DERLER! NE DERLER! NE DERLERSE DESİNLER!
29 Ocak 2019, Salı 08:30Evet! Yetmişli yıllar ve seksenli yılların başında Konya’da içkili restoran işleten ‘Kime ne Halil’ deyişiyle bilinen Restoranın camında yazılıydı bu deyiş.
Derler! Ne Derler! Ne derlerse desinler! Kime ne Halil’in yeri…
Şimdiki İş Bankası, Eski Belediyenin karşısında idi yeri.
Sonra Meram son durağa da açmıştı bir şube…
Duvarlarında ve peçetelerinde veciz sözler yazılıydı. İçki içip sapıtmama konusunda uyarılarla doluydu…
Sonra ne hikmetse Halil Bey’in İzmir’e gidip yerleştiğini öğrendik.
Meyhane görüntüsü dışında, içkili restoranı Konya’ya tanıtanlardan biriydi. Ölmüşse Allah rahmet eylesin, günahlarını affetsin.
Yaşıyorsa rabbim uzun ömürler versin. Tövbelerini kabul etsin. Şimdi gelelim konumuza. Bu deyiş aklıma nereden geldi? Kime ne Halil aklıma nereden geldi?
Seçimler yaklaşıyor. Siyasiler meydanlara çıkıyor. Belediye Başkan adayları falan konuşuyor.
Bir şeyler söylüyor herkes. Eski Milli Eğitim ve Milli Savunma Bakanı (Ak Parti) Sayın İsmet YILMAZ bakın ne diyor. Sivas’ta seçmenlerden Ak Parti Belediye Başkan adayına oy vermelerini istiyor. ‘Oy verin ki yarın mahşerde kurtuluş belgeniz olsun’ diyor. Yani başka partinin adayına oy verirseniz, ahrette sıkıntı olur demeye getiriyor. Gülmemek elde değil.
Söylenecek de çok söz olur ama ben sadece hiç yakışık almamış, yazık demekten ödeye bir şey söylemeyeceğim. Yahu Cennet bu kadar kolay mı?
Ankara Büyükşehir Belediyesi CHP adayı Mansur YAVAŞ çıkıyor, dolduruşa geliyor, ‘Hayvanlara zarar verenler hep dindarların çocukları’ diyor. Vay anam vay! Al bir kaya misali… 2014 seçimlerinde de Mansur bey adaydı. Sloganlarından biri de ‘Mansur Yavaş, Yavaş Gardaşım Yavaş’tı… ama Mansur Bey devirdiği çamın farkına varıyor. Ve bütün hedef aldığı kesimlerden özür diliyor. ‘Haddimi aşan söylemlerde bulundum’ diyor. Dilin kemiği yok ki Mansur Bey! Dikkat etmek gerekir.
AKP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet ÖZHASEKİ durur mu? ‘Avrupa’da, en çok üniversiteyi bitirenler, Türkiye aleyhine faaliyet gösteriyorlar’ diyor. ‘İmam-Hatipliler çok iyi’ diyor. Onlar bu tür işlere karışmıyorlar gibi laflar ediyor.
Yahu durup dururken nereden çıktı bu laflar? Üniversiteyi bitirip Avrupa’da ülkesinin lehine çalışan Türkler yok mu dur acep! İmam-Hatipliler hiç suç işlemez mi acep? Sayın Özhaseki nereden ihtiyaç hissettiniz bu kıyaslamaya? Gerek var mı? İnsanın olduğu yerde suç, yanlış mutlaka olacaktır.
Sonra bir bakıyorsunuz söylenenlere tepki gelince önce taraftarlar tribünden sesleniyor. Aslında öyle demek istemedi felan, feşmekan. Sonra sözü söyleyen de çıkıp, ‘Ben şöyle demek istemiştim. Beni yanlış anladınız’ diye bizzat söylediği sözü inkar cihetine giriyorlar.
Bir zamanların siyasetçisi Mesut YILMAZ, çok yavaş aheste, duraksayarak tane tane konuşurdu. O bile hata yapardı...
Hani Karadenizli horon tepen ve çok hızlı oynayan folklor ekibi, Ege’nin çok yavaş oynanan, efelerin Zeybek oyununu görünce, ‘Bu kadar düşünerek oynasak bizde birinci oluruz’ demişler.
Eeee! Haklılar yani.
Seçimler yaklaştıkça siyasilerden ne laflar, ne gaflar duyacağız. Doğaçlama konuşunca hata payı da artacak.
Tekrar Kime ne Halil bey aklıma geldi.
Siyasiler de derler! Neler neler derler! Ne derlerse desinler sizler, bizler işimize bakalım.
Boş verin onlar konuşsun. Canımızı sıkmaya değmez.
Yine bir şey aklıma geldi. Yetmişli, seksenli yıllarda Konya’da içkili yerler çoktu. Konya olarak alkole tepki verdik. İyi de içkili yerler ruhsat alamayınca ne oldu? İnsanlar arabalarına bindi, Akyokuş’a, Sille bağlarına, Çayırbağı yolunda arabalarının içinde, bağ evlerinde alkol almaya devam ettiler.
İçkiye tepki artınca ve biraz yasaklanınca, yalan mı azaldı? Fuhuş mu azaldı? Faiz mi azaldı?
İnsanları kötülüklerden, zararlı alışkanlıklardan alıkoymanın yolu, yasaklar değil, insanları eğitmektir.
Sigara yasağı dediniz, çok daha zararlı Nargile Salonlarını hortlattınız.
Sigara yasağı deniniz ama insanlar kaçak göçek kapalı yerlerde, iş yelerinde, pasajlarda, iş merkezlerinde sigara içmeye devam ediyorlar.
Kamudakilerde yasağa uymaya çalışıyorlar. Kurumların önünde kadınlı erkekli gençlerimizi özendirici ‘sigara’ içmelerine devam ediyorlar.
Kısacası manzara hoş değil. Kısacası yetkililer, bir zararlı alışkanlığı yasakla yok etmeye çalışırken, başka bir zararlı alışkanlığın önünü açıyorlar.
Bir zamanlar kötü alışkanlıklardan uzaklaştırmak için, YEŞİLAY diye bir kurum vardı. Halen de var ama hiç etkisi yok.
Ne söyledik, nerelere geldik.
Özlü söz söyleyene şapka çıkarırız, ama refleksle konuşup, beyni işin içine katmayanlara da itibar etmeyiz. Ne derlerse desinler.
Kalın sağlıcakla…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.