Çoklu Maaş, Siyasi Etik, Asil-Vekil

“Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde”..

Siyaset tarihimizde en çok duyduğumuz cümlelerdendir. Doğrudur da, asırlar önce coğrafyamıza yönelik planlarını yapmış emperyalist güçler 98 yıl önce ülkemize yönelik planlarının suratlarına çarpılmasının da ezikliğiyle hiç vazgeçmeyecekler düşmanlıklarından. Biz siyasi bölünmüşlüğün de etkisiyle çok fazla iç siyasete döndük. İç siyaset ise özellikle sanal alemde hizmet yarışı değil tutmadığımız tarafı kötüleme kampanyaları şekline dönüştü maalesef. Muhalefet  “bizim görevimiz iktidara muhalefet, emperyalist güçlere muhalefet etmek iktidarın görevi” diye düşünüyor olmalı. Tarihimiz içeride birbirimizi yerken bile gereğinde bir ve beraber olduğumuzun sayısız örnekleriyle dolu, genlerimizde var, bu da ülkemizin ebediyete kadar var olacağının güvencesi.

“Tencere dibin kara” siyaseti şeklinde tutmadığımız tarafın hata ve yanlışlarını kamuoyu önüne seriyoruz da aslında biz bize benzeriz ve yanlışlarımız bile ortak. Buyurun iktidara en fazla yapılan 21-B ihaleleri eleştirisine. Rekabeti kısıtlayan davet usulü ihalelerin tartışılması doğal ama aynı yöntemle ihaleleri muhalefetin de belediyelerde uyguladığı gerçek. (Çiğdem Toker, Sözcü, 28 Eylül 2020,”21-B’yi CHP’li belediyeler de sevdi”)  Diğer haklı eleştiri konusu yap-işlet-devret yatırımları. İktidarın büyük projelerde uyguladığı yöntemi örneğin  CHP Nilüfer Belediyesi bir tanesi de park alanına kebapçı işletmesi olmak üzere pek çok ihalede gerçekleştirmekte. (Mustafa Özdal, Bursa Olay gazetesi, 3 Temmuz  2021)

Son günlerde en çok kamuoyu tartışması muhalefetin dile getirdiği çoklu maaşlar. Kamu görevi yapanların birden fazla makamda görevlendirilmeleri ve birden fazla görevden aldıkları çoklu maaş bence haklı eleştirilere neden olmakta ve muhalefet bunu dillendirmede çok başarılı. Bu yöntemin mucidi AK Parti değil ama günümüzde en yaygın uygulayan Ak Parti. Muhalefetin bu konuda farklı düşündüğünden emin değilim. Mesela Belediye şirketlerinde yönetim kurulu üyesi  ve danışman olarak görevlendirilenlerin isim ve maaşları açıklanırsa görürüz ancak CHP’nin İş Bankası yönetim Kurulu’na atadığı üye Sn. Murat Karayalçın ve elbette tek maaşlı değil.

Yasal olan her şey etik ve adil olmayabilir. Bence her partinin ayrı ayrı kaleme aldığı ve elbette uzlaşılamadığı için gündem dışı kalan Siyasi Etik Yasası bu dertlerin dermanı olabilir. Düzeltilmek istenirse birden fazla göreve atanma ve çoklu maaş, 21-b ihaleleri, Yap-İşlet-Devret Projeleri bile kamuoyunu rahatsız etmeyecek çözüme kavuşturulabilir yeter ki istenilsin.

Hiçbir görevde vekil asilden daha fazla hakka sahip olamaz. İstisnası her biri değerli milletvekilliği görevi. Bir çok artı hakları var vekillerimizin milletin fertlerine göre. Mesela  bir vatandaş memur olarak görev yaptığı kamudan emekli olduktan sonra kamu veya kamu sayılan kurumların şirketlerinde bile göreve başlasa hizmet ünvanı ne olursa olsun tüm emekli maaşına veda etmek zorundadır. İstisnası milletin vekilleri ve Cumhurbaşkanımızın istisnai çalışma arkadaşları. Şimdi siyasi samimiyet testi. Bence kendisi de hem emekli hem de milletvekili maaşı alan (siyaset tarihimizden bildiğim tek istisna rahmetli Adnan Kahveci idi)  Sn. Kılıçdaroğlu dahil bir çağrı, “var mısınız bu konuda vatandaşla eşitliğe?” Madem çoklu maaşa karşıyız, bunu düzeltmek kamuoyu önünde düzeltenlere de takdir sağlar. Hayal belki ama ne yapayım, bu da vatandaş Ahmet Öztemel hayali olsun.

Yangın felaketinin yaşadığımız son felaket olmasını ve bir an önce son bulmasını diliyorum.

Sağlıklı, mutlu, huzurlu günlerimiz olsun. Saygıyla.