kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçmek için araçların önüne atlamadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.

ugur_ozteke@hotmail.com