DEVLET VATANDAŞINA SAHİP ÇIKMIYOR!!!
10 Temmuz 2015, Cuma 00:00Aslında devlet vatandaşına sahip çıkarmış gibi görünüyor ama onları kurum ve kuruluşların insafına bırakıyor.
Bankalarla vatandaşların ilişkilerine bir göz atalım. Bankalar karınca duası gibi hazırladıkları sözleşme metinlerini bir suretini vatandaşa vermiyordu. Vatandaşın bankada bulunan parasından İŞLEM ÜCRETİ adı altında para kesiyorlar. Ruhunuz bile duymuyor. Farkına vardınız mı kırk dereden kırk su getiriyorlar. Hele kredi kartı aidatı. Güya devlet kredi kartı aidatı alınamayacağına hükmediyor. Bu kararı kim ipler ki. Bankalar başka isim altında örneği ÜYELİK adı altında kredi kartı aidatlarını vatandaşlardan alıyorlar. Bununla birlikte bir sürü uyduruk ad altında meblağları da vatandaştan tahsil ediyorlar. Sonra devleti yönetenler çıkıp bankacılık sisteminin güçlü olduğundan bahsedip, krizlerden etkilenmeyeceğini söylüyor. Haksız bir şekilde vatandaşa sırtını dayayan bankaya bir şey olmaz ama vatandaş batar. 20 milyon kart dağıtan bir bankanın 80 lira kart aidatı aldığını düşünün varın bankanın oturduğu yerden vatandaşı nasıl cukkaladığını görün. Aslında zenginler için kredi kartı, para taşıma endişesi için kullanılır. Yoksullar için kredi k artı ise olmayan parayı harcama anlamına gelir sonu malum. Zaten bankaların zengin müşterileriyle problemleri pek yoktur. Onlar yoksulun cebine gözünü dikerler. Sonra devlet vatandaşını koruyormuş ayaklarına son 5-10 yılın kart aidatlarını geri alabileceklerine hükmeder. Bankalardan geçmiş dönemlere ait ekstreler talep edilir. Dilekçe ile tüketici hakem heyetlerine müracaat edilecektir. Zaten işi başından aşkın bu kuruma müracaat edeceksiniz falan filan. Ey DEVLET! Bankalara vatandaştan hiçbir gerekçe göstermeden kafana göre aldığın paraları şu tarihe kadar iade et desene! Vatandaşa ne çile çektiriyorsun. Vatandaş LANET olsun diye işin peşini bırakıyor. Bu sefer kredi kartı aidatlarını ve kredi alırken DOSYA parası adı altında gasp edilen paraları “Paravan” şirketler sizin adınıza alacağını söylüyor. Kafanızı karıştırıyorlar. Devlet devlet olsa vatandaşı bankalar karşısında bu kadar aciz duruma düşürmez. Siz kendi paranızı almak için uğraşıyorsunuz. Bankalara bu haksız kesintiler için hiç cezai müeyyide yok…
Bir ara GSM şirketleri de vatandaşları az inletmedi. Hala da inletiyor. Onu bırakın sabit ev telefonlarına konuşsanız da konuşmasanız da aylık sabit bir ücret koldular. Vatandaş enayi nasıl olsa! O zaman elektriğe, suya, doğalgaza da aynı işlemi yapın! Vatandaş kullansa da kullanmasa da bir para ödesin. Nasıl olsa vatandaş keriz ya! Sabit telefonlarımın hepsini iptal ettirdim. Hani Reha MUHTAR söylüyor ya “Nerede bu devlet” cevap: Valla görmedik bilmiyoruz…”
Yine devlet vatandaşını belediyelerin insafına terk etmiştir. Emlak vergilerini kafalarına göre ayarlarlar. Çevre temizlik vergisi adı altında su faturalarından tahsil ederler. Su parası ödersiniz bir de ATIK SU parsı ödersiniz. Nasıl olsa keriziz ya… Atık suyun saati var mı? Ne gezeeer. Kullandığımız suya zam yapmıyor görünenler atık su ile size giydirirler. Belediyelerin bu tip ücretlere yaptığı zammı fark edemezsiniz bile. Fakir fukaranın kullandığı toplu ulaşım araçlarına yüksek oranda zam yaparlar. Belediyeler kazandıkları paraları da, uçuk projelerle çarçur ederler. Ellerinden iş gelmeyen belediyeler başkalarının işini yapmaya b aşlarlar. Stat yaparlar, Vakıfların restorasyonunu yaparlar. Yüzme havuzu yaparlar. 80 günde devri alem parkı yaparlar. Kelebekler vadisi yaparlar. Ona buna yemek verirler. Göstermelik İFTAR yemekleri ile kendi reklamlarını yaparlar. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan paralarla iftar yemeği verirler. Gezi düzenlerler. Hatta termal tesislere iktidardaki partinin ilçe yönetimlerini ücretsiz gönderirler. Teravih ve Cuma buluşmaları gibi ibadetlerini reklam aracı yapıp gazetecileri çağırırlar. Vatandaşın derdini dinliyormuş ayaklarına yatıp, yine bildiklerini okurlar.
Uçuk projelere paraları savururlar, Ayranı yok içmeye olan vatandaşları Ferace ile tuvalete götürmeye uğraşırlar.
Haram ve Helal kavramının birbirine girdiği en iyi yer BELEDİYELERDİR…
Yapılan hizmet faaliyetlerine SÜRE koyamazlar yani iş ne zaman biterse o zaman biter. Birde vatandaşı enayi yerine koyup “En kısa sürede” bitirileceğini söylerler.
Zira ne kendilerine ne de iş yaptırdıkları firmalara güvenleri yoktur.
Sadece belediyeler değil devletin diğer kurumları da aynı şeydir. Kültür Bakanlığı’na bağlı Karatay Medresesi RESTORASYONDADIR. Kapıda öyle yazar. Peki bu restore işi ne zaman bitecektir? Allah Bilir.
Unuttuğumuz şey Belediyelerin REKLAMLA yatıp kalktıklarıdır. PİRE kadar hizmetin, DEVE kadar reklamını yaparlar.
Vallahi belediyelere, kamu kurum ve kuruluşlarına başladınız mı, olumsuz şekilde ciltlerce kitap yazarsınız.
Artık şehir içi trafik için hem emniyetten, hem de belediyelerin Trafik Zabıtalarından ümidi kestik. Trafik polisleri adeta ANONS memuru gibi görev yaparlar. Belediyelerin Trafik Zabıta ekipleri altlarında lüks arabalar, Allah’a emanet görüntü çizerler. İşte Konya’nın hali unutulmamalı AT SAHİBİNE GÖRE KİŞNER… Mesaj alındı mı bilmem?
Oldum olası Tarım Hayvancılık ve Köy İşleri Bakanlığı’nın varlığını yokluğunu tartışırım. Bakanın Mehdi EKER, olduğunu bilirim.
Patatesi yoksul vatandaş 5 liraya yerken, kuru soğanı 3 liraya yerken, Peynir zeytin, tereyağ, sıvı yağ inanılmaz zamlanmışken, Fındık 80 lira olmuşken, Etin kilosu 22 liradan 35 liraya çıkmışken, Ceviz kabuklu 30 lira olmuşken Allah Aşkına bu ülkede Tarım Bakanlığının varlığından bahsedebilirmisiniz… 2,5 ay sonra Kurban geliyor. Vatandaşın hali ne olacak…
Devletin bir İSTATİSLİK KURUMU var. Enflasyon oranını o açıklıyor. Gıda da fahiş artışlar oluyor.
Yıllık enflasyonu %7,5 gibi açıklamak hangi vicdana sığar. Pinpong topun artışıyla mı enflasyon oranını açıklarsınız Allah aşkına?...
Vatandaşa zam verirken 6 aylık 3 mü olsun, 3, 5 mi diye alay edersiniz. 6 aylık 50-70 lira zammı bu vatandaşlara reva görürsünüz. Kendiniz hem vekil hem vekil emeklisi olarak aylık 25 milyarı (yeni para 25 bin) götürürsünüz. Bin-2 bin lira alanları hiç düşünmeyip utanmadan yüzdelik zam yaparsınız. Dolayısıyla çok ücret alan çok zam, az ücret alan az zam alır. Bu da sizlerin çok hoşuna gider. Vatandaşı kaderine terk edersiniz.
Etrafımızı AVUKATLAR sardı. Mahkemeler DOSYA’larla doldu. Hırsızlık aldı başını gitti… Her yıl yüksek sayıda POLİS alıyorsunuz. Aman sizler güvende olun vatandaş ne olursa olsun.
Sonra çıkıp biz niye OY kaybettik deyin, bunu da kendi içinizde tartışıp saptırıyorsunuz. Vatandaşların iniltilerini duymuyor musunuz? Gelir dağılımının adaletsizliğini değil rezaletini görmüyor musunuz? Vatandaşları kula kulluk eder hale getiriyorsunuz. İnsanları onu buna el açtırıyorsunuz. Vatandaşın hakkı olanları YARDIM adıyla reklam aracı olarak kullanılıyorsunuz…
Ey vatandaşlar, yani bizler. Hiç merak etmeyin. Hepimiz dünyanın veya ülkemin adaletine değil ama İLAHİ ADALETE inanırız. Yerin altını hepimiz göreceğiz. Bu dünyada ahkam kesenleri öbür tarafta Rabbim bize gösterir inşallah. Esen kalın.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.