DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ….
15 Aralık 2021, Çarşamba 09:202018 yılından bugüne aramızdan ayrılalı 3 yıl oldu.. Babamın en çok sevdiği Yahya Kemal BEYATLI ‘nın “Dönülmez Akşamın Ufkundayız “şiirini dize dize anlamı ile sizlere yazmak istedim. Zaman zaman bana kendi sesi ile okurdu. Şimdi dizelerde anlatılanı; babamın benim için erken olan yolculuğundan sonra daha iyi anlayabiliyorum.
Dönülmez akşamın ufkundayız. Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükûnlu gece.
Guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
Ya şevk içinde harap ol, ya aşk içinde gönül!
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.
Yahya Kemal BEYATLI
Dönülmez akşamın ufkundayız. Vakit çok geç;
Şimdi akıl iyice olgunlaşmıştır ama yeni bir iş kurmak için, bir başka şehre yerleşmek için, saz çalmayı öğrenmek için, hatta aşık olmak için vakit çoook geçtir.
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Fasıl; bölüm, dönem gibi anlamlar taşır. Hayatımızı türlü ümitler ve maceralar içinde yaşamışızdır. Bir değerlendirme yaptığımızda “Tüh! ” dediğimiz şeyler gibi, “İyi ki…” dediğimiz şeyler de vardır; ama artık yapacak fazla bir şey yoktur. İnsan kalan ömrüne bir çeki düzen verme konusunda isteksiz olur. Şair, belki de bu yüzden “nasıl geçersen geç” demektedir.
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
İnsan aklıyla da gönlüyle de bu hayatın böyle bitmesini kabullenemez. Hem babalarımız, dedelerimiz; hem kutsal kitaplar ölümün bir son olmadığı konusunda bize işaretler veriyor, vaatlerde bulunuyor ama buna rağmen ölüm zordur. Böyle bir teselliyle avunmak bile insanı kesmiyor, tatmin etmiyor.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükûnlu gece.
Şair, rindane bir yaklaşımla ölümü gözle görünür kılıyor, somutluyor; hayal gücünü şahlandırıyor. Ona göre, gökyüzünde geniş kanatları olan büyük bir kapı vardır. Bu kapının arkasında artık güneş görünmemekte, doğmamaktadır. Orası karanlıktır ve zaman kavramı işlemez. O kapıdan geçildiğinde bitmeyen sükûnlu bir gece başlayacaktır…Boşluk, huzur ve sessizlik… Zaman kavramı yok…derin bir uyku…
Guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!
Yahya Kemal’i Kadıköy, Moda veya Üsküdar sahillerinde İstanbul’un o doyulmaz siluetine hüzünle dalmış olarak gözümde canlandırıyorum bu dizeleri yorumlarken. Akşama da bir dostlar meclisinde arkadaşlarıyla, sevenleriyle buluşacak ve onlara, aradan geçen yıllara rağmen bu satırların yazarına ve siz sevgili okurlarına diyecektir ki: Gün batarken bu eşsiz manzara karşısında hayatta olmanın, yaşamanın değerini bil! Coşkuyla bir işe sarılmış olarak, gönlünde gerçek bir aşkla ve doyumlu yaşayarak geçir günlerini, bu bedene iyi bak, bir gemi gibi huzurla süzül o son kıyıya…
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.
Bizim dedelerimiz, sevilen, huzurlu, mutlu yaşayıp ölen kimselerin mezarlarında kendiliğinden “güllerin, lalelerin” açacağına; sevilmeyen ya da dengini bulamayan, ya da kırıklıklar ve mutsuzluklarla yaşayıp ölen kimselerin mezarlarında, bağırlarında ise “dikenler bittiğine” inanırlardı. Biz öyle yaşamalıyız ki mezarımızdan her bahar güller, laleler fışkırsın.
Mekânın cennet olsun. Nurlarda uyu babacığım.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Mevlüt Mülayim
22-12-2021 10:07Babanıza Allah rahmet eylesin, sizlere de sağlıklı ve hayırlı ömürler dilerim.