ERKEN SEÇİM

Muhalefet partileri erken seçim talebi ile yatmaya, erken seçim talebi ile kalkmaya başladı.

Aslında salt muhalefet partileri değil, mevcut yönetim sisteminin ve yönetimin karşısında yer alan herkesin talebi haline geldi erken seçim.

Yaşanan son gelişmelerden sonra yönetimin hareket yeteneğinin daraldığını öne süren çevreler erken seçime daha bir sarmaya başladı. Öte yandan devam ede gelen kronik denebilecek sorunlarda erken seçim talebinde bulunanların normal olarak iştahını kabartmaya başladı.

Pandemi sürecinde patlak veren ve bazı alanlarda da zirve yapan ekonomik ve sosyal sorunların çözümünün erken seçimle sağlanabileceği düşünülmekte. Bu durum yeni değil. Demokrasiyle idare edilen bir çok ülkede böyle olduğu gibi, bizim ülkemizde de geçmişten bugüne her zaman böyle olmuştur. Kolayca anlaşılacağı üzere erken seçim ekonomik ve sosyal sorunların aşılamadığı zamanlarda her zaman çare olarak görülmüştür.Eskilerde daha çok “Tencere iktidarı götürür” derlerdi. Yani evlerde içi doldurulamayan boş tencereler.

Ülkemizin içinde bulunduğu sorunları yinelemeye gerek yok.

İyi ya da kötü ne varsa her şey, herkesin gözlerinin önünde olmaya başladı.

Saklı gizli olup da bilinmeyenler ise beklenmedik bir zamanda insanların gözlerinin önüne seriliyor. Anlayacağınız herkes bilgi sahibi olabiliyor yaşanmışlıklardan. Otoriter rejimlerle yönetilen ülkelerde ve diktatörlüklerde böyle bir imkan ve şans yok ne yazık ki. Demek ki bizde demokratik tahammül ve olgunluk hala var. İnkarın da bir insaf ve sınırı olmalı değil mi?

Erken seçim talebinde bulunanların gerekçelerine bakalım.

Ekonomik sorunların yönetimi zorlaştı.

Buna bağlı olarak ülkede işsizlik artmaya başladı. Kısa Çalışma Ödeneğinin sona ereceği 30 Haziran tarihinden sonra yeni bir uzatma daha olmaması halinde çok muhtemeldir ki, işten çıkartmalar olacak. Bu yeni işsizlerle birlikle, işsiz nüfus sayısı daha da artacak.

Artan enflasyon,

Hayat Pahalılığı,

Sanayide emtia fiyatlarının önlenemeyen yükselişi,

Tarımsal üretimde tarihi daralma,

Tarımsal ürün fiyatlarının önümüzdeki aylarda aşırı artacak olması,

Yüksek faiz,

Yolsuzluk iddiaları,

Kayırma ve himaye iddiaları,

Dış politikada hedeflenen sonuçlara ulaşılamaması gibi neden ve gerekçelerle erken seçim talebi önümüzdeki günlerde daha yüksek tonda ifade edilecektir.

“Mal bulmuş mağribi” gibi bir hava içinde erken seçim taraftarları.

İyi de erken seçim şartları hasıl oldu mu?

Erken seçim şartlarının doğduğu söylenebilir mi?

Söylenebilir..

Fakat..

Muhalefet partilerinin, yönetenlerin yönetme biçimine karşı olanların talep etmesi ile erken seçim şartları doğmuş olmuyor. Bizde bunun çok anlamlı ve kritik örnekleri var. Erken bir seçimi mevcut yönetiminde istemesi lazım. Aksi halde kimse erken seçim falan beklememeli. Gücün sahibi kimse, söz ve kararın sahibi de o oluyor ülkede.

Peki ne olur?

Muhalefet yönetimi erken seçim için zorlar ama yönetim erken seçim kararını kolay kolay almaz.

Neye almaz?

Almaz  çünkü, zamanında yapılacak seçime iki yıl gibi bir zaman var.

Elinde böyle uzun bir zaman varken karşı mahalle istiyor diye, elinin altında bulundurduğu güç ve imkanı neden riske atsın ki yönetim?

Kim yapar bunu?

Kimse yapmaz diyecem ama yapsa yapsa, Devlet Bahçeli yapar. Kendisi bu konuda mahirdir. İyi bir erken seçim ustasıdır. Ancak Bahçeli böyle bir yola bir daha girer mi? Bu çok zayıf bir ihtimal. Hem bu teşebbüs Cumhur İttifakını mezara koyma anlamına geleceği için Bahçeli yeni bir erken seçim lüksünü  göze almayacaktır.

Erken seçim isteyenlere de bakalım.

CHP erken seçim istiyor.

İyi Parti erken seçim istiyor.

Gelecek Partisi erken seçim istiyor.

Deva Partisi erken seçim istiyor.

Yönetimin karşısında yer alan partisizler erken seçim istiyor.

Erken seçim isteyenler erken bir genel seçime hazır mı?

Bu başka ve üzerinde durulması gereken bir konu.  Şimdilik şu kadarını söyleyelim.. Hazır görünmüyorlar.