GECE VE İNSAN
14 Ocak 2022, Cuma 09:18Hayattan çok az şey istedim. Ama o kadarı da esirgendi benden, demedim. Ama bir lokma huzur, canımı fazla yakmayacak isteklerim, hayallerim, bir de, ne ben kimseye muhtaç olayım, ne de kimse bana muhtaç olsun. İnancım, bilincim, akıl sağlığım, beden sağlığım, duygu ve düşüncelerim yerinde olsun, bana yeter.
Sessizlik ve kalabalıklardan uzak bir yer olsun, biraz okuyayım, biraz düşüneyim ve duygularımın yoğunluğunda biraz yazayım. Okuduklarımdan olumlandırdığım, beni benden çıkaran, belki de kimseyi enterese bile etmeyen yazılar. Kimine göre yalnızlık, kimine göre arayış, kimine göre de hayattan ve insanlardan kaçış. Öyle ki, hayatta var olan binlerce hayatın, kendini, duygu ve düşüncelerini anlatmaya olan hasretini, susuzluğunu, gündelik hayatın ve faydasız, izi bile kalmamış hayallerin tutsağı olmuş binlerce insanın sabrını yazarak temsil ediyorum sanki.
Yalnızlığımda O’nunla aynı ruhtan olduğumu anladığım zaman, kalbim daha hızlı atıyor, yüreğim daha coşkuyla doluyor. Daha çok duygu, daha çok tinsel bir güç, bir dua, hatta arşa uzanmasını istediğim çığlıklar. Aslında diğer insanlardan ne bir eksik, ne de bir fazlam var. Belki bazılarına göre farkındalığımı sağlamış olmam, kendimden ve yaradılışımdan haberdar olarak ne yapmam, ne yapmamam ve ne yazmam gerektiğini bildiğim ufak bir farkım var. Eğer buna da fark denirse.
Çünkü herkes gibi ben de hayali bir âlemin uçurumu ucunda, cenneti hayranlıkla izleyen, cehennemin korkunçluğunu dehşetle seyreden ama yapılması gerekenleri yapmayan birer garip varlık haline geldik. Hissettiklerini yaşıyor insan, yaşaması gerektiği gibi değil.
Zaman gelir, karanlık basıncaya kadar sokaklarda dolaşır, kendime benzeyen hayallerin, varlıkların peşi sıra sürüklenir, bazen bulurum, bazen de bulduğumu zannederim. Aslında gün boyunca hayatın keşmekeşinin içinde varlıkla yokluk arasında bir dolaşmadır hepimizin yaptığı. Gece olunca, hayat da, insanlar da bir farklılaşırlar. Duygular ve düşünceler değişir. Kimine göre anlamsız bir karanlık ve sessizlik, kimine göre kendini tazelenme, farkındalığını ve yaratılış gayesinin gereklerini sorgulama, gündüzünü tahlil etmedir. Ben insanlar içinde olsam da, insanlardan uzaklaşıp münzevi bir hayat yaşasam da, kendimi gündüz bir hiç olarak görür ama gece kendimi kendimde bulurum.
Gece olunca insan, bazı çelişkileri de yaşamıyor ve seçeneklere yönelmiyor da değil. Aslında en çok bu saatlerde bilinçli insanın nefret ettiği iki duygu daha ortaya çıkar. Biri, ruhunun ve vicdanının tiksindiği düşlerin oluşturduğu, nefsani duygular ve bu duyguların dehşete düşüren eylem planı. Tek çare, insanın insanlığını ve inancını göz önüne alarak, bu ikisinden herhangi birini dahi seçmemek ve bunlardan kaçmaktır.
Ama böyle zamanlarda önemli bir şey daha vardır. Bu saatlerde, insan ruhunun derinliklerinden zihnine bir hüzün gelir. Köşede ıstırapla sıkışmış hüzünler açığa çıkar ve tamamen kendinde olan ve dışarıdan gelen tepkilerle de olsa, değiştirmeye gücünün yetmediği duygu, düşünce ve hayatı vardır. Değiştirmek istediği duyguları, yaşayış şekilleri ve düşleri karşısına dikilir. Bunları reddetmez, beceremeyeceğini ve gücünün yetmeyeceğini bilir. Ama ansızın içinden fırlayan ve kendisini rahatsız eden düşüncelerdir bunlar. Kalbinin arka sokaklarının savaş halinde olduğu, doğruya veya yanlışa sürüklendiği andır bu saatler. Kimsenin olmadığı ve yalanlara sığınamayacağı, kendini aldatamayacağı anlar. Hayat, insana işte böyle zamanlarda öğüt verir, böyle zamanlarda kendini yalın bir şekilde sorgulamasına sebep olur.
Gece ve sessizlik, insanın gösterişten, yalandan uzak ve kendiyle baş başa değerlendirilmesi gereken vazgeçilmez saatlerdir. Seçim size ait, ya düşünecek, insanlığın ve ortak yaşamın gereğini yerine getirecek, ya düşünmeden kaba bir insan olarak, kendini toplumdan ve insanlıktan soyutlayacak, ya da kendini kandırdığı yalanlarla toplumun içinde kaybolacak, hiçbir iz bırakmadan bu dünyadan göçüp gidecek, hepsi bu…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.