FITIR SADAKASINI BAYRAMDAN ÖNCE VERELİM
21 Mayıs 2020, Perşembe 09:59Yüce dinimizde fıtır sadakasının yeri ve önemi büyüktür. Şartlarını taşıyan mükellef müslümanların bu sadakayı vermesi, Hanefi mezhebine göre vacip, diğer üç mezhebe (Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelîler’e) göre ise farzdır.
Fitre, Ramazan ayının sonunda gücü yeten müslümanın ödemekle yükümlü olduğu sadaka şeklinde tanımlanmıştır.
Fıtır sadakası (fitre), Ramazan bayramı sabahına sağ salim kavuşmanın şükrünü eda etmek ve Ramazan ayında oruç tutarken işlenen bazı kusurları telafi etmek üzere verilmesi gereken bir sadakadır.
Abdullah b. Abbas (r.anhüma) şöyle demiştir: “Resûlullah (sav) fitreyi, oruç tutanı anlamsız ve çirkin davranışlardan temizlesin, fakirlere de yiyecek bir lokma olsun diye farz kılmıştır” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 277; V, 432).
Fıtır sadakası, yaratılmış ve Ramazan orucunu tutup iftar etme imkânını elde etmiş olmanın bir hamdi olarak; dinen zengin olup (temel ihtiyaçlar ve bir yıllık borç dışında 80.18 gr. altın veya bu değerde artıcı nitelikte olsun olmasın üzerinden bir yıl geçme şartı da olmayan menkul-gayri menkul mala sahip) Ramazan ayının sonuna yetişen Müslümanın, belirli kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır. Vacip oluşu, sünnetle sabittir (Buhârî. Zekât, 18, 74; Müslim. Zekât, 12, 15).
Şâfiî mezhebine göre ise fıtır sadakası vermek için zengin olma şartı yoktur. Günlük yiyeceğinden fazlasına sahip fakir de fıtır sadakasını vermelidir (Kâsânî, Bedâiu’s-sanâi, II, 69; Nevevî, el-Mecmu, VI, 105).
Bir kimse, kendisinin ve ergenlik çağına ulaşmamış küçük çocuklarının fitrelerini vermekle yükümlüdür. Hz. Peygamber (sav), köle-hür, büyük-küçük, kadın-erkek her Müslümana fitrenin gerektiğini (Ebû Dâvûd, Zekât, 20) ifade etmiştir.
Buna karşılık kişinin ana-babası, büyük çocukları, karısı, kardeşleri ve diğer yakınları için fitre ödeme zorunluluğu yoktur. Fakat vekâletleri olmadığı hâlde bu kişiler için ödeme yapsa geçerli olur. (Din İşleri Yüksek Kurulu, Zekat Sıkça Sorulanlar, s.39).
Ergenlik çağına erişen müslüman erkeğin fitre vermesi gereklidir. Evli olmayan müslüman kadınlar, fitrelerini kendileri öderler. Evli kadınların fitresi, Ebû Hanîfe’ye göre yine kendileri, diğer üç mezhebe göre ise fitre borcu nafakaya dahil olduğu için koca tarafından ödenir (Yunus Vehbi Yavuz, Fitre, TDV İslam Ansiklopedisi).
Fıtır sadakasının vacip olma zamanı, Ramazan bayramının birinci günü olmakla birlikte bayramdan önce de verilebilir. Hatta bu daha faziletlidir. Bununla birlikte bayram günü veya daha sonra da verilebilir. Ancak bayram namazından önce verilmesi müstehap kabul edilmiştir.
Şâfiî mezhebinde ise; fitreyi, meşru bir mazeret bulunmadıkça bayramın birinci gününün gün batımından sonra vermek haramdır. Fitreyi Ramazanın ilk günlerinden herhangi birinde vermek caizdir (Nevevî, el-Mecmu, VI, 128).
Fitrenin hedefi, bir fakirin içinde yaşadığı toplumun hayat standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanması, böylece bayram sevincine iştirak etmesine katkıda bulunmaktır. Günümüzde fıtır sadakasının belirlenmesinde, bir kişinin bir günlük normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktarın ölçü alınması daha uygundur. Bu yıl için Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu en az fitre (fıtır sadakası) ve fidye bedelini 27 TL olarak belirlemiştir.
Hanefîler’e ve Hanbelîler’de ağırlıklı görüşe göre fitre bir hadiste (Buhârî, “Zekât”, 74) zikredilen dört gıda maddesinden (buğday, arpa, kuru üzüm ve hurma) 1’er sâ‘ının (yaklaşık 3 kg.) biri esas alınarak ödenir.
Fıtır sadakası, sayılan maddelerden verilebileceği gibi Hanefi mezhebine göre bunların değeri para olarak da verilebilir. Ancak fakirin yararına olanı tercih etmek daha uygundur (Din İşleri Yüksek Kurulu, Zekat Sıkça Sorulanlar, s.39).
Fakihlerin çoğunluğu fitrenin sadece aynî olarak ödenmesini gerekli görürken başta Ebû Hanîfe olmak üzere bazı fakihler fitrenin bu mahsullerin değeri üzerinden nakit olarak da verilebileceği görüşünü benimsemiştir. Hatta bazı Hanefî kaynaklarında, özellikle bolluk zamanlarında nakit olarak vermenin daha faziletli olacağına dikkat çekilmiş ve Hz. Peygamber’in, “Fakirleri istemekten müstağni kılın” (Dârekutnî, II, 153) meâlindeki hadisinin de bu görüşü kuvvetlendirir mahiyette olduğu belirtilmiştir. Özellikle alışverişin mübadele usulüyle değil nakitle yapıldığı çağımızda fitrenin para olarak verilmesi daha çok önem kazanmıştır. (Yunus Vehbi Yavuz, Fitre, TDV İslam Ansiklopedisi).
O halde bayramdan önce fitrelerimizi vermeye, bu bayramda fakirlerin de bayram sevincini yaşamasına vesile olmaya çalışalım. Allah bütün ibadetlerimizi kabul eylesin. Bizi cennet ve cemaliyle müşerref eylesin ve cehennem azabından korusun. Hepinize hayırlı, sağlıklı ve mutlu bayramlar diliyorum. Bayramınız mübarek olsun.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.