Genç Türkiye Cumhuriyeti kalkınma planlarında 1923 İzmir İktisat Kongresi Kararları önemli başlangıç. 1925-Sanayi ve Madin Bankası kurulması, 1927 Teşvik-i Sanayi Yasası ile sanayileşmenin özel sektör aracılığı ile gelişme adımları atılır. 1929 Dünya Ekonomik Buhranı ekonomiyi iyice daraltır, Devletçilik ilkesi ile Devlet sınai üretim alanına girer. Dokuma, maden işletme, kağıt, cam, çimento ile başlayan yerli üretim 1930’larda iç talebin % 80’ini karşılar duruma gelir. 1939 Karabük Demir Çelik Fabrikası en önemli adımlardan. Vehbi Koç rahmetli, ticaretin içinden gelen bir aile üyesi olarak sanayileşme adımlarını cesaretle atmayı hedeflemiş. İthalat ile tatlı kârlar varken üretme çabalarını hissetmiş içinde hep. Gel gör ki dünya devleri her zaman bizim “pazarları olarak” kalmamızı istemiş. Arçelik ilk buzdolabını montaj olarak ürettiğinde dünya markalarının ürünleri iç piyasada ikinci hatta üçüncü el olarak 5000 liraya satılırken Arçelik ilk buzdolabını yarı fiyatına piyasaya sürmüş. Devlet de kendisine destek vermiş elbette, hatta çok partili döneme geçildiğinde bazı çalışmaları siyaseten engellense de tarih Menderes’in kendisine destekleri hatta otomotiv fabrikası için 9 Ekim 1956 tarihinde Henry Ford II’ye yazdığı “her türlü teşvik ve desteğin verileceği” teminatı garanti eden mektubunu da yazar. 1954 yılı zaten Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu’nun çıkarıldığı yıldır. Örneklerle sanayileşme çabaları, engeller ve destekleri aktarmak istiyorum. (Vehbi Koç anlatıyor, bir derleme, editör Gürel Tüzün, YKY yayınları; Mamulattan Markaya Arçelik Kurum Tarihi 1955-2000 tanıtın amaçlı yararlandığım eserler)
Boru işi ithalat hakimiyetinde. Hovagimyan Kardeşler fabrika kurmuşlar ancak maddi sıkıntı içine girince 1934 yılında fabrikaya Koç ortak olursa da ithal ürünlerle mücadele etmek zordur, Celal Bayar’in İktisat Vekilliği döneminde çıkarılan Teşvik-i Sanayi kanunu uyarınca gümrük düzenlemeleri ile bir anda bir yıllık ürünü sayma imkanları doğar. Bir ampul fabrikası kurma hayali vardır, Amerika seyahatlerinde konuyu programına alır ancak yetkililerle görüşme bile birkaç seferde mümkün olur, General Elektrik Ampul Fabrikası uzun konuşmalar, Amerika’dan heyetlerin gelip gitmeleri sonucu Amerikan sermayesiyle ortak ilk fabrika olarak kurulur. CHP üyesi Koç’a Demokrat Parti iktidarında çıkarılan zorluklar da olmuştur. Bursa’da ihracat amaçlı konserve fabrikası kurmak için şeker ve ambalaj maddesinden gümrük vergisi alınmaması için istediği kararname çıkarılmamıştır mesela. (bugün olsa ve çıksa şahsa özel kararname diye gündeme gelirdi) Divan Otel yapımı esnasında istediği döviz için Maliye Bakanlığı bir yıldan uzun süre bekletir ancak sonunda 9 Eylül 1955 yılındaki IMF toplantısı için yeterince otel olmaması nedeniyle yedi ayda oteli bitirmesi kaydıyla verilir dövizler ve otel yetişir. Beyaz eşya sektörü düşüncesi kafasında 1935 yılında oluşsa da gerçekleşmesi hiç de kolay olmamıştır. Önce saç imalatı gereklidir. Burla biraderler- Erel Çelik- Koç ortaklığı kurulur ancak Devlet Malzeme Ofisi de 1956 yılında ortak olur kuruluşa. Buzdolabı üretimi içi tüm dünya devleriyle görüşür Vehbi Koç ancak hiç biri ortaklığa da yatırıma da yanaşmaz. İsrail Amcor firmasından temin edilen kompresörlerle üretim başlar. General Elekctric ile ülkede motor ve kompresör üretimi başlaması daha sonralara kısmet olur tabii o lisansla yapılan ürünlerin ihracatı da öyle. Ankara’da resmi dairelerin kaloriferli olmaya başlamasının getirdiği gereksinimler dikkatini çeker Vehbi beyin, Almanya Hilden firmasından Radyatör, kazan ve borular almaktadır ancak dostça ilişkiler ortak radyatör fabrikası kurmayı mümkün kılmaz, ihracat yapan üretici ülkeler kendi endüstrimizi kurmamıza izin vermemektedirler, ortaklık Almanya’nın ikinci Dünya Savaşı ile darmadağın olması sonrasına kalır, Hilden firması ile teknik yardım anlaşması 1956 yılında imzalanır, fabrika 1958 sonrasında açılır, 1967 yılı radyatör ihracatının başladığı yıldır. Bugün bizlere çok basit gelse de Koç için 1967 yılında kurabildiği Tat Konserve hazırlıkları 1946 ilk Amerika seyahatinde aklına düşmüş. Gördüğü meyve suları ile adım atar Koç, incelemeleri sonuçsuz kalır “meyvelerimiz pahalıdır, yatırım verimli olmaz” 1950 yılında Hatay gezisinde İsrail malı Asis portakal suyu konsantresi ile tekrar konuyu gündemine alır, İsrail firması ziyaretinde hayvan yemi bile posadan üretilen tesislerde yılda 20 milyon liralık (yıl 1950) ihracatı öğrenir;firma yetkilileri 1954 yılında tüm üretim alanlarımızı gezer ancak proje olarak kalır konu. Hazindir ülkesine dönmeden önce tatil için Bursa’ya götürülen Leon Bejerano “dünyanın en güzel domatesi Bursa’da, konsantresini yapıp ihraç edelim” açıklamasıyla keşfeder bizim domateslerimizi. Hükümetten üretim için gerekli teneke, ambalaj maddeleri ve şekerin avantajlı verilmesi konusunda destek istenir söz de alınır ancak ortak yatırımcı İsrail firmasının istediği beş yıllık avantaj garantisi olmayınca iş yatar, aldığı topraklar kalır Vehbi Koç’a. Yıllar geçer, 1968 yılına kadar önce İsrail, sonra Amerikan, İngiliz Heinz, İsveç Felix, Hollanda, Danimarka..tüm firmaları olumsuzdur. Sonuçta İsviçre Migros % 5 ortaklığı, Heinz teknik yardım desteği, Şeker Sigorta, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş ortaklığıyla 1968 yılında üretime geçer fabrika. Üretim yeri Mustafakemalpaşa’yı Heinz ve Migros teknik elemanları seçmiş, deneme tohumları Portekiz’den getirilmiştir. 1942 yılında Türkeli adlı firma Emin Aktar, Murat Yaraşır ve Vehbi Koç tarafından elektrik malzemesi, radyo ithalat ve ihracatı amaçlı kurulmuş ve 1953 yılında Siemens acenteliğini almışlardır. Daha sonra ortaklık el değiştirse de Koç ortaklıktadır ve amacı Siemens ile yatırım yapmaktır. 25 Mayıs 1960 günü için yetkili kişi Ernst Von Siemens ülkemize gelmeyi kabul eder. Gelir de ancak 27 Mayıs darbesi olmuştur, zamanın İstanbul Valisi Refik Tolga Paşa yardımıyla güç bela Almanya’ya dönebilir darbe telaşesinde konuk; 1927 yılından beri ülkemize mamullerini satan Siemens firmasının ülkemde yatırımı ancak 1967 yılında mümkün olur. Ülkemize ürünlerini rahatça satan yabancı firmalar kendi tesislerimizi kurmamızı her zaman engellemişler, buna içeriden de destek bulmuşlar maalesef. O yılların Türkiye’sinde her atılım zoru göze alan bir babayiğit sayesinde olmuş, elbette devlet de zaman zaman destek vermiş. Vehbi Koç rahmetli bence bu babayiğitlerin başında gelir. Bir lastik fabrikası kurma çalışmaları US Rubber şirketiyle görüşmelerle başlar , teklifleri on beş yıl reddedilir, ne zamanki Pırelli ile lastik fabrikası kurma projesi duyulur, on beş yıl oyaladıktan sonra 1964 yılında kurarlar lastik fabrikasını, hu arada ülkem ithalatçı olmaya devam eder elbette.
Ülkem için yapılan her olumlu iş sahibinden Allah razı olsun, Vehbi Koç’u ailesinin diğer fertlerinin öncüsü olarak apayrı bir yere koymak gerek bence, kendisine rahmet diliyorum elbette yatırımlarına destek veren kurmayları ve önünü açan Devletimizin mensuplarına da.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.