Eylül…

Nedendir bilinmez ama Eylül hüzün ayı olarak bilinir. Elindekileri kaybettiklerin mi hüzün, eline almak istediklerinin gelmemesi mi hüzün? Her ikisi de hüzün olsa gerek…

Atalarımız o kadar çok cümle kurmuşlar ki, günümüzde atasözü olarak kalan ve geçerliliğini halen koruyan ve hiçbir özelliğini kaybetmeyen… Nasıl bu kadar ileri görüşlü olabilmiş atalarımız onu da kestiremiyorum.

Ya da ‘eylül hüznü’ yaşayan yakın tarihli birinin söylediği bir cümleyi mi bize atasözü olarak itelediler onu da bilmiyoruz.

Ama bilinen bir şey var (Kaçan kovalanır) değer verirsen değersiz kalırsın. Samimiyetin, dürüstlüğün, kişiliğin hepsini bir kenara bırakıp birinin peşinden koşmayacaksın. Ağırlığınla dursan belki daha güzel olacak. Fakat, duygularına gem vuramazsın ki!

Kendi kendine konuşmaya başlarsın. Kendinle çelişmeye başlarsın. Psikologların dilinde kişilik bozukluğuna kapılırsın. Onun için kişilik bozukluğuna girmeden sen kişiliğini koruyacaksın. Söylediklerinden pişman olacaksan söyleme derdi babam. Şimdi ne kadar doğru söylediğini görüyorum. Söyleme içinde kalsın. Yaşa yaşayabildiğin kadar. Sanane…

Olmuyorsa zorlama… bu da atasözü… hakikaten olmuyorsa zorlama. Ne kadar aşağılık bir duruma düşüyorsun farkında değilsin. Aciz, zavallı, kirli sakallı, psikopat bir tipleme ortaya çıkıyor. Yaptıklarından kendin bile utanıyorsun. Artık yapacak bir şey yok. Oldu bitti. Sen yine çakallığına dön. Dön dön dön…

Geçmişini silebilirsin ve sileceksin. Silmen gerekir. Çünkü zarar görüyorsun. Dün bir dost sohbetine katıldım. Söylenenler tüylerimi diken diken etti. O kadar güzeldi ki, beni benden aldı. Onunla gitmek istesem de senin mücadelen büyük sen kalmalısın diye konuştu.

La… La… La…

Üç kez söylenmiş olması manidar. Uzun sohbetin arasında kıssadan hisselere serpiştirdiği beni anlattığı cümleler sanki o kalabalıkta herkesin konuya hakim olduğu izlenimini verse de konuyu o değerli insanın bile bilmiyor olması aslında bana gönderilen bir mesajdı…

Ankara’nın en sevilen bürokratı. Her Konya’ya geldiğinde beni görmeden geçmeyen o insan. Uzun yıllar müsteşarlık yapmış, kamunun her alanında görevlerde bulunmuş ve bugün bulunduğu görevin üstesinden en iyi şekilde gelebilen, beni bende alan değerli dostum Muhammet Eryıldız…

Bana kattıkların için teşekkür ederim. Sonsuz seviyle kal…