EĞİTİM SİSTEMİMİZ VE İBRİKÇİBAŞI
30 Kasım -1, Pazartesi 00:002014-2015 Eğitim yılını dün açtık. Açtık açmasına da eğitimin sorunlarını giderebildik mi ?
Tabii ki hayır!
Okul idarecileri mutsuz, Öğretmenler mutsuz, öğrenciler mutsuz veliler mutsuz. Söylermisiniz bu nasıl bir eğitim sistemi i eğitimin bütün ayakları mutsuz?
Daha öncede yazdım. Her gelen Bakana göre eğitim sistemimiz değişiyor. Yeni Bakan eğitim sistemiyle oynamayı işleyen çarkı bozup, yeni bir şeyler yapmayı hedef ediniyor. Bakanlarımız yaptıkları bu değişikliklere yenilik diyorlar. Yine tekrarlıyorum eğitimin milliliği kalmadı. Sürekli değiştirilen, adeta şamar oğlanına çevrilen bir eğitim sisteminin milli olması düşünülebilir mi?
Çocuklarımızın kaderini belirleyecek genel sınavlar yapılır ellerine yüzlerine bulaştırırlar. Çocuklarını okullara yerleştirmek isterler ellerine yüzlerine bulaştırırlar. İdareci ve öğretmen tayinlerini yaparlar ellerine yüzlerine bulaştırırlar. Bu nasıl bir Bakanlık Kadrosudur ki bütün bunları gerçekleştirir. ?
Önceki Bakan ÖMER DİNÇER eğitimi katledip gitti. Sov yet’ rejimlerinde gördüğümüz 60 aylık 5 yaşındaki çocuğu okula zorunlu kıldı. Yok, veliler rapor alacak çocuk gelişimini tamamlamadı diye felan fılan. İlkokul 5 yıldı 4 e indirdi. Ortaokul 3 yıldı 4 e çıkardı. Yahu bu bir yılı oynayınca eğitimde devrim oldu? Tam bir kaos oluştu ilkokulun 4 yıla inmesiyle ilköğretimden öğretmen fazlalığı ortaokulun 4 yıla çıkmasıyla öğretmen açığı oluştu. İlköğretimde derslik fazlalığı ortaya çıktı, orta öğretimde derslik açığı. Yahu anlatmakla bitmez. Sokaktan bir adan çağırın gelin bizim eğitimimizi katledin deyin, o bile bu kadar kötülük yapamaz.
Asker bir milletin Milli güvenlik dersini liselerden kaldıran yine Ömer DİNÇER dir. Her halde bu yönü ile de ideolojik olarak askerlerden intikam alsa gerek.
Meslek liselerinin, önünün açılması imam-Hatiplere yapılan haksızlıklar için fikrimle kale mimle verdiğim mücadeleyi, başörtülü kızlarımız için yine verdiğim mücadeleyi hatırlıyorum. Haksızlığın ve yanlışlığın hep karşında oldum.
Düşünebiliyor musunuz üniversiteye girerken bir kat sayı adaletsizliği vardı. Meslek Liseleri ve imam _Hatipler adeta kıyıma uğruyordu. Çocuk salak ve tembel ama okulun başarı puanından istifade edip iyi üniversitelere giriyordu. Yani elit burjuva kendi çocuğunun önünü açmak için adaletsiz bir sistemi yıllarca savundu. Çocuk fert olarak sınava girip okul başarısı olarak genel değerlendirilmeye alınıyor. Ne pislikler gördük. Sınav soruları çalındı. Bugün paralel yapı dediğimiz kesimin öğrencileri de haksız olarak üniversitelerde girdiler...
Gelelim okul içine! Öğretmenin idarecinin derdini kimse anlamaz.Bir tane it tipli öğrenci bütün sınıfın ,hatta okulun huzurunu bozar..Okula öylesine gelen ders çalışmayan huzur bozan öğrenci tipleri ne yapılabilir?Hiç bir şey ....
Çocuk öğretmeninden bire bir ders görürken derste başarılı olamıyor, zayıf alıp kalıyor. Ama bir üst sınıfa sorumlu geçiyor.O zayıf aldığı dersleri bir üst sınıfta hiç görmüyor. Altan derslerini hiç görmeden sorumluluk sınavlarına girip o dersleri verip geçiyor. Böyle bir sistemi okula sokan zihniyetin zekası sorgulanmalıdır. Yani öğretmeninden gördüğü 2-3 sınav olduğu dersten başarılı olamıyor. Ertesi sene bir üst sınıfta öğretmenle hiç görüşmeden o alttaki dersi bir sınavla hallediyor. Helal olsun !
Ey eğitimi idare edenler Ortaokul ve Lisede çok tembel okulu ve sınıfı rahatsız eden öğrencilikle alakası olmayan kişileri öğretmenler kurulu kararıyla açık ortaokul ve liseye zorunlu gönderin. Gönderinki okumak isteyen temiz pırıl pırıl gençlerimiz, bunun için çaba harcayan idareci ve öğretmenlerimiz rahat etsin...
Okulu kimliksiz kişiliksiz öğrenci tiplerinden arındırın...
Tabii bu yanımda idareci ve öğretmenlerin sorumsuzluğuna değinmeyeceğim . Sallar başını alır maaşını zihniyetiyle devlet memurluğu yapanları kınıyorum.
Cumhurbaşkanı ,Başbakan bakanlar bürokratlar iş adamaları yetiştiren öğretmenlerin ellerini ne kadar öpsek azdır.Onları tanıyoruz..
Peki toplumdaki gaspçı, tecavüzcü, hırsız, namussuz, fahişelerin öğretmenlerini de bir görsek. Ortaya çıksalar. Şu çocuk istismarını ben okuttum diyen öğretmen gördünüz mü ? Göremezsiniz ama bunları da okutan öğretmenlerin olduğu gerçek.
Gelelim konu başlığına eğitim sisteminiz ve ibrikçi başı
Osmanlı zamanında İstanbul gibi büyük şehirlerimizde Genel tuvalet var. Çeşme sistemi yok. Bu tuvaletlerin temizlik ve su temininde görevli kişiye ibrikçi başı deniyor.
İbrikler su dolu dizilmiş. Bir vatandaşın tuvalete gelir en baştaki ibriği alır almaz ibrikçi başı onu bırak 4. sıradaki ibriği al der adam ibriği bırakıp 4 sıradaki ibriği alır. Tam tuvalete girecekken o tuvalete girme! 6 numaralı tuvalete gir der. Adam buna da uyar. Adam işini gördükten sonra ibrikçi başının yanına gelir neden dördüncü sıradaki ibriği aldırdığını neden 6 numaralı tuvalete yönlendirdiğini sorar. İbrikçi başı nın cevabı ilginçtir. Bunları yapmasam Benim İbrikçi başı olduğum nerden belli olacak der.
Bizim her yeni gelen Milli Eğitim Bakanının yaptığı işte ibrikçi başının ifadesine benzer.
Eeee Milli Eğitim Bakanı oldukları nereden belli olacak?.
Yeni Eğitim yılımız hepimize hayırlı olsun
Esen Kalın
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.