DUYGULARIMIZ (1)
19 Şubat 2021, Cuma 09:14Duygu nedir? His nedir? İşleyen hayatımızda bu kavramları sık sık kullanıyor olsa da bazen bu iki kavramın aynı şey olduğu kanısı vardır. Bugün sizlerle tüm canlılarda yer alan duygular konusunu işlemek istiyorum. Bu konuya farklı bakışlarla sizlere duygular, hisler ve bunların hayatımızdaki yerine değinerek duygularımızı doğru tanımayı amaçlıyorum.
Çevremizdeki insanlara “Duygu nedir” diye sorduğumuz zaman “öfke, üzüntü, mutluluk” diye açıklamaktadırlar. Devamında ise “peki onlar nedir?” diye sorduğumuz zaman ise “hissettiğimiz bir şeyler” diye cevap verirler. His ve duyguyu birbirine karıştırırlar. Birbirine sıkı bağlı bu iki kavram arasında belirgin farklar vardır. Duygunun yapısıyla hislerin yapısı birbirinden farklıdır.
Duygu (emotion) sözcüğünün kökü motere’dir. Latince “hareket etmek” anlamına gelen fiile "e-" ön eki getirildiğinde anlam uzaklaşmak olur ki bu, her duygunun bir harekete yönelttiği fikrini vermektedir.Fiziksel ve ruhsal sağlığımızı korumak için önemli olan durumlara karşı bizi hızlıca uyarır, ihtiyaçlarımızın karşılanıp karşılanmadığını değerlendirmek suretiyle bizim için neyin iyi veya kötü olduğu bilgisini bize verirler.
Daniel Goleman duyguyu şöyle tanımlamıştır : "bir his ve bu hisse özgü belirli düşünceler, psikolojik ve biyolojik haller ve bir dizi hareket eğilimi". Ünlü düşünür Descartes"duygu" kavramı, kanı ve inanç kavramlarına yakın olup"Bizim duygularımıza iyice ters düşen duyguları benimsemiş olanlar, bu yüzden, barbar ya da vahşi değildirler" demiştir.
Duygular otomatik eylem programlarıdır. Bu programlar uzun bir evrimsel süreç sonucunda oluşmuştur. Ayrıca bu program bilişsel bir parçayla da tamamlanır. Kişi zamanla bu duygusal eylemin farkındalığı hakkında yorumlarda bulunur. En basitinden "nasılsın" diye sorulduğunda otomatik olarak iyiyim ya da keyifsizim diye yanıt verir. Bedenimizdeki değişik eylemler duyguların parçalarını oluşturabilir. Yüzün kaslarının aldığı durumlar, beden durumu, bedendeki fizyolojik değişiklikler, iç organlardaki değişimler bir duyguyu oluşturan değişik eylemler olabilir.
Duyguların hisleri ise bu duygu yaşanırken o anda bedende ne olduğunun karmaşık algılarıdır. Hisler eylemin kendisi değil bu hislerin beyindeki temsilcileridir. İki türlü algı olabilir. Birinci algı iç organlardaki değişimlerin yansımasıdır. Örneğin bir kas gerginliğinin algısı olabilir. İkincisi ise o andaki zihinsel durumun algısıdır. Zihinsel algı haritalarını fark edemeyen canlılarda duygular olabilir ama bunların hissi karşılıkları eşlik etmeyebilir.
Stres bu duyguların hislerinin hissedilmesi olarak tanımlanırsa da aslında duygusal durumun değişimlerinin tümünü içeren bir kavramdır. Duygu ve hisler yanlış olarak birbirinin eş anlamıymış gibi kullanıldığından bu kavram karışıklığı olmaktadır. Duygu bedende olan birçok olayın toplamıdır. His ise bedendeki bu olayların beyindeki temsilleridir. Duygu bedensel bir durumken his zihinsel bir durumdur.
Yapılan son araştırmalara göre, duygularla ilgili bildiğimiz şeylerin çoğu yanlış. Hepimizin aynı şeyi hissettiği doğru değil ve herkes, insanların yüz ifadelerinden doğruları anlayamıyor.Önceki bilgilerimize göre, duygu oluşumu şöyle oluyor: Duyguları ortaya çıkaracak bir olay yaşanıyor, nöronlar tetikleniyor ve suratınıza kontrolünüzde olmayan ve duygunun niteliğine göre her insanda benzerlik gösterebilen bir ifade oturuyor. Sinirlendiğimizde kaşlarımızı çatıyor, üzüldüğümüzde dudaklarımızı büzüyoruz. Dünyanın hemen her yerinde insanlar, duygulara benzer yüz ifadelerini oturtuyorlar ve bu ifadeleri doğuştan tanıyorlar. Ancak bir yüz, söz konusu duygular olduğunda sizin kontrolünüzde olmadan bir ifade ortaya koyar mı? Bazı yüz ifadeleri ve bazı duygular birbirine evrensel olarak bağlantılı olarak düşünülebilir ancak bunu saklamak gibi bir yeteneğimiz yok mu? Ya da “mutluluk” deyince herkes aynı şeyi mi hissediyor?
Mutlu olun Mutlu kalın
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.