EĞİTİMDE VAKA SAYISI ARTIYOR MU?

Bu hafta sonu haber ve yazılması gereken konular öylesine bereketli geçti ki hiç yerimizden kalkmadan bir haftalık yazı malzemesi birikti.

Haftaya şükrederek başlarken hemen kısa kısa Konya meselelerini yazmaya başlayalım o zaman.

BAŞKAN PEKYATIRMACI’NIN

HAKLI MUTLULUĞU

Cumartesi günü yazacağız deyip de yazamadığım bir konu vardı. Unutmadık atlamadık. Geçtiğimiz hafta sonu Perşembe ve Cuma günleri Selçuklu Belediyesi gerçekten anlamlı iki projeyi hayata geçirdi. Bunlardan birincisi Belediyenin törenle gerçekleştirdiği "Yaşayan Miras Ulusal Seramik (Çini) Yarışması Ödül Töreni ve Sergi Açılışı” programını idi. Türkiye genelinde açılan ve yaklaşık 3 ay gibi kısa sürede tamamlanan yarışmada sanatçılar sadece bir numunesi olan yani ikincisi olmayan eserleri ile sanatsal anlamda görsel bir zenginlik şaheser ortaya koymuşlar.

Ahmet Başkanın Cuma günkü programı ise Hacıkaymak’ta ki “Hatice Hatun Külliyesi” nin açılışıydı. Başkan Pekyatırmacı ve ekibi Selçuklunun o sosyal ve sanatsal pencerelerine ileriye dönük önemli yatırımları hamleleri ile adeta yola devam diyordu.

DOĞA SEVERLER VE YAYLA

SAKİNLERİNDEN MERAM’A TEŞEKKÜR

Doğa ve at tutkunu bir dostum aradı. Öylesine mutlu idi ki. Çünkü Meram Belediyesi ekipleri Loras Dağında bulunan 12 yayla yolunda gerekli kış sezonu öncesi gerekli çalışmalar için kepçeyi vurmuşlar.

Meram Loras Dağı Yaban Hayatını Koruma ve Gençlik Derneğinin girişimleri ile dağdaki 12 yayla yolu yaylada kalan insanlarımız ile doğaseverleri fazlasıyla mutlu etmiş.

PARAN YOKSA HASTANE KAPISINDA ÖL !

Hafta sonunda güzel gelişmeler olduğu gibi çok can sıkıcı ve düşündürücü gelişmelerinde tanığı oluyorduk. İsmini burada yazarak kendisini üzmek istemiyorum.

Ama bu şehrin tarihi markalarından birisinin sahibi geçtiğimiz günlerde sabaha karşı 5-6 sularında kendisinde biranda rahatsız hisseder. Dahası bu abimiz gün doğarken görevimi tamamlamış olur.

İşte böyle mesainin bitimine doğru kendisinde bir fenalık hisseden abimiz arabasının anahtarını kaptığı gibi işyerine en yakın özel bir hastaneye kendisini atar ve görevlilere “ölüyorum çocuklar ” der.

Görevli 70 TL ister. Abimiz acilen arabaya binip geldiğini ifade eder, kendisini tanıtır.

Ama illa ki görevli bir yerde de haklı olarak(!) 70 TL diye direnince “Alın bu arabamın anahtarı. Şu anda üzerimde para yok” der.

Görevliler para olmayınca hastaya müdahale etmezler. İnsanımız hastanenin kapısının önüne oturur ve ”Bari bir bardak su verin” der. Kendisine suda verilmeyince abimiz bir süre burada dinlenir. Ve tekrar direksiyonun başına geçerek kendisini en yakın Tıp Fakültesine atar.

Meğer abimiz kalp krizi geçiriyormuş. İki damarı açılmış stent takılmış ve bizi aradığında hem yaşadığına şükrediyor hem de yaşadıklarını ağlayarak anlatıyordu.

Sağlık konusunda geldiğimiz noktayı daha fazla anlatmama gerek var mı?  

AKTEPE KAVŞAĞINA BİR ÇÖZÜM(!)

Bir dostumuz, abimiz şu kaza fotoğrafları bize gönderiyor

“Uğur abim burası Beyhekim caddesi üzerindeki Aktepe diye de bilinen kavşak. Yeni açılan yol bağlantısından sonra işaretli alanda hemen her gün kaza oluyor.

Buraya nasıl bir düzenleme yapılacak ışık, kavşağa yakın yerde set vb….

Ne yapılacaksa bir an evvel tedbir alınmalı.

Kelebekler vadisi tarafından gelen araçlar dur ve adadan dönene yol ver kuralına zaten uymuyorlar.

Konya da bu kurala hiç takan yok. Geçiş yapan araçlara ortadan bindirip kaza yapıyorlar. Hem de ağır hasarlı. Çekiciler gelene kadar orada kalıyorlar dolayısıyla trafikte kilitleniyor. Acil tedbirler alınmazsa daha çok canlar yanacak. Selamlar.”

…………..

Diyordu. Burada kaza görüntüleri ile bir kaz kez daha yazdığımızı hatırlıyorum. Ve yeniden yetkililere durumu fotoğraflarla belgeleri ile sunuyoruz.  

SALGIN, AŞI, EĞİTİM, VAKA SAYILARI VE ÖLÜMLER

Kimse kusura bakmayacak. Milletvekilinden, eğitimcisine, bürokratından hekimine bu şehirde yaşayan herkesin ama herkesin aklını karışık. Hadi yine kimsenin diyemediğini biz diyelim de yine kötü olan biz olalım.

Herkes aşı olsun diyoruz.

Bilime sonuna kadar katılıyorum.

Ama hiç kimse buna doktorlarda dahil “aşı ne kadar koruyucu?”, “Aşının vücudumuza verdiği zararlar nelerdir?” sorularına bir tek babayiğit çıkıp da samimi cevap veremiyor.

Şimdi iki Alman aşısını yaptırmış, ailesinde aşısını yaptırmayan hiç kimse kalmamış bir baba hatta dede olarak aşıya olan güvenim yani geleceğimizde ki sağlıklı yaşam startı konusunda ki güvenim her geçen gün azalıyor dersen ne olur bana kızmayın.

Neyse daha derin sulara girmeyelim.

Bakın şu haberler ulusal basında detaylı bir şekilde yer aldı;

“ÇOCUKLARDA POZİTİFLİK ORANI YÜZDE 30’A ULAŞTI”

Ankara Üniversitesi Cebeci Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tanıl Kendirli, "Çocuklarda pozitif vaka en baştan beri yüzde 11,8 civarlarındaydı ama son günlerde 1 kat arttı" dedi. Prof. Dr. Ergin Çiftçi de "Önceki haftalara göre Covid-19'u saptadığımız çocukların oranında büyük bir artış var. Test pozitifliği yaklaşık yüzde 8 iken şimdi yüzde 30'lara yaklaştı" diye konuştu.

“VEFAT SAYISI 5.7 KAT ARTTI”

Türkiye'de temmuz ayında günlük 50 kişinin altına düşen corona virüse bağlı ölüm sayısı son 30 gündür 200'ün üzerinde seyrediyor. 19 Ağustos - 17 Eylül'ü kapsayan 30 günde toplam 7 bin 465 vefat gerçekleşirken, geçtiğimiz yılın aynı döneminde bu rakam bin 299'du

“CORONA VİRÜS HAVADA DAHA HIZLI YAYILIR HALE GELDİ”

ABD'de yapılan yeni bir araştırma, corona virüsün Alfa varyantının havadan bulaşma oranının virüsün orijinal haline oranla 18 kat dazla olduğunu açıkladı. Uzmanlar, Delta varyantının Alfa'dan da ileri seviyede olduğunu belirtirken, maske uyarılarını yineledi.

MASKE TAKANLARDA ORAN YARIYA DÜŞÜYOR

Araştırmada kumaş veya cerrahi maskelerin havadaki bulaşıcılığın artmasına rağmen, bu ihtimali yarıya düşürdüğü de ortaya çıkarıldı. Uzmanlar, ülkelerin corona virüse karşı daha ‘gevşek politikalar’a yöneldiğini belirtirken, maske ve sosyal mesafenin öneminin hala geçerliliğini sürdürdüğünü vurguluyor.

…………….

Şimdide benim bu şehirde bire bir yaşanılanlardan aldığım notlar.

Öğrencilerin hastalıklarında inanılmaz bir artış var.

Öğrencilere test yapılamadığı için bundan sonrası büyük muamma.

“Öğrencilere niye test yapılamıyor?” dedim. Çünkü bu çocuklara bizim içtiğimiz haplar verilemiyormuş da onun için (!)…

Ağzı burnu aktan ateşi olan her öğrenciye ilacı yazılıp evine gönderiliyormuş.

Ölü sayısına gelince.

Niye bu kadar ölü?

“Açıklananlar yüzde yüz o anda ölenler. Ya kalp krizi yada başka nedenlerden ölenler. (!)” 

………………….

Konuştukça, araştırdıkça, okudukça,… sıkıntı büyük.

Çaresi ne mi?

Hiçbir şey yokmuş gibi yaşamak! (mı?)

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İçin avaz avaz ağlarken, dışının sessizce kabullenmesidir sabır denilen şey

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Otoparklarda çizgilerin içerisinde park etmiş bir aracın arkasına bir başka sürücü aracını park ederek çekip gitmediği zaman daha iyi ADAM oluruz.