EVET, YENİ TÜRKİYENİN UFKUDUR

Seviyoruz babam siyaset konuşmayı. Büyük küçük fark etmiyor bakkalından çakalına kadar çobanından prof. ne kadar toplumun her kesimden insanlar dünya ve Türkiye kamuoyunun nabzını tutmaya devam ediyor. Şöyle bakın medyaya belki de Türkiye kadar gündemin bu kadar yoğun ve bu kadar çabuk değiştiği başka bir ülke yoktur. Türkiye hem kendi içinde bu ağır şaftlar altında ayakta kalma ve ekonomik, siyasi, kültürel dirilme, sanayi ve kalkınma hamleleri mücadelesi verirken hem de dışarıda, ülkemize yönelik fetö-pkk-deaş-ypg-dhkp-c gibi terör örgütlerine dur demektedir. Aslında bu terör örgütleri batılıların bize karşı taşeronlarını kullanarak verdikleri bir haçlı savaşıdır. Nedense bazı vatanseverler gündemin bu en önemli pratiğini anlamaktan uzak, bir inatla tutturdukları hayır kampanyasını Sn: Erdoğan ve Sn: Bahçeli karşıtlığı ile sanki Erkan Yolaç’ın evet-hayır yarışması temsilinde savunmaktadırlar. Hâlbuki sadece şu Türkiye düşmanı rot ve balans ayarı batılılarca yapılmış hayırı savunan tezgâhtarlara bir baksalar eminim ki onlarla aynı çatı içinde kalmaz aynı omurgayı oluşturmaz ve aynı taban içerisinde kesinlikle yer almazlar. Bakınız iyi bakınız medya da hayırcı geçinen eblehlere. PKK’nın hayır demesinin sebebini bizzat kendi elebaşıları bizi ak parti ve mhp bitirecek diye bangır bangır ilan ederlerken, aksi propaganda ile de ak parti ve mhp’nin ülkeyi böleceği ilan edilmekte. Hâlbuki ülkeyi bölmekten bahseden, bizzat PKK hainlerinin ve onların uzantılarının konuşmaları değil mi? Ülkenin bölünme tehlikesini en çok arzu edenlerin başında PKK ve avanesi gelirken neden bu bölünmeyi destekleyip evet demiyorlar da hayır çekiyorlar. Demek ki ülkenin bölündüğü falan yok. Bu iki güçlü partinin aynı cephe ve çatı altında Türkiye’nin sorunlarına sahip çıkması ve geleceğinin inşası için birlikte el ele vermeleri terör belasını ortadan kaldıracağından bu korku ile hemdaşlarına yoldaşlarına sempatizanlarına borazancılarına içerde ve dışarıda hayır kampanyası yaptırmaktadırlar.

Hatta ben şundan da iyice eminim ki şu anda hayırcılar safında yer alanların büyük bir kısmı yeniden ayağa kalkmanın ve birlik içinde yer alarak Türkiye’mize eski karanlık günleri yaşatmak için ordu içerisinde darbeye teşebbüs edenlerin büyük bir kısmını destekleyenlerdir. Eğer söz konusu olan mesele, evet hayır çekişmesinden ziyade hakikaten var oluş-yok oluş mücadelesi şeklinde kısır çekişmelerden uzak durup sağduyu ile tartılsaydı, doğrudan vatanımızın ve ülkemizin geleceği yavrularımızın istikbali ve Türkiye’nin Büyük hayali olduğu tablosunu görebileceklerdi. Ne yazık ki; Toplumsal algımızın kırılamaz ön algısına hapis olarak sevdamızı çoğu kez kinle ve hırsla beslememiz böyle temiz ve nezih duygularında bir köşeye çekilmesine yol açmaktadır. Açmazların içerisinde tıkanıp kalanlar bir zamanlar mevcut hükümeti onlarla iş birliği yapıyor diye suçlayarak peşin peşin mahkûm etmeye çalışırlarken bugün o basiretleri durmuşçasına yine o eleştirdikleri ile aynı eksende yer almalarını nasıl ve neyle izah edeceklerdir. Toplumsal kaygı ve istikbal yönüyle vatanın geleceği konusunda ölmeyi göze alan bir zihniyetin; tabanda ister mhp olsun, ister ak parti olsun aynı kulvara yönelmeleri nasıl bizde bir hoşnutluk ve sevinç yumağı sarmalı oluşturuyorsa, üzülerek ifade edeyim ki vatan sevgisinden asla şüphe etmediğimiz bazı arkadaşların/tabanın bir kesiminin bölücülüğün elebaşıları ile aynı oy rengini kullanmaları hakikaten hem düşündürücü hem de üzüntü vericidir. O hayır diyenlerinde bazı üslup ve ifade beyanlarını bugüne kadar sosyal medya aracılığı öğrenmeye çalıştık, anladım ki bunların çoğunun sıkıntısı halen bir kısmının karşı çıktığı genel başkanlık seçimlerini yapılamaması ve Sn. Bahçelinin genel başkanlık koltuğunda oturmasıdır. Fakat mesele ne Sn: Erdoğan ne de Sn. Bahçelidir. Mesele Türkiye’dir. Mesele Devletimizdir. Mesele Geleceğimizdir. Biz devletimize de, geleceğimize de, Türkiye’mize de sahip çıkacağız çıkmaya da devam edeceğiz inşallah. Biz asla ve kata başta CHP’li hayırcı zihniyeti olmak üzere Fetö-PKK-Hdp-Deaş-Dhkp-c ve yandaşlarıyla aynı düşünce kulvarında olamayız ve olmayacağız. Bir Fransız filozofu olan Rostand:" Bir kumandan için karşısındaki ordunun ne kadar askerinin, silahının ve mühimmatının olduğunu bilmek faydalıdır. Fakat onun için bundan daha faydalı bir şey vardır ki, o da karşısındaki ordunun felsefesini bilmektir..." Der.Öyleyse batının zihniyetini niyetini hayat anlayışını dahası bize ne gözle baktığını bilmemiz gerekir...Allah aşkına söyleyin hangi batılı hangi pkklı, hangi İranlı, Suriyeli, Rus,hangi Amerikalı hangi Alman İtalyan İsveçlisi, Yunanı, Gavuru, Deaşlısı Türkiye'yi düşünür ve sözde bölünmesin korkusuyla!!! Ve hayır kampanyasına katılır! Söyleyin lütfen. Tabir caizse bir çivi bile çakamayanlar, istibdatları uygulamalarından belli olanlar, varlığını sırtını pkk ya ypg ye pjk ya dönüp onlara bel bağlayanlar mı Türkiye’nin bölünmez mimarları olacaklarmış! Sen inanıyor musun? Bunların palavlarına. Türkiye’de aydın geçinen çanakçı gurupların gayesi nasıl halktan hakikati gerçeği gizlemekse bu karanlık suratlı illegal mahfillerinde Türkiye’yi yıkmaktan başka taşeronlukları yoktur. Çünkü efendileri öyle emretmektedir.

Morice Freehil şöyle der: Çocukların karanlıktan korkmaları normaldir. Fakat büyüklerin aydınlıktan korkmaları anormaldir. Bizi yıllardır bu aydınlıktan korkan halktan kopuk, batıya hayran ve teslimiyetçi, kendi özüne sadık kalacağı yerde düşman kesilmiş karanlık zihniyetliler idare ettiği için, ayağımıza vurulan prangayı onun anlamını anlamakta zorlanıyoruz. Her alanda baş gösteren yozlaşmanın kültürel boyutu eksen kayması oluşturunca toplumsal dinamizmimizin de kod ayarları bozuldu. Bozuldukça fabrika ayarlarına dönmek yerine geçici yöntemlerle her on yılda suçlu olarak mütedeyyin insanları gördük ve topu hep taca attık. Hâlbuki sistem tıkanıyorsa halka gidilmeliydi. Neden korkuluyor ki? Aslında bunun nedenini sizlerde bizlerde gayet iyi biliyoruz. İşte 16 Nisan iyi bir fırsat. Hayırlısı olsun ne diyelim. Tercih senin. Karar senin. Sandık senin. Gelecek senin. Ülkene sahip çık Türkiye’m.UFKUN VE BAHTIN AÇIK OLSUN