Gençler; Elden Gidiyor!
15 Ağustos 2024, Perşembe 00:52Tarih boyunca varlığını sürdürmüş olan her devlet, mevcudiyetinin çeşitli dönemlerinde sahip oldukları gücü tespit edebilmek amacıyla nüfus sayımı yapma ihtiyacını hissetmiştir. Çünkü bu sayımlardan elde edilen netice, devletlerin gerek ekonomik gerekse sosyal gücünü ifade eden önemli bir veri olma niteliğine sahiptir
İlk çağlardan itibaren devletler, bazen vergi toplamak bazen de askeri gayelerle nüfus miktarlarının ne kadar olduğunu bilme gereği hissetmiş ve nüfus sayımı yapmaya çalışmışlardır
Dünyada ilk nüfus sayımını M.Ö. 3000 yılında Çinliler yapmıştır. Modern nüfus sayımını ise 1800'lü yıllarda İskandinav ülkeleri yaparken, Osmanlı Devleti'nde ilk nüfus sayımı 2. Mahmut zamanında gerçekleşmiştir.
Bu sayım sonucunda, İmparatorluk dahilindeki dini ve etnik azınlıkların dağılımları, askerlik görevini gerçekleştirmeye uygun Müslüman erkek sayısı ve toplanması gereken vergilerin tahmin edilmesi gibi bilgilerin edinilmesi mümkün olabilmiştir.
Osmanlı döneminde gerçekleştirilen bir diğer önemli nüfus sayımı 1844 yılında uygulanmıştır. Bu sayımda kadın nüfusun sayılması da önem teşkil etmektedir.
Ülke nüfusunun uzun süren savaşlarda azalması ve Lozan Antlaşması sonucunda uygulamaya konulan mübadele ile ülke nüfusunun yeniden tespiti ihtiyacının ortaya çıkmasıyla Cumhuriyet Dönemi’nin ilk nüfus sayımı 1927 yılında yapılmıştır ve toplam nüfusumuz 13.6 milyon çıkmıştır.
Daha sonraki nüfus sayımları 1935 ile 1990 yılları arasında düzenli olarak sonu 0 ve 5 ile biten yıllarda uygulanmıştır. 1990 yılından sonra ise nüfus sayımının sonu sıfır ile biten yıllarda uygulanması kanunla belirlenmiş ve bu kapsamda ülkemizde son Genel Nüfus Sayımı 22 Ekim 2000 tarihinde yapılmıştır.
"Milenyum yılı" olarak kabul edilen bu yılda ülke nüfusu 67.8 milyona ulaşmıştır.
Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023'te nüfusumuz 85.3 milyonu aştı.
Nüfus yoğunluğu olarak tanımlanan "bir kilometrekareye düşen kişi sayısı" 1927 yılında 18 iken bu sayı 93 kişi yükselerek Cumhuriyet'in 100. yılında 111 oldu.
Nüfusun fazla olması çoğu zaman güçlü bir devlet anlamına gelmiş, devletler de yaptıkları her planlamayı sahip oldukları insan kaynağı üzerinden şekillendirmiştir. Bu doğrultuda gerek gerçekleştirilen savaşlar gerek yayılma politikaları, gerekse sahip olunan kaynakların çoğaltılması hep aynı temel üzerinden, yani insan kavramı üzerinden şekillendirilerek oluşturulmuştur.
Bir zamanlar Dünya'nın en genç nüfusuna sahip olan Türkiye, yaşlanıyor!
Nüfusun yaş grupları itibariyle dağılımı; sosyal, ekonomik, siyasal, askeri, sosyolojik, psikolojik, demografik vb. birçok açıdan önem arz ediyor. Genellikle nüfus üç yaş grubu içinde ele alınıyor. Bunlar; 15 yaşın altındaki çocuklar, 15–64 yaş grubundaki çalışma çağı nüfus ve 65 yaşın üstündeki yaşlılar.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre; 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12.9 milyon oldu. Genç nüfus, toplam nüfusun %15,2'sini oluşturdu. Genç nüfusun %51,2'sini erkek , %48,8'ini ise kadın nüfus oluşturdu.
Türkiye, yüzde 15,2'lik genç nüfus oranıyla yüzde 15,5 olan dünya ortalamasının altında bulunuyor. En yüksek genç nüfusa sahip ülke yüzde 24,1 ile Suriye, en düşük orana sahip ülke yüzde 6,8 ile Ukrayna olarak kayıtlara geçti.
Genç nüfus potansiyeli Türkiye için uzun yıllar boyunca sosyoekonomik anlamda önemli bir güç unsuru olageldi. Fakat son yıllarda doğurganlık oranlarının ve doğum hızının düşüşe geçmesiyle beraber nüfusun yaşlanması gerçeği karşımıza çıktı.
Alandaki birçok araştırmacının da altını çizdiği üzere, önümüzdeki yıllarda uygulanacak sosyal politikaların yaş piramidinde gözlemlenecek bu dönüşüm hesaba katılarak geliştirilmesi önem arz ediyor. Ayrıca, genç nüfusun azalışı çalışan nüfusun azalışı anlamına geldiğinden, ülkenin üretim kapasitesi ve mevcut iş gücü potansiyelinde ciddi zorluklar meydana geleceği de öngörülüyor.
TÜİK'in 3 farklı senaryo üzerinden yaptığı nüfus projeksiyonları, ülkenin genç nüfus oranının 2050 ve 2100 yıllarında gerileyebileceğini ortaya koydu.
Ana senaryoya göre, Türkiye'nin 2050 yılındaki genç nüfusunun yaklaşık 9,1 milyon olması bekleniyor. Söz konusu dönemde gençlerin toplam nüfus içerisindeki oranının ise yüzde 9,66'ya gerileyeceği tahmin edildi.
Düşük senaryoya göre de 2050 yılında 8,3 milyona gerileyecek genç nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranı yüzde 9,29 olarak hesaplandı.
Yüksek senaryoda ise genç nüfusun 9,9 milyon olması, oranının ise yüzde 10,03'te kalacağı öngörüldü.
Tüm projeksiyonlarda, Türkiye'nin genç nüfusundaki azalış dikkati çekiyor.
Bir ülkenin toplumsal ve ekonomik gelişmesinde genç nüfus toplumun adeta sermayesi gibidir. Genç nüfus potansiyelinin kullanım pratiklerinin eksik kalması büyük bir kayıp olarak değerlendirilebilmektedir. Bir anlamda genç nüfus, her ülke için kalkınmada hamle kozudur
Son yıllardaki küresel sermaye yarışında, Çin ve Hindistan gibi kalabalık nüfuslu ülkelerin ekonomik başarısının arka planında, genç nüfus unsurunun etkili olduğu yönünde fikirler ağırlık kazanıyor.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.