EVLAT..
25 Kasım 2021, Perşembe 09:09Türkiye’nin her bölgesine giderek “ Sağ beynin Allah’ın bir ikrâm ve hediyesi olduğunu”anlatmaya çalışırım.
Seminer verdiğim yerlerde bazen öyle olaylarla karşılaşıyorsunuz ki insanlığın hâlâ var olduğunu görebiliyor, umut dolu olabiliyorsunuz. Hüznü ve sevinci bir arada yaşayabiliyorsunuz.
Bu duyguları o kadar yoğun yaşıyorsunuz ki bazen de “Bu yaşanan hadiseler benim başıma gelseydi acaba ben bu yükün altından kalkabilir miydim ? “ sorusunu ister istemez kendinize yöneltebiliyorsunuz.
İşte böyle bir hadise..
Bir seminer sonrası genç yaşlarda bir anne babanın “Hocam, şu an 9 yaşında olan çocuğumuzda yıllardır büyük sorunlar yaşıyoruz. Çocuğumuzla bir görüşme şansınız olabilir mi ?” ricaları ile karşılaşmıştım.
Bu isteklerini geri çevirmemiş ve çocukları İle kısa bir süreliğine de olsa görüşmüştüm. Baktığımızda evet çocuğumuzda sıkıntılar net görülebiliyordu.
Çocuğun sürekli takip edilmesi ve birebir ilgilenilmesi gerekiyordu. Aksi halde ona zarar verecek her türlü kazaların her an olma olasılığı çok yüksek görülüyordu.
Anne, baba 7-8 yıldır çocukları için elden gelen tüm imkanları kullanmış. Gitmedikleri hastane, gitmedikleri doktor hatta gitmedikleri dergâh hoca kalmamış.
Kullanılan çok ağır ilaçlar da artık fayda sağlayamamış maalesef.
Allah hiç kimseyi düşman da olsa evladı ile imtihan etmesin.
Buraya kadar evet durum ağır, sınav zor olsa da bunlar günümüzde sık karşılaştığımız ve artık normal olarak kabul edeceğimiz hayatın acı şartları sayılabilirdi. Ancak bundan sonrası yaşananları normal olarak kabul etmemiz gerçekten zordu. Hikâye tam bir ibretlik ve tam bir derslik hikâye idi.
Anne çocuğunun bu durumuna üzüntüden kansere yakalanmış. Ameliyat olmuş, kendi hastalığını unutmuş ve hâlâ çocuğunun şifa bulması için canla başla mücadele ediyor. Baba ise yüksek servetini bu uğurda harcamış tüketme durumuna gelmiş.
“Çocuk doğum esnasında bir sorunla karşılaştı mı ?” sorusunu sorduğumda anne ve baba birbirlerine baktı. Biraz sessizlik oldu. Ses çıkarmadılar. Ben sorumu tekrar edince baba gerçekleri bir bir açıklamaya başlıyordu.
“Hocam bizim çocuğumuz olmuyor. Biz de 9 sene önce anne babası tarafından terk edilmiş 3 aylık bir bebeği evlat edinmeye karar verdik ve bu çocuğu evladımız olarak bağrımıza bastık.
Başlangıçta her şey çok güzeldi. Sorunlar 2 yaşında ortaya çıkmaya başladı. Çok çileler çektik. Hanım bu sebeple kanser oldu. Benim mal varlığım gitti. Tüm bu sorunları öne sürerek çocuğu geriye de verebilirdik. Ancak hiç düşünmedik düşünmüyoruz da. Allah bu çocukla bizim yolumuzla kesiştirdi ise vardır bir bildiği..” sözleri ile birlikte hem kendisi hem eşi gözyaşlarına hâkim olamıyordu.
Bu anı anlatan Oğuz Atay’ın çok güzel bir sözü vardır “Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler, ağzına dolar insanın. Sussan; acıtır, konuşsan; kanatır."
Anne babaya sadece söyleyebildiğim tek söz “Allah yardımcınız olsun.” sözü olmuştur.
“Umutsuzluk şeytandan, umut Allah’tandır.” diyerek takdire şâyan bu anne babamız için Hazreti Mevlana’nın güzel bir sözü ile satırlarımıza son verelim.
“Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır. Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revân içindek kaldıysa, güle dokunmanıza çok az kalmış demektir..”
Sağlıcakla kalınız..
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Bestami ERSÖZ
12-12-2021 11:48Yüreğine, kalemine sağlık güzel hocam.
Abdulsamet Özyurt
26-11-2021 08:11Hocam Rabbım her şeyin hayırlısını versin aile için çocuklarının olmaması bir imtihan olmuş sonrasında yıllarca şimdiki çocuklarını iyileştirmek için uğraşmışlar bir imtihan daha yaşamışlar ama sonunda feraha ulaşmislar hamd olsun
Ali Tellal
25-11-2021 20:50Kıymetli hocam gönüllere hitabınız takdire şayan Allah razı olsun
Serpil
25-11-2021 09:18Harika Çok duygulandım Yazıyı defalarca okudum Allah razı olsun