ÇİFTÇİLER GÜNÜ VE RECEP KONUK
17 Mayıs 2019, Cuma 09:0314 Mayıs Dünya Çiftçiler Günüydü.
Böyle bir çok anlamlı günde olduğu gibi, Dünya Çiftçiler Günü’nde de bir takım yetkili kişi ve kurumlar çıktı, konuştu.
Yapılan konuşmalar klasik diyebileceğimiz birer anma günü konuşmalarıydı. Mesela; Anneler Günü’nde, Babalar Günü’nde, Sevgililer Günü’nde ve benzeri günlerde yapılan konuşmalar gibi. Tek fark araya “destek” sözcüğünün girmesiydi. İşte bunu esirgemediler ve tarım sektöründe tek sorun bu olmasa da, bunu söylediler.
Dünya Çiftçiler Günü’nde daha kapsamlı, daha kapsayıcı ve daha ayrıntılı faaliyetler gerçekleştirilmeliydi. Sorunun temeline kadar inilmeliydi. Bu gerekli mi? Elbette gerekli. Ülkemizde tarım sektörünün mecburiyetten geri vites yaptığı ve hatta can çekişmeye başladığı bir dönemde, böyle faaliyetler artık yapılmalı. 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü sektördeki sorunların masaya yatırılması ve çiftçinin moral motivasyonu bakımından müstesna bir fırsattı. En başta Bakanlık, üniversiteler, ilgili kurumlar, kuruluşlar 14 Mayıs’ı önemle ele almalı ve değerlendirebilmeliydi. İlgisizlik ve suskunluk sorunları kabullenmek anlamına gelir ki, bundan daha büyük bir felaket olamaz.
Tarım Bakanlığı sektörde yaşanan sorunları giderebilmek için çeşitli politikalar geliştiriyor. Bakanlık önlem üstüne önlem alıyor. Sektörde yer alan aktörleri teşvik ediyor ve destekliyor. Ama yeterli olmuyor. Hububat ekim alanları başta olmak üzere, bakliyat ekim alanları, sebze-meyve ekim alanları daralıyor. Hayvancılığımız yok oluyor. Sektörde ihraç eden ülke olmaktan hızla uzaklaşırken, büyük bir hızla lithal eden ülke olduk.
Demek ki günü kurtarmak amaçlı politikalarla sorun çözülecek gibi değil. Sorun, daha derinlerde. Dolayısıyla ülke olarak topyekün bu sorunun üzerine gitmemiz lazım. Ya değilse ülke insanlarının dünyanın hangi coğrafyasında olduğunu dahi bilmediği ülkelerden tarım ürünleri ithal etmeye devam edeceğiz. İnsanlarımız ne kadar sağlıklı olduğunu dahi bilmediği bu ürünleri yemek mecburiyetinde kalacak. Çürük soğanlar, çürük patatesler, ait olduğu ülkede ilaçlanmış bakliyat ürünleri, sebzeler, meyveler evimizden, soframızdan eksik olmayacak. Anlayacağınız Gıda güvenliği hiç bir zaman bizim insanlarımızın hayatında olmayacak.
14 Mayıs Çiftçiler Günü sorunların konuşulması için kıymetli bir gündü. Herhangi bir anma günü de değildi. Hiç değilse böylesine anlamlı bir günde, tarım sektörünün sorunları daha özelde de çiftçilerin sorunları çok geniş katılımlar halinde ele alınmalı ve gündeme getirilmeliydi. Bakanlık başta olmak üzere, bünyesinde Ziraat Fakülteleri, Gıda Mühendisliği Fakülteleri, Çevre Mühendesliği, Beslenme ve Diyetisyenlik bölümleri bulunan üniversitelerin rektörleri, dekanları, sonra ilgili odalar, kurumlar ve kuruluşlar ülke çapında ve sorunun çözümünü amaçlayan etkinlikler ortaya koymalıydı. Sorunlara teşhis konulmalı ve çözüm önerileri getirilmeliydi. Ülke olarak bunu yapmalıydık. Kimin ve hangi kuruluşun ne yapacağını bekledik. Baktık ki, söylenen sözler böyle günlerde alışılmış sözlerdi. Biz tam da böyle olmamasının gerektiğini düşünürken, bizden olan yani Konya’dan farklı ve ezber bozan bir ses çıktı ve dedi ki “Tarımsal üretim ve gıda güvenliği bir milli güvenlik meselesi olarak görülmeli.” Kim dedi bunu? 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü nedeniyle, PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk dedi. İşte söylenmesi gereken söz bu.
Recep Konuk 20 yıldır bu şehirde ve bu ülkede Pancar Kooperatifleri marifetiyle tarıma her türlü desteği veriyor. Ülkede tarım ve tarımsal sanayinin gelişmesi için dünyanın her yerinde faydalı olacak bir şeyler arıyor, araştırıyor,buluyor,üretiyor ve tesisler kuruyor. Yetmedi, sorunu teşhis ediyor ve çözüm önerileri getiriyor. Hizmet ettiği çiftçinin çok iyi bildiği söz olan “Gün ola, harman ola”hesabı yapmıyor.
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk’un yaptığı diğer tespitlere bakalım. Başkanın sözleri genelde tarım sektöründe yaşanan sorunların özünü ve ne yapılması gerektiğini ortaya koyuyor.
İşte o sözler..
- 14 Mayıs hatırlama günü değil, çiftçiyi yüreklendirme günü olmalı.
- Çiftçi umutsuz, yılmış ve beklemekten yorulmuş vaziyette,
- Çiftçiye finansman, üretim planlaması, tarımsal AR-Ge desteği sağlanmalı,
- Çiftçiyi ithal ikamesi ile terbiye etmeye kalkmamak lazım,
- Sektörde ucuz üretim ve verimliliğgi artıracak çareler bulmak lazım,
- Tarım ve gıda asla vazgeçilmemesi gereken önemli konular olmalı,
- Ülkede yeni bir ekonomik sıçrama için tarım sektörü sağlıklı bir yapıya kavuşturulmalı,
- Maliyet fiyatlarının artmaması gerekiyor,
- Verimliliği artıracak çarelere odaklanmalıyız.
Ve.. O çok önemli söz :” Tarımsal üretim ve gıda güvenliği bir milli güvenlik meselesi olarak görülmeli.”
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nden geriye kalan en anlamlı değerlendirmeler; Konya’dan, bizden olan bir insan tarafından yapıldı. Söyledikleri de, sözleri de farklıydı ve birileri tarafından mutlaka söylenmnesi gereken sözlerdi. Keşke ülkemizde böyle farklı düşünen insanların sayısı fazla olabilse. Tarım sektöründe yaşanan sorunların çözümü için doğru tespitler yapan ve öneriler getiren insanlara ve kurumlara ihtiyacımız var.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.